DEM Parti, eylemlilik ve partili belediyeler önünde nöbet tutma kararı alırken, muhalefet partileri ile görüşme trafiği yürüterek, destek istedi.
Edinilen bilgiye göre DEM Parti Eş Genel Başkanları CHP Lideri Özgür Özel ile temasa geçti.
DEM Parti, Hakkari’ye kayyum atanmasının ardından, yenilerinin gelebileceği endişesini taşıyor ve bu konuda “siyasal ve toplumsal muhalefetin tepkisi”nin süreci belirleyeceğini düşünüyor.
Parti yönetimi bu çerçevede yeni kayyum atamalarının önünü kesmek ve belediye meclisinde seçimi zorlamak için toplumsal ve siyasal muhalefeti harekete geçirme stratejisi izleme kararı aldı.
Hakkari Belediye Eş Başkanı Mehmet Sıddık Akış’ın gözaltına alınıp, görevden uzaklaştırılmasının ardından DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) olağanüstü toplandı.
Toplantı sürerken, Akış’ın yerine kayyum atandı. Toplantıda, Hakkari Belediyesine kayyum atamasına karşı yapılacak protesto eylemlerinin yanı sıra, yeni kayyum atamalarının önüne geçmek için izlenecek strateji ele alındı.
DEM Parti yönetimi, yeni kayyum atamalarının önünü kesmek için partili belediyelerin önünde “nöbet” eylemi başlatma, belediye olmayan yerlerde de il, ilçe örgütlerinin protesto eylemi yapmasını kararlaştırdı.
DEM Parti, geçmişteki uygulamalarından farklı olarak muhalefet partileri ile de temasa geçti ve eylemlerine destek istedi.
Bu kapsamda DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Koçyiğit, sabah saatlerinde CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır ve Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya ile görüşerek, eylemlerine destek istedi.
Ayrıca, muhalefet partileriyle de temasa geçildi, eş genel başkanlar da CHP l,deri Özgür Özel ile iletişime geçti.
Kayyum kararı bekleniyor muydu?
DEM Parti kaynakları, Hakkari’ye kayyum atamasına dönük işaretleri bir süredir gördüklerini ifade ediyorlar.
Sıddık Akış, 2014 yılında hakkında açılan dava nedeniyle 5 Haziran Çarşamba günü hakim karşısına çıkacak.
BBC Türkçe’ye konuşan bir DEM Parti yöneticisi, “En azından o zamana kadar beklenir diyorduk, ama onu bile beklemediler. Yaklaşık 10 gün önce mütaala verilmesi ve hemen duruşmaya çağrılması nedeniyle kayyum atanabileceğini öngörüyorduk” görüşünü dile getirdi.
DEM Parti yöneticileri İçişleri Bakanlığı’nın gözaltı gerekçesi olarak 10 yıl önce açılan davayla ilgili yargılama sürecinin bilindiğini, ancak ikinci maddede yer alan Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “terör örgütüne üye olmak” suçlamasından yeni bir soruşturma başlatıldığını gözaltına alındığında öğrendiklerini belirtti.
Yöneticiler, bu soruşturmanın birkaç günlük olduğu ve kayyum atamaya gerekçe üretmek için başlatıldığı görüşünde. Akış’ın adaylığına Yüksek Seçim Kurulu (YSK)’nın izin vermesini, hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunmamasına karşın görevden uzaklaştırılmasını da “tuzak” olarak nitelendiriliyor.
Kayyum atamaları devam edebilir mi?
DEM Partililer'in verdiği bilgiye göre Mehmet Sıddık Akış 1995 yılından bu yana DEM Parti geleneğinden gelen partilerde yöneticilik yaptı ve 31 Mart Yerel Seçimlerinde de ön seçimden çıkarak belediye başkanlığına aday oldu.
Ancak belediye başkanı seçilmesinden sonra hakkında yeni bir soruşturma başlatıldığı bilinmiyordu.
Parti kaynakları, bu yolla, İçişleri Bakanlığı’nın istediği belediyeye kayyum atayabileceğine dikkat çekerek, “Zaten başka yerlerde de hazırlık yapıldığını biliyoruz” sözleriyle yeni atamaların olabileceği dile getiriliyor.
BBC Türkçe’ye konuşan bir parti yöneticisi, muhalefetin, özellikle de CHP’nin bu konudaki tutumunun süreç için "belirleyici" olacağını belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Belediye başkanlarımız, zaten aktif siyasette olduğu için yargılama dosyası olan çeşitli dosyalar var. Burada dikkat çeken nokta şu; Hakkari eş başkanımıza yönelik soruşturma, birkaç gün önce başlamış.
"Dolayısıyla öngöremezsiniz, gizli soruşturma yürütülmüş, o nedenle bütün belediyelere yaygınlaştırılabilir. Amaç, Hakkari’den başlayıp, toplumsal refleksi, muhalefetin tepsini ölçüp, genelleştirmek. Eğer tepki düşük olursa, Hakkari’de olan uygulama genele yaygınlaştırılabilir."
Hakkari neden tercih edildi?
Kayyum atamalarını, “OHAL uygulamasının Kürtler için devamı” olarak nitelendiren DEM Partililer'e göre Hakkari özellikle tercih edildi.
HDP ve son seçimlerde Şırnak’ın, kamu görevlileri, "taşıma seçmen" nedeniyle kaybedildieğini savunan DEM Partililer, iktidar bloğunun ikinci hedefinin de Hakkari olduğunu belirtiyorlar.
31 Mart’ta AK Parti’nin seçimi almak için “para dağıttığı”, "taşıma seçmen yığdığını" iddia eden DEM Parti kurmayları, yine de seçimi "büyük farkla" aldıklarını anımsatıyorlar.
AK Parti adayı İsmet Ölmez’e, seçim sonuçlarına itiraz baskısı yapıldığını, ancak Ölmez’in bunu kabul etmediğini belirten DEM Parti kurmayları, “İktidar, Şırnak - Hakkari hattını almak için çok uğraştı, Hakkari’yi seçimde alamadı o nedenle kayyum atandı” görüşünü dile getiriyorlar.
Muhalefetten ne bekleniyor?
DEM Parti, önceki yıllardaki kayyum atama süreçlerinin tersine, toplumsal muhalefeti genişleterek, kayyum atamalarının önüne geçme hesabı yapıyor.
Hakkari’ye kayyum atanmasının hemen ardından başta CHP olmak üzere muhalefet partileri ile temasın altında da bu anlayış yatıyor.
31 Mart Yerel Seçimlerinde Van Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Abdullah Zeydan’ın “memnu (yasak) haklarının iadesi”ne yapılan itiraz gerekçe gösterilerek, mazbatasının verilmemesi üzerine AK Parti içinden ve muhalefetten yükselen tepkiler nedeniyle geri adım atıldığı anımsatılıyor.
DEM Parti, 31 Mart Yerel Seçimlerinde iktidara karşı “güçlü mevziler kazanan” CHP ve Yeniden Refah’ın yanısıra diğer muhalefet partileri için kayyum atanması sonrasındaki süreci “demokrasi, adalet mücadelesi sınavı” olarak görüyor.
DEM Parti kurmayları, eğer ilk kayyum atamasına güçlü tepki gösterilmezse, bunun CHP’ye ve diğer muhalefet partilerine de uzanacağını düşünüyor. CHP’lileri İstanbul Şişhane’de kayyum atamalarına karşı yapılan eyleme de davet ettiklerini belirten DEM Parti yöneticilerine göre, güçlü muhalefet iktidara geri atım attırılabilir:
"Biz yeni kayyum atamalarına karşı, hem de Hakkari’de başkanın belediye meclisinden seçilmesi için mücadelemizi sürdüreceğiz. Ama muhalefete de bu süreçte çağrımız olacak. Çünkü eğer bunun önü alınmazsa, Ekrem İmamoğlu hakkında da dava var.
"Bu İzmir’e de başka yerlere de uzanır. Türkiye’de muhalefete zaten yakıştırılan siyasi suç terör. Onun için siyasi nedenlerle terör yaftası yapıştırılan belediye başkanlarına partisi ne olursa olsun sahip çıkmak gerekiyor. Onun için CHP’nin bu sınavdan başarılı çıkması, gelecekte kurguladığı ,hayal ettiği Türkiye’nin gereğidir. Onun için bu CHP’nin en önemli sınıvıdır."
CHP’den Hakkari’ye heyet
Hakkari’ye kayyum atanması Genel Başkanı Özgür Özel’in başkanlığında toplanan CHP Merkez Yönetim Kurulu’nda (MYK) da değerlendirildi.
Özel, kayyum kararını “Hakkari halkının iradesini yok saymak” olarak nitelendirirken, MYK’da, Hakkari’ye heyet gönderilmesi kararlaştırıldı. MYK sürerken, açıklama yapan Parti Sözcüsü Deniz Yücel, görevden alınan Sıddık Akış’ın hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunmadığına dikkat çekerek;
“Kayyum atamak, masuniyet karinesini yok saymak, henüz hakkında kesinleşmiş bir yargı kararı olmayan seçilmiş Belediye başkanını doğrudan doğruya suçlu ilan etmektir” sözleriyle karara tepki gösterdi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı, Zeliha Aksaz Şahbaz, Antalya Milletvekilimiz Cavit Arı, Bursa Milletvekilimiz Kayıhan Pala bugün (4 Haziran) Hakkari’ye giderek, incelemelerde bulunacak.
Normalleşme, yumuşama' süreci nasıl etkilenir?
AK Parti’nin ilk kez oy oranıyla ikinci sıraya gerilediği 31 Mart Yerel Seçimlerinden sonra en çok merak edilen konu başlıklarından birisi de “kayyum atamaları”nın devam edip etmeyeceğiydi.
15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından ilan edilen “olağanüstü hal” sürecinde HDP’li belediyelere yönelik başlayan kayyum uygulaması, 2019 Yerel Seçimlerinden sonraki “olağan” dönemde de devam etmişti.
31 Mart seçimlerinin ardından muhalefet cephesinde, CHP lideri Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ziyareti ile başlayan “siyasette normalleşme, yumuşama” sürecinin en önemli göstergelerinden birisinin kayyum atamalarına son verilmesi olacağı konuşuluyordu.
Siyasette "yumuşama dönemi" beklentisi içinde olan kesimlerce Van Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Abdullah Zeydan’a mazbatasının verilmemesi kararından toplumsal tepki üzerine geri adım atılması örnek gösterilerek, iktidarın kayyum politikalarından vazgeçebileceği beklentisi dile getiriliyordu.
DEM Parti yönetimi ise iktidarın kayyum ataması ile muhalefeti “bölme, DEM’i yalnızlaştırma, kriminalize ” taktiği izlediği görüşünde.
İktidarın “Kürtsüz normalleşme” arayışında olduğunu savunan parti kurmayları, “Aslında seçimden sonra da iktidarda MHP politikaları galip geldi. Normalleşme dedikleri, seçimle zayıflayan iktidarın kendisine güç takviyesine dönük turlar. CHP’yi yanlarına çekme girişiminden öteye gitmez” yorumu yapılıyor.