Havaların ısınmasıyla birlikte güneş koruyucu kremlerinin fiyatları artmaya başladı. Güneş koruyucu fiyatları 600 lira bandına dayanırken, güneşin ultraviyole ışınlarından cildi nasıl korumak gerektiği merak konusu haline geldi. Türk Dermatoloji Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ertan Yılmaz, havaların ısınmasıyla birlikte güneşin zararlı ışınlarından cildimizi korumamız gerektiğini vurgulayarak, “Bunun yolu katı korunmadır. Katı korunma, insanların mümkün olduğu kadar uzun kollu giyinmesi, enseyi, kulakları ve çeneyi koruyacak geniş şapka kullanması ve güneşin şiddetli olduğu saatlerde güneşlenmek, açık havada çalışmak ya da açıkta yolda yürümek yerine gölgede olmaya çaba göstermesidir” dedi. Pahalılık ortamında güneş koruyucu krem almanın vatandaşın bütçesini zorlayacağını belirten Yılmaz, “Eğer insanların çok duyarlı ve özel bir durumu yoksa ‘mutlaka kullanın’ mesajını vermek istemeyiz. Çünkü iki saatte bir yenilenmeyen güneş kremi zaten etkili değildir. ‘Yalancı güven duygusu’ veriyor ve gereksiz bir maddi kayıp anlamına geliyor” diye konuştu.
Türk Dermatoloji Derneği Başkanı Yılmaz, ELİPS HABER’e güneşin zararlı ışınlarından nasıl korunmak gerektiğine ilişkin açıklamalarda bulundu. Yılmaz’a yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:
“Katı korunma önemli”
Güneşin zararlı ışınlarından cildimizi nasıl korumalıyız?
Güneş yaşamın kaynağı. Güneş olmadan yaşam olmaz. Güneşin tüm canlılarda belli bir dozdan sonra zararlı olacağını hepimiz biliyoruz. O nedenle yararlı etkilerinden alırken zarar görmemek adına bazı önlemler almakta yarar var. Mesela güneşin dik gelmeye başladığı ve zararlı olma potansiyelinin yüksek olduğu saat 10 ile 15 arasındaki güneşte mümkün olduğu kadar kaçınmak gerekiyor. Bunun yolu katı korunmadır. Katı korunma, insanların mümkün olduğu kadar uzun kollu giyinmesi, enseyi, kulakları ve çeneyi koruyacak geniş şapka kullanması ve buna ek olarak güneşin şiddetli olduğu saatlerde güneşlenmek, açık havada çalışmak ya da açıkta yolda yürümek yerine gölgede olmaya çaba göstermesidir.
Bunun dışında deri tipi 1 ya da 2 dediğimiz çok açık tenli, açık renk gözlü, açık renk saçlı olan insanların, güneşe karşı hassasiyetleri çok fazla. Güneşten zarar görme risklerinin yüksek olması nedeniyle o ten rengine sahip insanlara günde düzeni güneş koruyucu krem kullanmalarını söylüyoruz. 15 ve üzeri koruyucu faktörlü güneş kremleri yeterli olmaktadır. ‘Faktörler mutlaka 50ya da 75 olsun’ diye ısrarımız pek olmaz. Çünkü 30 ila 50 faktör arasında koruyuculukta yüzde 2’lik bir fark ediyor ve kimyasalların artması anlamına geliyor. O nedenle mümkün olduğu kadar katı bir şekilde şapka takma, uzun kollu giyme ve güneşin yoğun olduğu saatlerden kaçınmayı öneriyoruz. Çok ihtiyaç olursa güneş koruyucu da kullandırıyoruz.
“Deri kanserlerinin etkisi bebeklikten itibaren alınan ışınlarının toplamıyla paralel oluyor”
Bebek ve çocuklar için ne söylersiniz?
Bebeklere ayrı bir parantez açıyorum. Bebek ve çocuklar deniz kıyısında, havuz başında vakit geçirdiğinden güneşten etkilenmeleri daha fazla oluyor. Zaten deri kanserlerinin etkisi bebeklikten itibaren alınan ışınlarının toplamıyla paralel oluyor. Deri tipi de alınan güneş ışınlarının toplamı ile oluştuğu için bebekleri de iyi korumak gerekiyor.
Güneş koruyucularının ‘yalancı güven duygusu’ yaratması nedeniyle insanlarımız ‘Nasıl olsa güneş koruyucu kullandım. Bana bir şey olmaz’ diyerek açık havada çok zaman geçiriyorlar. Bu güneş koruyucuyu ‘daha fazla zarar görmemek’ adına kullanıyoruz. Güneş koruyucu kullansak bile korunmaya devam etmeliyiz. ‘Güneş koruyucu sürdüm. Artık açık havada ya da deniz kıyısında uzanıp yatabilirim’ anlamına mesaj gelmiyor. Güneş koruyucularını sürüp güneşe çıkmalarını önermiyoruz.
“Şiddetli güneş yanığı deri kanseri riskini artırıyor”
Güneş koruyucuları kullanılmadığı takdirde ciltte ne gibi sonuçlara yol açıyor?
İki boyutu var. Biri, ciltte su dolu kabarcıklar, şiddetli güneş yanıkları oluşuyor. Şiddetli güneş yanığı geçiren hastalarda melanom dediğimiz deri kanseri riski artıyor. Güneş yanıklarından çok korkarız. Erken dönemde güneş yanıkları hastaya ciddi zarar verebilir. Yanık tipi tedavi edilir. Hastayı sıkıntıya sokar. Daha önemlisi ileri dönemde hastalarda deri kanseri riskini arttırmaktadır.
İkincisi, aralıklı ve sık sık güneş koruyucusuz olarak özellikle açık tenli insanlar güneşe maruziyeti, güneş koruyucu kullanmamaları, açık havada çalışmaları nedeniyle oluşan değişiklikler var. Özellikle köyde, açık havada çalışan kadınlarımızın, erkeklerimizin yüzünü gördüğümüz zaman genellikle 10-15 yaş daha büyük gösterirler. Temel nedeni bizim ‘solar hasar’ dediğimiz güneş hasarı nedeniyle deri daha erken kırışmaya ve sarkmaya başlar. Lekelenmeler, düzensizlikler, sarı bir renk olur. Ve farklı renkte kabartılar, kanser öncüsü bazı belirtiler gelişmeye başlar. Son aşamada ise bunların üzerine hasarlar devam eder. Güneşten kaçınma, korunma olmaz ise özellikle açık tenlilerde deri kanserlerinin bazı türlerinin gelişme riski kaçınılmaz olacaktır.
“Gereksiz bir maddi kayıp”
Güneş koruyucularının fiyatları yazın yaklaşmasıyla birlikte artmaya başladı. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tam da bu yüzden güneş koruyucudan önce şapkayı, uzun kollu giyinmeyi ve güneşin yoğun olduğu saatlerde mümkün olduğu kadar gölge alanlarda bulunmayı önerdim. Gölgedeyseniz ve çok açık tenli değilseniz aşırı bir güneş koruyucuya ihtiyaç yok. Güneşle alevlenen bir deri hastalığınız varsa o özel bir durumdur. Doktor mutlaka tavsiye eder ama normal koşullarda sokaktaki herkesin çılgınlar gibi sürekli güneş koruyucu krem sürmesi konusunda bir önerimiz yoktur. Çok pahalı ürünler…
Eğer insanların çok duyarlı ve özel bir durumu yoksa ‘mutlaka kullanın’ mesajını vermek istemeyiz. Çünkü iki saatte bir yenilenmeyen güneş kremi zaten etkili değildir. ‘Yalancı güven duygusu’ veriyor ve gereksiz bir maddi kayıp anlamına geliyor. O nedenle ısrarla tüm yüzü, enseyi ve kulakları gölge tutacak geniş şapka takmayı, kollarımızın tümünü koruyacak şekilde giysi alışkanlığı edinmeyi ve yolun gölge tarafına yürümeyi öneriyorum.