8 Mart dolayısıyla Bianet'ten Evrim Kepenek'in sorularını yanıtlayan DEM Parti Ankara Büyükşehir Belediye Eş Başkan adayı Gültan Kışanak, seçim kampanyasında kullanılmak üzere fotoğraf çektirip dışarıya göndermesine Adalet Bakanlığı tarafından izin verilmediğini söyledi.
Kışanak, “Siyaset ve hapishane aslında hiç yan yana gelmemesi gereken iki şey ama maalesef bu ülkede muhaliflerin yolu bir şekilde hep hapishaneye düşüyor” dedi.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle kadınlara seslenen Kışanak, “Zamanın ruhu biz kadınlara, bir adım öne çıkmamız, özgürlük ve barış siyasetinde inisiyatif almamız gerektiğini söylüyor. Eh, görevden kaçacak değiliz... Şansımız bol, yolumuz açık olsun” ifadelerini kullandı.
"Seçim milliyetçi erkekler arasında iktidar yarışına dönüşmüştü, kadınların müdahale etmesi gerekiyordu"
Kışanak, Diyarbakır yerine Ankara'dan aday olmasının nedenini ise şu sözlerle açıkladı:
"Ankara adaylığımın birçok nedeni var. Cumhuriyet'in başkenti olması, sorunların da çözümün de merkezinde yer alması en önemli neden. Cumhuriyet'in geçen yüz yılında, kadınların özgürlük sorunu ve Kürt sorunu çözülemedi. Toplum inisiyatif almadan çözülmeleri de mümkün değil. Kadınların özgürlük iradesini ortak mücadele zeminlerinde buluşturmak ve kadın öncülüğünde güçlü bir barış mücadelesi örgütlemek için Diyarbakır ile Ankara arasında bir köprü kurmak gerekiyordu. Ankara adaylığımla bu mesajı güçlü bir şekilde vermek istedim. Bir de iktidar tarafından sürekli pompalanan 'bölünme' korkusuna pozitif bir cevap olabilir diye düşündüm. Ayrıca Ankara seçimi milliyetçi erkekler arasında bir iktidar yarışına dönüşmüştü, buna da kadınların müdahale etmesi gerekiyordu."
"Ankara’yı değiştirmeden Diyarbakır'ı değiştiremeyiz"
"Biz kadınlar, Ankara’yı değiştirmeden kazanımlarımızı koruyamıyoruz" diyen Kışanak, sözlerine şöyle devam etti:
"Kadın özgürlük iddiamızı, Ankara’ya taşımak için aday oldum. Evet, bu bir yerel seçim, merkezi iktidar değişmeyecek ama biz kadınlar Ankara’da güçlü bir kadın iradesi açığa çıkartabilirsek, iktidarın kadın kazanımlarına yönelik olası saldırılarına karşı daha güçlü mücadele olanaklarına sahip olabiliriz. O nedenle, Diyarbakır’dan Ankara’ya, Ankara’dan dört bir yana, kadın dayanışmasını ve kadın özgürlük iddiasını örgütlemeliyiz.
Ayrıca kadınlar olarak, yerel ve yerinden dönüşümün önemini biliyoruz. Kadınlar yerel yönetimlerden dışlanıyor, kadın adayların sayısı çok az, olanlar da ya erkekleşmeye zorlanıyor ya da oy toplamakla sınırlanıyor, kadın gündemlerinden kopartılıyor.
Bu nedenle tüm kadınları, bulundukları kentlerde, kadının rengini, kadının sözünü, kadının iradesini görünür kılmaya davet ediyorum.
Seçim sadece bir makam kazanma yarışı değildir, politikalarımızı halkla buluşturmak ve toplumsal örgütlenmeyi genişletmek için önemli bir fırsattır.
Biz kadınlar bu seçimi, kadın politikalarını sahaya taşımak, kadın dayanışmasını ve kadın örgütünü büyütmek için değerlendirmeliyiz. Tabi ki ayrıca seçim yarışını kazanırsak fena olmaz..."