Meclis yine gergin anlara sahne oldu. AKP İstanbul milletvekili Cüneyt Yüksel'in sözlerinin üzerine DEM Parti milletvekili Gülistan Koçyiğit kürsüye çıkarak sert sözler kullandı.
Yüksel'in tartışmaya neden olan sözleri şöyle:
"Şunu açıkça söylemem gerekiyor. Hükümetlerimiz döneminde hürriyetlerin genişletilmesi ve adalet sisteminin tahkim edilmesi yönünde yapılan değişiklikler güvenlik konusundaki kaygılara tabii ki kurban edilmemiş ve bu iki kavram arasında denge her daim muhafaza edilmiştir ve dünyadaki her hukuk devletinde olduğu gibi ülkemizde de terör ve şiddete ilişkin özel düzenlemeler yer almaktadır Anayasamızın 127. ve belediye kanununun 47. maddesi görevleri ile ilgili bir suç nedeniyle haklarında soruşturma veya kovuşturma açılan belediye organları veya bu organların üyeleri kesin hükme kadar İçişleri Bakanı tarafından görevden uzaklaştırılabilir hükmüne yer vermektedir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devletidir ve herkesin anayasaya ve kanunlara uyma yükümlülüğü vardır. Seçilmiş de olsa hiç kimsenin suç işleme teröre ve terör örgütlerine yardım etme destek olma hak ve yetkisi yoktur. Yani hiç kimse yargı ve hukuk karşısında layüsel değildir. Suç unsurunun olduğu yerde Bunun hesabını soracak olan da tabii ki yargıdır.
Değerli milletvekilleri AKP yerel demokrasiyi içselleştirmiş, yaşanan darbelere ve çeşitli yöntemlerle demokrasiyi askıya alma gayretlerine rağmen her daim milli irade bayrağını yükseltmiş hukuk devleti ilkesini güçlendirmiştir. Unutmayalım ki hukuk devletinin en önemli görevi devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü ile vatandaşların temel hak ve özgürlüklerini korumak başta terör örgütleri olmak üzere teröre her türlü desteği sağlayanlarla mücadele etmektir. Devletimiz terörle mücadelesini 40 yıldır kararlılıkla sürdürmektedir. Bölücü terör örgütü ve uzantıları bazı belediyeleri ülkemizin devleti ve milletiyle bölünmez bir araç olarak kullanmakta terör faaliyetlerinin desteklendiği lojistik merkezlere dönüştürmektedir. Terörle demokrasi bak bunu iyi öğren terörle demokrasi terörle sivil siyaset aynı yerde olmaz. Siyasetçinin görevi teröre destek olmak değil halkına şehrine ilçesine hizmetkar olmak. Hileli yöntemlerle kent uzlaşısı adı altında bölücü örgüte hizmet edenlere müsamaha gösterilmesi asla beklenemez. Bilindiği gibi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca terör örgütünün kent uzlaşısı faaliyetleri kapsamında HDK çatı yapılanması mensuplarına ilişkin soruşturma açılmıştır. Anayasa ve ilgili kanun korunması amacıyla yürütülen bu soruşturmaları farklı şekilde yönlendirmek yönlendirmek belediyelere yönelik bir operasyonu gibi sunmak doğru değildir. Bir Belediye Başkanı veya kamu görevlisi suç işlediğinde sadece seçilmiş olduğu için ayrıcalıklı bir statüye sahip olamaz. Hukuk herkes için eşit ve bağlayıcıdır. Bağımsız ve tarafsız yargı Anayasamızın 9. ve 138. maddelerin teminat altına alınmıştır. Dolayısıyla soruşturmalar tarafsız ve bağımsız yargı mercileri tarafından değerlendirilecek ve gereği neyse o yapılacaktır. Her hukuk devletinde bulunan bakın her hukuk devletinde İtalya'da da Almanya'da da Fransa'da da İngiltere'de de anayasal ve yasal hükümlerin ülkemizde de uygulanmasının darbe girişimi olarak nitelendirilmez. Demokraside tahribat oluşturulduğundan bahisle meclis araştırmasının talep edilmesi abesle iştigaldir."
Hukuk eliyle operasyon çekiyorsunuz
Ardından kürsüye çıkarak söz alan Gülistan Koçyiğit ise şunları söyledi:
"Sayın Yüksel adına çok talihsiz bir konuşma. Ya siz hukukçusunuz. Gelip burada bütün Meclis'in gözünün içine bakarak Türkiye halklarının gözünün içine bakarak hukuku katlettiniz ya katlettiniz. Ortada hukuk bırakmadınız. Anayasa'ya aykırı olan bir KHK'yı savundun. Anayasa 127. madde çok açık değil mi görevleriyle ilgili suçta. Peki bizim hangi belediye başkanımız görevleriyle ilgili suçlardan dolayı bana bir tane söyle ben kürsüden ineceğim. Bir tane söyle ikinci istemiyorum. Şimdi siz dün anlattım uzun uzun hiç anlamışsınız. Kent uzlaşısı şimdi arkadaşım benim Cumhuriyet Halk Partisi'yle orada bulunan diğer bütün sivil toplum örgütleriyle siyasi partilerle ittifak yapmam ve bunu kamuoyuna deklare etmem bunu Kent Uzlaşısı olarak tarif etmem ve bunun sonucunda da İstanbul'da birçok ilçeyi ve aynı zamanda İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni kazanmış olmamız niçin bir terör faaliyeti söyler misiniz? Şimdi çok açık ve net ortada olan şu. Siz 31 Mart seçimlerinde kaybettiğiniz için ikinci parti olduğunuz için bizim ittifakımız kent uzlaşısı formülüm size büyük kaybettirdiği için bir parti olma yeteneğinizi kaybettiği için siz burada hukuk eliyle operasyon çekiyorsunuz. Çok açık ve net."
