Zafer Partisi Küçükçekmece İlçe Başkanı Mustafa Güngör, üzerinde "Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet" yazan bir pankartla ilgili olarak dün gece gözaltına alındı. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na aykırı davranmaktan adliyeye sevk edilen Güngör'e adliyede ek olarak "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlaması da yöneltildi.
Güngör, ''yurt dışı çıkış yasağı'' konarak serbest bırakılırken, Zafer Partisi İstanbul İl Başkanı Hakan Akşit şu ifadeleri kullandı:
“Bugün yine teşkilat olarak, Zafer Partilileri olarak bir adliyedeyiz. Bu sefer Küçükçekmece adliyesindeyiz. Dün akşam Küçükçekmece İlçe Başkanımız Mustafa Güngör özür dilerim, astıkları, ilçenin astığı pankartlardan dolayı ifadeye çağrılmıştı. Kendisi dün akşam ifade vermeye gitti karakola ve kendisini gözaltına aldılar. Bugün sabah doktor kontrolünden sonra adliyeye sevk edildi...Artık bu 2025 Türkiye’sinde trajikomik bir hal almaya başladı bu gözaltına almalar. Özellikle Zafer Partisi yöneticilerini gözaltına almalar. Belki bizleri alıştırmak istiyorlar ama biz alışmayacağız. Bunun böyle devam etmesi sırf Zafer Partililer için değil, Türk demokrasisi için siyaseti için sıkıntılı bir durum yaratıyor. Şimdi sizlere soruyorum. Bir siyasi partinin ilçe başkanı fikirlerini, siyasi görüşlerini belli eden bir pankart asamayacaksa bu insanlar ne iş yapacaklar? Genel başkanları, genel başkanımız tutuklu olduğu için tutuklanmasına biz itiraz ettiğimiz için adaletsiz bir tutuklanma olduğu için partimizin kendisinin, ilçesinin fikrini beyan eden, pankart asmak bir siyasetçinin, siyaset yönetiminde bulunan insanın, ilçe başkanının işi bu zaten. En doğal hakkı ama işi bu.
Ne dedi? Baskı istemiyoruz, genel başkanımıza özgürlük istiyoruz diye bir pankart astılar. Sonucu bu. Yine adliyedeyiz. Umarım bu son olur. Türkiye için son olur. Zafer Partisi için son olur. Ve önümüz daha siyasetin ve halk baskıdan uzak, tehditlerden uzak yapıldığı süreç içerisinde olur diye düşünüyorum. Teşekkür ederim. Efendim suçlama, pankartta yazan cümleden dolayı insanları suça teşvik. Suça teşvik. Şimdi bu cümlede nasıl bir suça teşvik var? Baskı istemiyoruz, özgürlük istiyoruz. Bunun Türkçesi bu. Öztürkçesi bu. Bugünkü dilimizde Türkçesi bu. Şimdi bu bir fikir beyanı. Bu genel başkanına özgürlük isteği. Hangi kişi, kim sokaktan geçer bu pankarta bakacak da suç işleyecek ya da nasıl bir suç işleyecek?'