Elips TV’de ‘Özel Gündem’ programına konuk olan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gazeteci Bülent Aydemir ile Muhammed Vefa’nın sorularını yanıtladı. Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Babacan, “Mevcut hukuksuzluk, israf, yolsuzlukla mücadele etmeme ortamında siz ekonomi politikasına ne yaparsanız yapın ülkenin ekonomisini düzeltmek mümkün olmaz” dedi.
Türkiye’nin iyi dönemini herkesin çok iyi hatırladığını belirten Babacan, “Türkiye dışarıdan nasıl gözüküyor?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Tamamen kötü yönetim. Hükümetin beceriksizliği. Türkiye buna layık değil. Dışarıdan maalesef demokrasinin artık olmadığı, tamamen bir kişinin tek kişi rejimi gibi bir algı var özellikle Avrupa kanadından bakıldığında.”
Mehmet Şimşek’in ‘dar alanda’ çalıştığına ilişkin açıklaması hatırlatılan Babacan, Şimşek’e ilişkin değerlendirmelerini aktardı. Babacan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şunlar:
“Mehmet Bey Londra’da çalışıyorken onunla tanıştık. Türkiye’nin ekonomik görünümüyle ilgili raporlar yazıyordu. Onu Sayın Erdoğan’la tanıştırdım, sonra onu bir sisteme kattık. 2015’e kadar yakın çalıştık. Mehmet Bey’in iyi niyetli bir çabası var, bunu takdir ediyorum. Ancak bakanların şu anki yetkisi ve sorumluluğu eski dönemdeki gibi değil. Eskiden bakanların çok daha geniş yetkisi ve siyasi sorumluluğu vardı. Şu anki sistemde bakanların siyasi bir sorumluluğu yok. Şu an siyasi sorumlu tek kişi. Bakanlar da ona karşı sorumlu. Çünkü seçilmiş kişiler değiller, atanmış kişiler. İmza yetkileri çok sınırlı. Şu an imza yetkilerinin çoğunluğu cumhurbaşkanında toplanmış durumda.
“Bakanların eskisi gibi yetkisi yok”
Şimdi cumhurbaşkanı tek imzayla bütün atamaları yapıyor. Dolayısıyla bakanların eskisi gibi yetkisi de yok. Ekonomi izole bir alan değil. Bir ülkenin ekonomisini düzeltmek sadece ekonomi politikasıyla olmaz. Ekonominin reel sektörü düzenlemesi lazım.
Şu anda Mehmet Şimşek’in kendi alanı dışındaki alanlarla ilgili yapacağı bir şey yok. Adaletsizliğin, hukuksuzluğun olduğu bir ülkede siz ne yaparsanız yapın ekonomik refaha ulaşamazsınız.
“Son 5 yıldır Türkiye’de fakir ve zengin arasındaki uçurum büyüyor”
Ekonomideki asıl başarı vatandaşlarımızın topyekûn zenginleşmesidir. Son 5 yıldır Türkiye’de fakir ve zengin arasındaki uçurum büyüyor. Dünyanın en yüksek faizi Türkiye’de. Son 5 yılda vatandaşlarımızın sadece yüzde beşinin geliri arttı. Rusya’da, savaşın ortasındaki ülkede herkes her gün 220 gram et yiyor. Biz savaşta da değiliz. Bizde neden et tüketimi azalıyor? Putin ’Ben Merkez Bankası’na talimat vermem. Bağımsız çalışır. Talimat verirsem Türkiye gibi oluruz’ dedi.
“Bugün cumhurbaşkanı olsam ekonomi çok kolay düzenlenir”
Mevcut hukuksuzluk, israf, yolsuzlukla mücadele etmeme ortamında siz ekonomi politikasına ne yaparsanız yapın ülkenin ekonomisini düzeltmek mümkün olmaz. Ama aynı zamanda düzeltmek çok kolay. Ben bugün cumhurbaşkanı olsam 10 tane sağlam insanı kilit noktalara yerleştiririm. Ekonomi çok kolay düzenlenir. Ben eğitimle ilgilenirim, çünkü eğitim ekonomiyi vuruyor. Nitelikli, iyi yetişmiş insan gücü ekonomiyi alır götürür. Buna yatırım yapmak gerekiyor.
Türkiye’nin olası büyük bir riske karşı hazır olması gerekiyor. Komşularıyla olan ilişkisini bir an önce toparlamak lazım. Varlık Fonu’nun kurulmasıyla ilgili ben başbakan iken Erdoğan bana çok baskı yaptı.
“AK Parti'ye katılma iddiası asılsız bir dedikodudur”
AK Parti'ye katılacağına ilişkin iddiaları yanıtlayan Babacan, şunları söyledi:
“Görüşme için çağırılsa külliyeye giderim. Diyalog esaslı bir partiyiz. Herkesle diyalog içerisinde dolaşırız. Konuşuyor olmak ayrı bir şey iş birliği ayrı bir şey.
Bizim oradan ayrılma sebebimiz var. Bir hukuksuzluk, adaletsizlik ve bunu düzeltme çabasının olmaması. İki yoksulluk ve israf. AK Parti'ye katılma iddiası asılsız bir dedikodudur.”
“Benim sorumlu olduğum dönemde biz insanların siyasi görüşüne bakmadık”
Türkiye’yi nerede görmek istediğimden bahsedeyim. 10 yıl sonra iyi bir iktidar partisiyle Türkiye’nin çok daha gelir seviyesine, çok daha iyi hukuk standartlığına ulaşacağını görmek istiyorum. Benim sorumlu olduğum dönemde biz insanların siyasi görüşüne bakmadık. Seçimden önce siyasi partiler yarışarak iktidara gelir. Ama iktidar olduktan sonra iktidar olan parti sadece kendini destekleyenlere güzellik yapamaz. Bu adalet değil. Biz böyle bir şey yapmadık.
Erdoğan bana dışarıdan büyükelçi atamam için çok ısrar etti. Ben yapmadım. Standartlara uyanı atamak istedim. Ben ayrıldım, hemen dışarıdan atamalar başladı.”
“Ortalamanın çok daha üzerinde bir maaşla kamuya bir yakınınızı işe aldırıyorsanız bu adil değil”
BBP Başkanı Mustafa Destici’nin kızının mecliste işe girmesine ilişkin düşüncesi sorulan Babacan, “Eleman alınacaksa açık, yarışmaya tabi, objektif sınavlara tabi kriterlerle yapılması lazım. Bu yapılsa, insanların çocukları, yakınları hak ederek bu sınavlarla girse diyecek hiçbir şey yok. Bu ülkede milyonlarca insan işsizken, ortalamanın çok daha üzerinde bir maaşla kamuya bir yakınınızı işe aldırıyorsanız bu adil değil” dedi.
Bahçeli’nin elini öpen özel harekat polisine ilişkin soruyu yanıtlayan Babacan, şunları söyledi:
“Bir FETÖ meselesini yaşamış bir ülkede hiç olmazsa yargının biraz daha bağımsız ve tarafsız çalışması lazım. İçeride yapılanmalar oluşuyorsa, kritik zamanlarda başkalarından aldığı talimatlarla hareket edebilecek kadrolar oluşuyorsa bu çok daha tehlikeli. FETÖ’den tam kurtulduk derken başkaları oluşuyorsa bu çok tehlikeli.
“Erdoğan, Sinan Ateş’in kızlarının vebalinden kurtulamaz”
Erdoğan, Sinan Ateş ve Ayşe Ateş’in kızlarının vebalinden kurtulamaz. Sayın Erdoğan’ın Bahçeli’ye yaptığı ortaklık çok zor. Allah o duruma düşürmesin. Ne kadar hukuksuzluk varsa bunlara göz yumup önlerini açık tutarak ortaklığını devam ettiriyor. Bunun vebali var.”
Ali Yerlikaya’ya ilk atandığında umut bağlanmasına ilişkin fikrini belirten Babacan, “Bakanlara umut bağlandığında gülüyorum. Bakanların siyasi sorumlulukları yok. Sadece cumhurbaşkanına karşı sorumlulukları var. Ne yapıyorsa onun izniyle, göz yummasıyla ya da talimatıyla yapıyorlar. Şu anda partide Erdoğan’dan başka siyasi kişilik kalmadı” şeklinde konuştu.
“Suriye’yle ilgili atılacak her türlü düzeltme çabasına destek veririz”
Suriye ve Esad ile görüşme konusunda fikirlerini aktaran Babacan, şu ifadeleri kullandı:
“Esad’la görüşme için her türlü gayreti destekliyoruz. Hatta ben Sayın Özgür Özel’le görüşmemde onun bu yöndeki çabasına kıymet verdiğimizi söyledim. Ana muhalefet partisinden de Esad’ın normalleşme çağrısının faydalı olacağını söyledim.
Suriye’de içine çökmüş bir ülke var. Burada Rusya ve Amerika, ordusuyla var. Bir sürü terör örgütü var. Her an sınırımızın ötesinde YPG yapılanması var. Bu kadar riskle çevrili coğrafyada, komşularımızla ilişkimizi normalleştirmemiz lazım. Kendi güvenliğimiz için çok acil. Suriye’yle ilgili atılacak her türlü düzeltme çabasına destek veririz. İran’ın ve ilgili diğer komşu ülkelerin buna katılması lazım.
Rusya zaten rejimin bütün garantörü. Askeriyle, siyasi desteğiyle rejimi ayakta tutan Rusya’dır. Türkiye’nin güvenilir, itibarlı bir ülke olarak devrede olmasıyla çok kolay çözülebilir.
“Osman Kavala’nın tutuklu yargılanmasını gerektirecek bir şey yok”
Tuğrul Türkeş’in açıklamaları aslında hukuk ve adaletin gereği. Bugün AYM ve AİHM kararları varsa, buna rağmen bunlar uygulanmıyorsa buna karşı çıkıp herkesin ‘yanlış’ demesi lazım. Dosyaların içi boş, tutuklu yargılanmayı gerektirecek hiçbir şey yok. İktidar öyle bir hale getiriyor ki, ‘Bunlar Türkiye düşmanı’ diyor. Bunun şeffaf, açık, bağımsız, tarafsız bir yargı süreciyle yürütülmesi lazım. Bunlar Türkiye düşmanıysa, buna mahkeme karar versin.”
“ABD’de sermaye için siyaset yapanların sayısı gittikçe çoğalıyor”
ABD’deki seçimlere ilişkin “Biden mi Trump mı?” sorusunu yanıtlayan Babacan, “İnsan üzülüyor. Bir zamanlar demokrasinin, insan haklarının öncülüğünü yapmış bir ülkenin kendi içinde demokrasisinin insan üretememesi gerçekten çok içler acısı. Başka hiç mi seçenek yok? Amerika’da milyarderler neredeyse trilyoner olacak. Sermaye için siyaset yapanların sayısı gittikçe çoğalıyor. Türkiye, ABD’de kim seçilirse seçilsin onunla iyi geçinmek zorunda” şeklinde konuştu.
“Yerel seçim sonuçları bizim için ölçü değil”
Kendisinde ne eksik gördüğüne ilişkin soruyu yanıtlayan Babacan, şunları söyledi:
“Vatandaşlarımız bize olumlu bakıyor. Arkadaşlarımız çok çalıştı. Ama yerel seçimde iktidara bir sarı kart gösterme refleksi çok kuvvetliydi. Vatandaşlarımız, seçilebileceğini düşündüğünün üzerinde yoğunlaştılar. CHP birinci parti olarak çıktı ama yöneticilerden gelen açıklamalara baktığınızda bekledikleri sonuçlar değildi. Ankara ve İstanbul’da oylar düştü. Ama AK Parti seçmeni küstüğü için katılım düştü. Birçok yerde iktidar karşıtlığı çok önemli bir motivasyon. Bu yüzden yerel seçim sonuçları bizim için ölçü değil.
“Biz ülkeyi çok iyi yönetebileceğimizi düşünüyoruz”
Bugün sokağa çıkın, ‘Ali Babacan bu ülkeyi yönetebilir mi?’ diye sorun. Alacağınız cevap ‘evet’tir. Ama seçilebilirler mi diye sorduğunuzda, işte zaman meselesi. En çok zamana ihtiyaç var. Zamanın bizim lehimize işleyeceğini düşünüyorum. Duruşumuzun doğru olduğunu düşünüyoruz. İnsanlar bakacak ki bu iktidar artık yapamıyor, işlemiyor, bunu görecekler. İddiası olan diğerlerine bakacaklar. Seçilmek ayrı bir şey, ülkeyi yönetebilmek ayrı bir şey. Seçimi kazanıp ülkeyi kaybetmek var. Biz ülkeyi çok iyi yönetebileceğimizi düşünüyoruz. Seçildikten sonra biz ülkeyi yönetiriz.”
Altılı masadan istifa eden isimlere ilişkin açıklama
Altılı masa ve sonrasında istifa eden genel başkanlara ilişkin soruyu cevaplayan Babacan, “Bizim daha önümüzde yol var. Yapacağımız çok iş var. Biz sağlam bir iradeyle, doğru bir yolda yürümeye devam ediyoruz. Altılı masada hem anayasa çalışmalarında imza attığımız ve büyük katkımız olan her şeyin biz arkasındayız” dedi.