İtalyan Corriere della Sera gazetesine konuşan Beşir, "Sadece Mart 2025'e kadar (iktidarda) kalacağız" vurgusunda bulunarak "Borç çok büyük, zorluklar devasa ama başarılı bir İdlib deneyimimiz var. Elbette bir şehir, bir ülke değil ancak bunu yapabiliriz." ifadesini kullandı.
Çok sayıda Suriyelinin geçen yıllarda zulüm gördüğüne işaret eden Beşir, katliamların sorumlularının uluslararası ve sivil toplum kuruluşları tarafından zaten belgelendiğini ve bunların Suriye’deki mevcut yasalara göre yargılanacağını kaydetti.
Hedefleri sorulan Beşir, “İlk hedefimiz, Suriye’nin tüm kentlerinde güvenlik ve istikrarı yeniden sağlamak. İnsanlar, adaletsizlikten ve zulümden bıktı. Devletin otoritesi insanların işlerine ve normal hayatlarına dönmesine izin vermelidir. İkinci hedefimiz ise milyonlarca göçmen Suriyelinin dönüşünü sağlamak. Onların deneyimleri, insan sermayesi ülkeyi kalkındıracak. Yurt dışındaki tüm Suriyelilere çağrımdır; Suriye artık özgür bir ülkedir ki kendi gururunu ve onurunu kazandı. Geri dönün. Yeniden inşa etmeli, yeniden doğmalıyız, herkesin yardımına ihtiyacımız var.” değerlendirmesinde bulundu.
Beşir, üçüncü hedeflerinin elektrik, su, ekmek gibi temel hizmetlerin sağlanması olduğunu ifade etti.
"Cihatçı" bir gelenekten geldiklerinin hatırlatılması üzerine Beşir, "Bazı İslamcı grupların davranışları özellikle Batı'da birçok insanın Müslümanları terörle, İslam’ı ise aşırılıkla ilişkilendirilmesine yol açtı. Bu yanlış bir davranış ve anlayış eksikliğiydi. Bu şekilde adalet dini olan İslam çarpıtılmıştır. Biz İslami olduğumuz için tüm Suriye halkının haklarını güvence altına alacağız." ifadelerini kullandı.
Yeni anayasanın İslami formatta olup olmayacağı sorulan Beşir, "İnşallah anayasa sürecinde tüm bu detayları netleştireceğiz." yanıtını verdi.
Beşir, dış politikalarıyla ilgili ise şunları kaydetti:
"Askeri operasyonların başından bu yana, Suriyelileri Beşşar Esed’den kurtarmayı amaçladığımızı anlatmak için Irak, Çin ve daha birçok ülkeye yöneldik ve anlaşıldık da. Dolayısıyla Esed rejiminden uzak duran hiçbir devletle, partiyle, mezheple sorunumuz yok."