Çengelhan
Ankara Kalesi’nin güneybatısında yer alan Çengelhan, At Pazarı Meydanı, Depo sokaktadır. 1522 yılında inşa edildiği bilinen Çengelhan, dikdörtgen planlıdır ve klasik Osmanlı mimarisi hatlarını taşıyor. İki katlı olarak inşa edilen bu yapı, duvarları dışında sivri kemer ve tonozlu dükkanlar sıralanıyor. Giriş kapısı kemerlidir ve önünde bir eyvanı var. Avlunun kuzey ve güneyinde sivri beş adet kemerli dükkan ile doğu ve batı kenarlarında üç adet dükkan var. Yapı geçirdiği restorasyonlar ile değişime uğramıştır. Çengelhan’ın kapısının üzerinde kartuş içine yazılmış kitabede 1522 tarihi yer alıyor ve hanın ikinci katında odalar sıralanıyor.

Çukurhan
Atpazarı mevkiinde , Ankara Kalesi’nin ana giriş kapısının karşısında bulunmaktadır. Dönemin şeyhülislamı Ankaravi Mehmet Emin Efendi tarafından, Suluhan gibi birkaç diğer yapıyla beraber vakfedildiği bilinmektedir. Yapım yılı 16.-17. yüzyıllar arasına tarihlenen Çukur Han, 1791 ve 1801 tarihlerinde iki büyük onarım geçirmiştir.Bir dönem sof ticareti merkezi, cezaevi hapishane, askeri kışla şimdilerde ise Koç grubuna ait Divan Çukurhan Oteli olarak hizmet veriyor.

Kurşunlu Han
Ankara hanları arasında önemli bir yere sahip olan Kurşunlu Han, Ankara Kalesi’ne giden yol üzerinde yaptırılmıştır. Diğerleri gibi klasik Osmanlı mimarisinden izler barındıran han, Fatih Sultan Mehmet’in sadrazamlarından Mehmet Paşa tarafından 1471 yılında inşa ettirilmiştir. Şu an Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin idari binası olarak faaliyet gösteren Kurşunlu Han, yamuk planı ile dikkat çekiyor. Üstüne kurulu olduğu arazinin meyilli olmasından yararlanılarak, depo olarak kullanılan farklı bir kat daha yapılmıştır. Oldukça sade olarak inşa edilen yapı, son restorasyonlarla müze olacak şekilde, tasarlanmıştır. Bazı odaları birleştirilmiştir ve daha büyük mekanlar ortaya çıkarılmıştır. Her iki katta da üst örtüsü, boyunca uzanan beşik tonozlar şeklinde inşa edilmiştir. Giriş kapısının hemen ardından revakların bulunduğu yerden üst kata taş merdivenlerle çıkılacak şekilde tasarlanmıştır.

Balahan
Atpazarı mevkiinde 19.yüzyılda inşa edilmiş, iki katlı karkas bir yapıdır. Günümüzde alt kısmı bölgenin ruhuna uygun bir şekilde esnafa kiralanan ve bir kısmı da Hazer Oteli olarak işlev gören Bala Han, Atpazarı’nda, Pirinç Sokağı’nın Atpazarı yokuşu ile kesiştiği köşede bulunmaktadır.

Pilavoğluhanı
Atpazarı mevkiinde 16.-17. yüzyıllar arasında yaptırıldığı tahmin edilen Pilavoğlu Hanı; ahşap hatıllı, kiremit çatılı, klasik Osmanlı mimarisinin izlerini taşıyan bir yapıdır. İki katlı olarak inşa edilen hanın ortasında üstü açık bir avlu bulunmaktadır ve avluya bakan iç kısımlarda revaklar yer almaktadır. Üst kattaki revaklar alttan ahşap direklerle desteklenmiştir. Bir dönemlerde ticarethane, hapishane cezaevi, kimsesizler oteli olarak kullanılmıştır.Günümüzde ise kafelerin, el işi sanatların yapıldığı atölyelerin, hediyelik eşya dükkanlarının ve ofislerin bulunduğu çok amaçlı bir merkez konumundadır.

Safran (Zağfiran) Hanı
Ankara’nın tarihi hanları arasında bulunan Safran Han, At Pazarı’nda yer alıyor. Bu tarihi yapı, aslen Kayserili olduğu bilinen Hacı İbrahim Bin Mehmet tarafından inşa ettirilmiştir. 1521 tarihinde inşa edildiği düşünülen yapının yarısı mülk olarak diğer yarısı da vakıf malı olarak inşa edilmiştir. Klasik Osmanlı mimarisi izleri taşıyan Zağfiran Han’ın odaları iç avluya bakıyor. 20 adet dükkan bulunan han, defalarca restore edilmiştir.

Suluhan
Hasanpaşa Hanı, II. Bayezid devri emirlerinden Hasan Paşa tarafından 1508 – 1511 yılları arasında inşa edildiği düşünülen iki katlı, iki avlulu kagir bir şehir hanıdır. Hacı doğan mahallesi, tekneciler sokağı ile suluhan sokağı arasında bulunmaktadır. “Hasanpaşa Hanı” ve “Ankaravî Hanı'”‘ olarak da bilinir. Hala her katı ticarethaneler ile doludur.

Piriçhan
Atpazarı mevkiinde bulunan bir handır. Günümüzde çoğunluğunu antikacıların oluşturduğu dükkânlara ev sahipliği yapmaktadır. Rumeli Kazaskeri Emin Mehmet Efendi tarafından 17. yüzyılın sicil kayıtlarında bir han inşa ettirdiği bilinmektedir. Bugünkü han eski yıkılan hanın yerine üç katlı ve avlulu, ahşap karkas ve kerpiç dolguyla inşa edilmiştir. 1985 yılında geçirdiği restorasyon sırasında özgün mimari özellikleri korunarak aslına uygun bir biçimde yenilenmiştir.