AK Parti, seçimi kazanmasından sonra ekonomi yönetimini baştan değiştirerek farklı bir ekonomi politikası izlemeye başlamıştı. Fitch Ratings önceki günlerde yayınlanan kararıyla Türkiye'nin kredi notunu "B" olarak teyit ederken, not görünümünü "negatif"ten "durağan"a çıkarmıştı.
'Politika daha tutarlı'
Fitch Ratings'in Kıdemli Direktörü Erich Arispe Morales, Türkiye'nin para politikasındaki değişimin belirsizliklerin azaltılmasına yardımcı olduğunu belirterek, "Politikanın öncekinden daha tutarlı olduğunu gördük. Bu iyileştirilmiş politika, rezervler üzerindeki baskıyı azalttı. Politika yönünün açık olarak gösterilmesiyle seçimlerden sonra belirsizlikte bir miktar azalma gördüğümüzü de belirtebilirim" dedi.
Karara yönelik "Ana itici güç, bu anlamda politikayla (para politikası) ilgili. Politikanın artık daha konvansiyonel bir yöne döndüğünü gözlemledik" ifadelerini kullanan Morales, Türkiye'nin para politikasındaki değişimin belirsizliklerin azaltılmasına yardımcı olduğunu belirtti.
Büyüme tahmini
Türkiye'nin 2023'ün ikinci çeyreğinde beklentilerin üzerinde bir ekonomik büyüme kaydettiğini kaydeden Morales, "Ekonomik büyümenin bu yıl yaklaşık yüzde 4,3 seviyesinde olacağını düşünüyoruz. Gelecek yıl ise eğer politika tutarlılığı, sıkı mali kredi ortamı ve yüksek faizler masada olmaya devam eder ise ekonominin yüzde 3 civarında büyüme gerçekleştirebileceğini düşünüyoruz. 2025 yılında ise ekonomik büyüme yeniden artarak yüzde 3,4 seviyesine çıkacaktır" dedi.
Yeni not için tüyo
Erich Arispe Morales, Türkiye'nin muhtemel not artırımları ve tekrar "yatırım yapılabilir" nota ulaşabilmek için ne gibi adımlar atması gerektiğine yönelik soru üzerine, şunları dile getirdi:
"Politika değişikliği nedeniyle kredi baskılarının hafiflediğini belirttik ancak makroekonomik ve dış finansal zorlukların önemini koruduğunu biliyoruz. Ağustos ayında yüzde 59 seviyesinde bir enflasyon söz konusu. Cari açığın yüksek kalmaya devam ettiğini gözlemliyoruz. Uluslararası rezervlere bakacağız, bu alanda döviz kurunun daha serbest hareket edebilmesinin bir sonucu olarak bir iyileşme olduğunu kesinlikle not ediyoruz."
Türkiye'nin yüksek finansman ihtiyaçları ve döviz rezerv seviyesi nedeniyle hassas bir pozisyonda olduğunu kaydeden Morales, "Bu bağlamda, ileriye dönük olarak bu politika yönünün korunacağından ve makroekonomik istikrar riskinde bir miktar azalma sağlayacağından daha emin olmamız gerektiğini düşünüyoruz. Enflasyonun düşürülmesi buna bir örnek olarak verilebilir" ifadelerini kullandı.
Morales, yerel seçimlere doğru giderken makroekonomik istikrar risklerinin ne derece azaltılabileceğinin, parasal politika istikametinin ne ölçüde korunabileceğinin kredi derecelendirme kuruluşu tarafından izleneceğini dile getirdi.
'Körfez'le finansman ilişkileri olumlu'
Morales, Türkiye'nin 2003 yılında şu anda değerlendirildiği reyting seviyesinde olduğunu, 2012 yılında ise "yatırım yapılabilir" seviyeye yükseltildiğini anımsatarak, şu değerlendirmeyi paylaştı:
"Gelişmekte olan ülkeler için bu (notun yatırım yapılabilir seviyeye yükseltilmesi), uzun vadeli bir çaba gerektiriyor. Ayrıca, bu politikaların daha uzun bir süre boyunca yeniden kalibre edilmesi ve iyileştirilmesi ile de ilgilidir. Bu; sadece bize güven vermekle kalmıyor, aynı zamanda politika yapıcılar için ekonomik esnekliği ve öngörülebilirliği de artırıyor."
Körfez ülkeleriyle kurulan finansman ilişkilerinin ve Dünya Bankası'nın Türkiye'deki yatırımlarını artırma kararının son derece olumlu olduğunu belirten Morales, "Bunlar önemli duyurular... Bizce Türkiye için finansmana erişim kesinlikle çok önemlidir" diye konuştu.
Morales, açıklamasında, "Politika ayarlaması konusunda, geri dönüşlerin siciline rağmen kilit politika yapıcıları; Maliye Bakanlığı ve Merkez Bankası'nda göreve gelerek istikrarı sağlayıcı, makroekonomik dengesizlikleri ele alan bir yönde ilk adımları attılar" dedi.