Gazeteci Fehmi Koru bugünkü köşesine, Abdüllatif Şener’in ‘CHP'den istifa ettim, ilk turda Oğan'a, ikinci turda geçersiz oy kullandım’ sözlerini taşıdı. Koru, Abdüllatif Şener’in CHP’den istifa etme sürecini, 2007 yılında AKP’den istifa etme sürecine benzetti. Koru, “Parti terk etme konusunda deneyimli biridir aslında kendisi. 2007 yılında yapılan seçimde aday olması için ısrar edilmesine rağmen direnmiş, ardından da kurucularından olduğu AK Parti’den istifa ettiğini ele güne açıklamıştı (11 Temmuz 2007). Herhalde pek hatırlayanımız yoktur ama Abdülkadir Şener o istifadan sonra ‘Türkiye Partisi’ adıyla kendi partisini kurmuş (2009), ancak beklediği ilgiyi görmeyince kurduğu partiyi kendi elleriyle kapatmıştı (2012). Neden 2007’de gürültü patırtıyla AK Parti’den ayrıldı ise, büyük ihtimalle CHP’den gürültüyle ayrılmasının sebebi de odur” dedi.

Fehmikoru.com adresinden alınan yazının tamamı şöyle;

Geride bıraktığımız seçim birçoğumuz için alışılmadık davranışlara sahne oldu.

Bir bölümümüz her zaman oy kullandığımız parti yerine bir başka partiye oyumuzu kullandık.

Pek çoğumuz her zamanki partiye oy kullandık kullanmasına ama partimizin listesinde farklı kimliklere sahip adaylar da yer almaktaydı, bu sebeple zorlandık.

AK Parti listelerinde daha önce ona karşı saflarda olduğu bilinen isimler vardı; CHP listelerinde de altı oklu rozetli birini gördüklerinde selam vermeye yanaşmayacakları bilinen kişiler yer alıyordu.

İttifaklar tarihsel rakip bilinen CHP ile DP’yi aynı listede buluşturduğu gibi, AK Parti ile DSP de aynı ittifak çatısı altında seçime girebildi.

Seçimde yaşanan alışılmadık davranışlar seçim sonrasında da devam ediyor.

Türk siyasi hayatına 1991 yılında Refah Partisi’nden milletvekili olarak giren, Necmettin Erbakan, Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan hükümetlerinde bakanlıklar ve başbakan yardımcılığı yapan Abdüllatif Şener, beş yıl önce CHP’den milletvekili seçilmişti. Aday gösterilmediği son seçimi takiben CHP’den istifa etti.

Garip olmasına garip ama alışılmadık bir durum değil bu. Alışılmadık olan, henüz CHP milletvekili olduğu günlerde yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk ve ikinci turlarında Kılıçdaroğlu’na oy vermediğini kameralar önünde açıklamasıydı Şener’in…

Açıklamalarının nerelere çekileceğini bilmeyecek naiflikte biri olsa neyse; ancak öyle biri değildir. Günlerdir medyada ve sosyal medyada onun bu tavrı tartışılıyor.

Parti terk etme konusunda deneyimli biridir aslında kendisi. 2007 yılında yapılan seçimde aday olması için ısrar edilmesine rağmen direnmiş, ardından da kurucularından olduğu AK Parti’den istifa ettiğini ele güne açıklamıştı (11 Temmuz 2007).

Herhalde pek hatırlayanımız yoktur ama Abdülkadir Şener o istifadan sonra ‘Türkiye Partisi’ adıyla kendi partisini kurmuş (2009), ancak beklediği ilgiyi görmeyince kurduğu partiyi kendi elleriyle kapatmıştı (2012).

Neden 2007’de gürültü patırtıyla AK Parti’den ayrıldı ise, büyük ihtimalle CHP’den gürültüyle ayrılmasının sebebi de odur.

Acaba 2007’de AK Parti’den neden ayrılmıştı?

O tarihin -2007’nin- siyasi hayatımızda ‘dönüm noktası’ sayılabilecek bir önemi bulunuyor.

AK Parti kendi içerisinden birini cumhurbaşkanı çıkarttı 2007’de. Tercih edilen isim de Abdullah Gül oldu.

[Aday olmayacağını belli ettiğinde bu kararından dönmesi için ısrarcı olan ve aday adaylarının ödemesi gereken parayı yatırarak bunu sağlamaya çalışanın Abdullah Gül olduğu biliniyor. Bu ısrara ve parası yatırılmış olmasına rağmen aday olmamakta kararlı çıkmıştı Abdüllatif Şener.]

Gül aday ilan edildiğinde (24 Nisan 2007) askerler bir ‘e-muhtıra’ ile bu niyete karşı çıktılar (27 Nisan 2007).

Ortalıkta askerlerin niyetleriyle ilgili spekülasyonlardan geçilmiyordu o günlerde. Muhalefet Gül’ün seçimini engellemek için elden gelen her şeyi yaptı. CHP TBMM’nin toplanabilmesi için gerekli katılımcı sayısını 367’ye çıkaracak siyasal mühendislik girişimini Anayasa Mahkemesi’ne götürüp onaylattı (1 Mayıs 2007). MHP, kendi milletvekillerinin genel kurula katılmalarını engelledi. Bu sebeple, yani birbiri ardına yapılan iki yoklamaya 367 milletvekili katılmadığı için, Abdullah Gül’ün aday olduğu cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçlanamadı (6 Mayıs 2007).

AK Parti hükümeti karşı atağa geçti ve kasım ayında yapılacak seçimi 22 Temmuz 2007 tarihine aldı.

Yine aynı yıl, cumhurbaşkanının halk oyuyla seçilmesini sağlayacak bir anayasa değişikliği için, konuyu AK Parti referanduma götürdü (21 Ekim 2007).

Dava bir yıl sonra -14 Mart 2008’de- açılmış olsa bile, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın AK Parti’nin kapatılması ve başta Abdullah Gül olmak üzere 71 AK Parti ileri geleninin siyasi yasaklı hale gelmesi için çalışma başlatması da o sıralardadır.

[Sonunda dava açıldı ve AK Parti kapatılmaktan bir tek oy farkıyla kurtuldu. Partiye hazine yardımının kesilmesi kararı ise kabul edildi (30 Temmuz 2008).]

Abdüllatif Şener neden aday olmamış ve 22 Temmuz 2007’de yapılan seçimin hemen öncesinde -11 Temmuz 2007’de- AK Parti’den istifa etmiş olabilir?

Bu sorunun cevabı yukarıda tarihlerini verdiğim kronoloji içerisinde aranırsa fazla zorlanmadan bulunabilir.

Şimdi de CHP’den istifa etti ve hemen arkasından aday belirleme sürecinde karşı çıkmadığı, aday olarak ilan edildiğinde desteklediği ve etkili olabileceği yerlere gidip propagandasını yaptığı Kemal Kılıçdaroğlu’na seçimin iki turunda da oy vermediğini açıkladı Abdüllatif Şener…

Herkes kendince bu davranışa bir gerekçe bulmaya çalışıyor. Geçmişi -2007’de yaşananları- unuttukları için olsa gerek, CHP’liler, onun bu davranışının sebebini kişiliğinde aramak yerine, tavrını onu aşan bir genişlikte anlamlandırma yoluna gidiyorlar.

Aslında bence onun şimdiki davranışın altında yatan sebep de 2007’deki tavrı irdelenerek daha iyi anlaşılabilir.

Zahmete değecektir.

Editör: Kadir Gürhan