Gazeteci Fehmi Koru, bugünkü köşesine Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki rekabeti ve yerel seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için yarışı taşıdı. Koru, "İstanbul seçimi bana biraz bu yıl süperligde karşılaşılan tabloyu hatırlatıyor" dedi.

Fehmikoru.com adresinden alınan yazının tamamı şöyle:

Futbola meraklı olup süperligdeki yarışı yakından takip edenler biliyor: Bu yıl ipi iki büyük takımdan biri göğüsleyecek… Ancak, ligin yarısı geride bırakılırken bile, yarışı önde götüren takımlardan hangisinin şampiyon olacağını kestirmek mümkün olamıyor.

Fenerbahçe ile Galatasaray’dan hangisi haftaya rakibinden önce karşılaşma yaparak girerse, maçı kazanıp sıralamada öne çıkıyor, ancak öteki de sahaya çıkıp galip gelince sıra yine değişiyor.

Bu hafta önce rakibini yenen Galatasaray ilk sıraya tırmanmıştı, dünkü maçından sonra Fenerbahçe ilk sırayı geri aldı.

İki takımın da puanı aynı; aradaki tek fark, attığı gol-yediği gol sayısında…

Taraftarlar heyecanlı; takımlarını uzak sahalara gittiğinde bile sadık taraftar yalnız bırakmıyor…

Sezon sonunda bu iki takımdan biri şampiyon olacak, ama hangisi?

İstanbul seçimi bana biraz bu yıl süperligde karşılaşılan tabloyu hatırlatıyor.

Hemen her parti İstanbul’da seçime kendi adaylarıyla katılacak, fakat doğal olarak iki parti şimdiden yarışta ileride görünüyor. Seçim tarihi yaklaşıyor ama hangi adayın sandıktan kazanarak çıkacağı pek belli değil.

Kamuoyu yoklamaları da seçmenlerle nabız tutmaya dayalı gözlemler de, vaktin kesin konuşmak için henüz erken olduğuna işaret ediyor.

İktidarın adayı pek çok yönden rakibine göre avantajlı. AK Parti İstanbul’a özel önem verdiği için, adayı kazansın diye her türlü imkanı sarf ediyor. AK Parti adayı medya desteği bakımından rakibinden çok üstün durumda. Bu iki desteği akıl almaz vaatlerini kitlelere ulaştırmada kullanmaktan kaçınmaz görünüyor iktidar partisinin adayı.

CHP’nin adayı da büsbütün avantajsız sayılmaz. İstanbul büyükşehir belediyesi son beş yıldır CHP adayının yönetiminde. Kullanabileceği imkanlar iktidar adayı kadar geniş olmasa da, yine de bütünüyle imkansız sayılmaz CHP adayı. Onun da kazanmasını isteyen bir medya ağı olduğu biliniyor.

Her iki seçimde de -2019 ve 2024’te- AK Parti’nin gösterdiği adaylar pek parlak değil; bu durum CHP adayının lehine çalışmıştı bir önceki seçimde.

İki aday baş başa bir yarış halinde bulunsalar, imkanı veya vaatleri veya cazibesi fazla olanın ipi göğüslemesine kesin gözüyle bakılabilirdi. Ancak, her iki adayın işini kolaylaştıran/zorlaştıran dış unsurlar da bulunuyor.

Bir önceki yerel seçimde -2019’da- dış unsurlar CHP adayının lehineydi. Muhalefet partileri, iktidar adayının yenilmesini iktidarı zora düşürüp genel seçimde bozguna uğratmanın ilk adımı olarak değerlendirdikleri için, CHP adayının kazanmasını sağlamak istemekteydi.

Kendiliğinden bir ittifak oluştu o seçimde. Partiler, CHP adayına, karşına aday çıkartmayarak pasif, iktidar partisi aleyhine propagandalarını sürdürerek aktif destek verdiler. 

İletişim Başkanlığı, 'Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli’ye görüntüler izletti' iddialarını yalanladı İletişim Başkanlığı, 'Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli’ye görüntüler izletti' iddialarını yalanladı

Geçen seçimde CHP adayının seçilmesini sağlayan en önemli unsur, muhalefetin öndegelen partilerinin iktidar karşısında saf tutmalarıydı; bu seçimde CHP adayı partisi dışında bir desteğe sahip değil.

Bir önceki seçimde CHP adayının yanında yer almasıyla sandığa yönelen oylarda payı bulunan İYİ Parti, bu seçimde, tam tersine, iktidardan ziyade CHP’ye ve adayına eleştiri oklarını fırlatıyor.

İstanbul’da %7 ila %10 arasında oyu bulunduğu hesaplanan DEM Partisi’nin seçime bu kez kendi adayı ile girmesi halinde, bir önceki seçimde CHP adayına gitmiş olan DEM sempatizanı oylar da kaçınılmaz olarak bölünecek ve bu durumdan zarar gören CHP adayı olacak…

Son kurultayda genel başkanlığı kaybeden Kemal Kılıçdaroğlu’nun, bundan CHP’nin İstanbul adayını suçladığı ve bu seçimde onun kazanmasına soğuk baktığı yolundaki haberler doğruysa, bu durum da CHP adayının CHP’nin geleneksel oylarından bir miktarını kayıp etmesine yol açacaktır.

Hiç mi olumlu bir özellik yok?

Var. İktidar adayının zayıflığına karşılık, CHP adayı, seçmen üzerinde daha büyük etki yaratabilecek biri.

Kişisel cazibenin siyasette bir miktar yararı olduğu kesin…

AK Parti adayı Murat Kurum mu, yoksa CHP adayı Ekrem İmamoğlu mu seçimi kazanabilir?

Fenerbahçe mi, yoksa Galatasaray mı şampiyon olur?

Gönlümdeki takım her zaman ipi göğüsleyemiyor; benim “Kazanır” gözüyle baktığım siyasi bazen kaybedebiliyor…

Seçime ve sezon sonuna kadar bekleyeceğiz.

Kaynak: Haber merkezi