Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un Fatih Altaylı ile birlikte yediği yemekten paylaşılan fotoğraflar, iktidara yakın gazeteciler tarafından eleştirilmişti. Sabah yazarı Haşmet Babaoğlu ve Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan gibi isimler, Bakan Ersoy'un Altaylı ile yemek yemesine tepki göstermişti.

Kılıçarslan "Boşuna boşuna ah boşu boşuna diye bir şarkı hatırlıyorum. Hepsini geçtim de Fatih Altaylı ile buluşmak nedir? Sizin hassasiyetiniz kavganız mücadeleniz umrumda bile değil demiyorsa ne diyor bize Turizm Bakanı" ifadelerini kullanmıştı.

Haşmet Babaoğlu ise "Bıktık, ama ne halleri varsa görsünler" demişti.

İmamoğlu Erdoğan'a tepki gösterdi, teğmenlere seslendi İmamoğlu Erdoğan'a tepki gösterdi, teğmenlere seslendi

Söz konusu açıklamalara yanıt veren Fatih Altaylı YouTube programında konuştu. Altaylı, şu ifadeleri kullandı:

"O yemeğe gitmeyecektim demiştim. Beni Kültür ve Turizm Bakanlığı danışmanlarından biri arayıp davet ettiğinde beni o gün öğlenleyin başka bir yemeğim vardı. Onlar yemeğin saat 3-4 gibi olacağını söyledi. Ben de 'Benim saat 1'de yemeğim var, ben gelemem' dedim. Geçen Cuma akşam üstü de Fransız Konsolosluğu'nda bir panele katılacaktım. Öğlen yemeğinde işim erken bitince, aradım ve 'İstiyorsanız gelebilirim ama uzun kalamam akşam da başka bir programım var' dedim. Bunun üzerine 'Muhakkak bekliyoruz' dediler.

Açıkçası yemeğe kimlerin de katılacağını bilmiyordum. Ben, Zafer Mutlu ve bir kişi daha olacak diye bekliyordum. Gittim baktım, ben, Ertuğrul Özkök, İsmet Berkan, Sedat Ergin, Nagehan Alçı ve bir de Duygu Hanım ile Mehmet Yılmaz vardı. Oturduk konuştuk.

''Bakanlarla yemek yemek benim başımı göğe çıkarmaz''

Valla ben bakanlarla ilk defa yemek yemiyorum. Son defa da yemek yemedim. Bakanlar, çeşitli kamu görevlileri görüşmek isterler. Projelerini yaptıklarını, yapacaklarını anlatmak isterler. Davet ederler ve ben de giderim. Kamuoyunu bilgilendirme görevimiz var. Orada verilecek bilgiyi, bizi okuyan ve dinleyenlerle paylaşmak bizim vazifemizdir. Açıkcası hiç de zevk almam. Bakanlarla yemek yemek benim başımı göğe çıkarmaz. Hoşuma da açıkçası gitmez. Pek gitmem sevmeyi, sıkılırım. Abuk subuk sorular olur, saçma sapan yalakalıklar olur bazıları tarafından. Burada nasıl konuşuyorsak oraya davet edildiğimiz zaman dinlemek, soru sormak işimizin bir parçası.

''Benim onurlandırılmak için o yemeklere gitmeye ihtiyacım yok''

Hükümet yanlısı deyip biraz daha kibar olarak söylemeye çalıştığımız sözde gazeteci taifesi, bir zamanlar gazeteci olup mesleği bırakıp başka bir yere evrilmiş olan birtakım zevat ve zerzevat tarafından algılanan algı 'Onurlandırıldı.' Kardeşim biz onurlandırılmıyoruz. Benim onurlandırılmak için o yemeklere gitmeye ihtiyacım yok yani. Ben hiçbir zaman oraya gittim diye gazeteci olmadım. Oraya gittim diye onurlu bir gazeteci olmadım. Ben ne isem oyum, oraya gitmek de işimizin bir parçası.

''Demek ki adam değilsiniz ki çağrılmıyorsunuz''

Bunlar o masalarda olup köpek gibi kuyruk sallayıp yaltaklanmayı önemli bir şey zannettikleri için 'Vay orada kuyruk sallayanlar ben değilim de onlar çağrıldı.' Kardeşim demek ki adam değilsiniz ki çağrılmıyorsunuz. Bu kadar basit. Demek ki bize söylemek onlara daha doğru geliyor. Hiç de heveslisi değilim gitmenin. Özel hayatımdan feragat etmiş oluyorum bence."

Editör: Betül Vural