Lübnan resmi haber ajansı NNA'da yer alan habere göre, İçişleri Bakanı Bessam Mevlevi, ülkedeki güvenlik durumu ve Suriye'yle sınır kapılarından gerçekleşen geçişlerle ilgili toplantı yaptıklarını belirtti.

Hamas: İsrail ordusu, Kemal Advan Hastanesi'ne baskın yaptı Hamas: İsrail ordusu, Kemal Advan Hastanesi'ne baskın yaptı

Suriye'deki gelişmelerden sonra Lübnan'a yönelik endişe verici bir göç olmadığını söyleyen Mevlevi, Lübnan'ın iç güvenliğini etkileyecek gelişmelere karşı sınır bölgelerinde güvenlik güçlerinin görevleri başında olduğuna işaret etti.

Suriye hapishanelerinden kurtulan 9 Lübnanlının ülkeye ulaştığını aktaran Mevlevi, Lübnan'da oturumu olanların yanı sıra üçüncü bir ülkenin pasaportunu taşıyan veya oturumu olanların dışında Suriye'den ülkeye girişlere izin vermeme talimatı çıkardıklarını belirtti.

Mevlevi, devrik rejimin güvenlik mensuplarının herhangi bir unsurunun Lübnan'a giriş yapmadığını söyledi.

İki ülke arasındaki sınır kapılarının Lübnan ordusu tarafından kontrol edilerek kapalı tutulduğuna işaret eden Mevlevi, hakkında yargı davası olan Suriyelilerin Lübnan'a girişine de izin vermediklerini ifade etti.

Esed rejiminin işkence merkezi Sednaya

Uluslararası kuruluşların yayımladığı raporlara göre, başkent Şam'a 30 kilometre uzaklıkta bulunan ve çöken rejimin Savunma Bakanlığına bağlı Sednaya Askeri Hapishanesi'nin Mart 2011'deki olayların ardından rejim karşıtı barışçıl göstericiler ve rejim karşıtı askeri unsurların tutulduğu üsse dönüştüğü belirtiliyor.

Raporlarda, cezaevinde devrilen rejim yetkililerinin alıkoydukları binlerce kişinin öldürülmesini sessiz ve sistematik şekilde organize ettikleri aktarılıyor. Rejimin, cezaevinde "toplu idam" yoluyla yargısız infazlar gerçekleştirdiğini ortaya koyan raporlarda, 2011 ile 2015 yılları arasında her hafta, bazen de iki haftada bir yaklaşık 50 kişinin asıldığı kaydedildi.

Raporlar, ayrıca rejimin, Sednaya'da alıkoyduklarını kasıtlı şekilde insanlık dışı koşullarda tuttuğunu, onlara defalarca işkence yaptığını ve sistematik olarak yiyecek, su, ilaç ve tıbbi bakımdan mahrum bıraktığını gösteriyor.

Uluslararası Af Örgütünün 2017'deki araştırması, 2011'den beri Sednaya'daki cinayet ve işkencelerin, ülkedeki sivil nüfusa yönelik yaygın ve sistematik saldırının parçası olarak yapıldığını ve rejimin politikasının parçası olarak yürütüldüğünü ortaya koyuyor.

Af Örgütü, raporunda, çöken rejimin yetkililerinin Sednaya'daki ihlallerinin insanlığa karşı suç teşkil ettiği sonucuna vardıklarını bildirdi.

Kaynak: AA