Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Tanıtım Programı'nda konuştu. 'Bu yıl da geleneği bozmayarak yaklaşık 1 trilyon 620 milyar lirayı eğitime tahsis ettik' diyen Erdoğan, Öğretmenlik Mesleği ve Milli Eğitim Akademisi kurulacağını belirtti.
Erdoğan, 20 bin öğretmen ataması ile eğitim ordusunu güçlendireceklerini de söyledi.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
İnşallah bu sene atayacağımız 20 bin öğretmenle eğitim ordumuzu daha da güçlendireceğiz. MEB süreci titizlikle ve şeffaf bir şekilde yürütüyor. Özlük hakları ve mali imkanlar açısından öğretmenlerimizi destekliyoruz. Söz verdiğimiz üzere öğretmenlerin ek göstergelerini 3 bin 600’e çıkardık. Fatih projesi ile 630 bin etkileşimli tahtanın kurulumunu yaptık.
4+4+4 sistemiyle eğitimi kademeli olarak 12 yıla çıkardık. Meslek okullarına üvey evlat muamelesi uygulamalarına son verdik. Kur’an-ı Kerim, Hz. Peygamber’in hayatı ve çeşitli dersleri seçmeli hale getirdik. Nezaket ve görgü kuralları, adab-ı muaşeret gibi dersleri ilave ederek ailelerimizden gelen talebi karşıladık. Aile konusu son günlerde altını çizdiğim üzere çok büyük öneme sahiptir.
"Dünya değişirken eğitim sistemimizin aynı kalması beklenemez"
Amerika başta olmak üzere birçok batı ülkesinde ailelerin temel endişe kaynağı çocukları objeleştiren bu sapkın akımlardır. Küresel cinsiyetsizleştirme belasının önüne geçeceğimize inanıyorum. Bundan 21 yıl önce eğitimle ilgili milletimize verdiğimiz sözü tuttuk. Kıymetli misafirler, eğitimin amacı, zihni açık, yeniliklere açık milli değerler ile donanmış özgüven sahibi gençler yetiştirmektir. Dünya değişirken nasıl Türkiye aynı kalmıyorsa eğitim sistemimizin aynı kalması beklenemez. Yapay zeka ve insansız teknolojiler giderek günlük hayatımızın bir parçası haline geliyor. Teknoloji devrimi karşısında kendini yenilemeyen bireysel, toplumlar ve ülkeler dünyadaki yarışın dışında kalmaya mahkumdur.
Yeni bilgiler ortaya çıktıkça, insanlar yenilendikçe, eğitimin de buna ayak uydurması beklenir. Eğitimin ölüm boyu devam eden bir süreç olduğunu hepimiz biliyoruz. Esas mesele medeniyet tasavvurumuzun korunmasıdır.
Daha önce eğitimin alt yapısı gibi temel değerlerde de sorunlar vardı. Bizi yansıtan, bize özgün bir eğitim modelimiz maalesef olmadı. Eğitim sistemimiz daha çok ezbere ve ezberciliğe dayanıyordu. Başarıyı sadece buna göre ölçen bir anlayış sisteme damgasını vurdu.
"28 Şubat artıklarına boyun eğmeyiz"
Düşünmeyi, soru sormayı, sorgulamayı yeterince teşvik etmeyen bir eğitim sistemiyle uzun yıllar idare ettik. Meslek liselerinin ve imam hatip okullarının kat sayı engeliyle önü kesildi. Değerli arkadaşlar, iktidarlarımız döneminde en çetin mücadeleyi bu yasakçı anlayışa karşı verdik.
Açık söylüyorum, birileri bu ülkede yasakların kalkmasını istemedi. Adaletsizliklerin giderilmesini istemedi. Okullar arasındaki eşitsizliğin kapanmasını istemediler. Fakirin fakir, mazlumun mazlum olarak devam etmesi için her yolu denediler. Türkiye’de gerçek manada bir sınıfsal değişimin gerçekleşmemesi için her şeyi yaptılar. Eskisi kadar sesleri çıkmasa da bunlar buldukları her fırsatı kullanıyor.
Öğrencilerimizin bir sınav öncesinde velilerimizle birlikte camiye davet edilmesi birilerini rahatsız ediyor. Kimseyi zorlama yok, sadece gönüllülük esasına göre bir davet var. Buna bile tahammül edemiyorlar. 28 Şubat artıklarına boyun eğmeyiz. Geriye dönüp baktığımızda bu ülkeye boşu boşuna çektirilen acılara üzülüyorum.
"4 çocuğumun dördü de imam hatip mezunu, Harvard'ı bitiren var"
Türkiye'nin gözden çıkarabileceği tek bir evladı bile yoktur. Bu meseleyi ideolojik kavgalarınıza meze yapmaktan gelin vazgeçin. Ben de babayım. 4 çocuğumun dördü de imam hatip mezunu. Harvard'ı bitiren var. Mesele imam hatipi bitirmek değil. İmam hatipten sonra bu çocuklar neleri bitiriyor. Harwarsa Harvard...
Bu ülkenin çocuklarıyla inanç değerleri arasına kimsenin girmesine izin vermeyiz. Televizyon ekranlarından imam hatip okullarımızın öcüleştiği günler geride kaldı. Eski Türkiye’nin kötü alışkanlıklarının tekrar nüksettirilmesine izin vermeyiz.
Kıymetli arkadaşlar, Türkiye’nin gözden çıkarabileceği tek bir evladı bile yoktur. Her güzel, başarılı ve millet menfaatine olan projeye karşı çıkarak bir yere varılmaz. Pedagojik değil tamamen ideolojik kaygılarla eğitim hamlemize karşı çıkanları bir an önce kendilerini sorgulamaya davet ediyorum. Bu meseleyi ideolojik kavgalarınıza meze yapmaktan gelin lütfen vazgeçin.
"MEB, ülkemizin Türkiye Yüzyılı’na ulaşmasında öncü rol üstlenmektedir"
Mesele imam hatibi bitirmek değil, imam hatipten sonra bu yavrularımızın nereyi bitireceğiz. Biz bu çocuklarımızla iftihar ediyoruz. Eğitim-öğretim konusunu günü birlik siyasi tartışmaların çekişme alanından uzak tutalım istiyoruz.
Öğrencilerimizi okumaya, araştırmaya, düşünmeye sevk eden bir eğitim öğretim sistemini yerleştirmeye çalışıyoruz. Eğitim sistemlerinin amacı iletişim becerisi yüksek, kendisiyle ve toplumla barışık, bilgili bireyler yetiştirmektir. Bizim de gayemiz ülkemizi 2053 ve 2071 vizyonuna taşıyacak, iyilik odaklı bir nesle sahip olmaktır. MEB, ülkemizin Türkiye Yüzyılı’na ulaşmasında öncü rol üstlenmektedir.
Yeni müfredatımız ile öğrencilerimizin milli, manevi ve insani değerler istikametinde okuyan düşünen, araştıran, sorgulayan yetkin şahsiyetler olarak yetiştirilmesini hedefliyoruz.
Bu anlayışla, evlatlarımızın kendilerine, ailelerine ve topluma karşı saygılı, sosyal sorumluluk programını eğitimimizin ayrılmak bir parçası haline getirdik.
Bireysel farklılıkları göz önüne alan, onların öğrenme ihtiyaçlarına uygun öğretim yaklaşımını önemli bir yenilik olarak hayata geçirdik.
Çocuklarımızı ve gençlerimizi demokrasiye, cumhuriyete, bizi millet olarak bir arada tutan temel değerlere sahip çıkan bireyler olarak geleceğe hazırlamayı hedefliyoruz.