Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, üç ülkeyi kapsayan Körfez ülkeleri turu dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. ‘Vatandaşlarımızı açgözlü bir avuç azınlığın kar hırsına kurban edemeyiz’ diyen Erdoğan, “Vatandaşımızın alım gücünü düşürmemek, enflasyona ezdirmemek için yaptığımız zamlara göz diken ev sahipleri bunun bedelini ödemek zorunda kalacak. Hangi konuda olursa olsun fahiş fiyat artışlarına giden, piyasanın dengesini bozan yaptığı davranışın cezasını çekecektir” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, ziyaretleri şu sözlerle değerlendirdi:
''Ziyaretlerimizde çok çok verimli görüşmeler gerçekleştirdik. Görüşmelerimizde ikili ilişkilerimizi bütün boyutlarıyla ele aldık. Küresel ve bölgesel gelişmeleri aramızda değerlendirme fırsatı bulduk. Kazan kazan anlayışı içerisinde önemli ve kapsamlı işbirliği projeleri üzerinde durduk. Bu ülkelerle işbirliğimiz, önümüzdeki dönemde somut projelerle güçlenerek gelişecektir.
''Ekonomimiz üzerinde etkilerini en kısa zamanda göreceğiz''
Bunun ekonomimiz üzerindeki müspet etkilerini de inşallah en kısa zamanda göreceğiz. Özellikle savunma sanayii, enerji, turizm, müteahhitlik gibi alanlarda kararlaştırdığımız hususları hızla hayata geçireceğiz. Ziyaretimiz sırasında Körfez bölgesinin huzur ve istikrarına olan desteğimizi de vurguladık. Bölgeyle ilgili meselelerin bölgesel işbirlikleriyle ele alınması gerektiğine inanıyorum. Bu itibarla bölgesel konularda istişare ve eşgüdümümüzün devamında mutabık kaldık. Suudi Arabistan ile ikili ilişkilerimizde yeni bir döneme girdiğimizi söylemiştim. İmzaladığımız beş anlaşmayla işbirliğimizi daha da ileriye taşıdık. Cidde’deki temaslarımızın ardından malumunuz Doha’ya geçtik. Katar ile ilişkilerimizin bu sene 50’nci yıl dönümünü kutluyoruz. Stratejik ortağımız da olan bu ülkeyle işbirliğimiz mükemmel düzeyde seyrediyor. Katar Emiri Şeyh Temim ile yaptığımız görüşmede mevcut işbirliğimizi farklı alanlarda ilerletme kararı aldık.
BAE ile 50,7 milyar dolarlık imza
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), bizim bölgedeki en önemli ticari ve ekonomik ortaklarımızdandır. Geçen yıl ticaret hacmimizi yüzde 25 artışla 10 milyar dolara çıkardık. Bu rakam artmaya devam ediyor. Türkiye ile Emirlikler arasında ticaret ve yatırım konularında çok ciddi bir potansiyel mevcut. Ziyaretimizde bu potansiyeli harekete geçirecek adımları değerlendirdik. Kabul ettiğimiz ortak mutabakatla, ilişkilerimizi stratejik ortaklık seviyesine çıkardık. Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey mekanizmasının kuruluşunu gerçekleştirdik. Mekanizmanın tesisiyle birlikte gündemimizdeki konuları en üst seviyede ele alacağımız bir platforma kavuşturduk. Ortak mutabakata ilave olarak farklı alanlarda 13 anlaşma imzalandı. Bu anlaşmaların toplam değeri 50,7 milyar dolardır. 2023 yılı, Birleşik Arap Emirlikleri ile de diplomatik ilişkilerimizin tesisisin 50’nci seneidevriyesidir. Ziyaretimizle bu önemli yıl dönümünü anlamına uygun bir şekilde idrak etmiş olduk. Her üç ülke de DEİK öncülüğünde düzenlenen iş forumları yeni ticari ortaklıkların kurulmasına katkı sağlamıştır. Türkiye'nin otomobili TOGG’un da muhataplarımız tarafından beğeniyle karşılandığını belirtmek isterim. Üç ülkeyle iş birliğimizi ve kardeşlik bağlarımızı güçlendiren bölge turumuzun hayırlara vesile olmasını diliyorum. 28 Mayıs gecesi itibarıyla inşasına başladığımız Türkiye Yüzyılını, dış politikada yeni hamle ve açılımların vasıtası haline getirmek istiyoruz. Körfez ziyaretimiz bunun adımlarından biriydi. İnşallah diğer coğrafyalarda atacağımız adımlarla bunu daha da pekiştireceğiz. Ziyaretimizin son gününde 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramını kutlamak üzere Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine intikal ettik. Kahraman Mehmetçiklerimiz ile Mücahitlerin omuz omuza 49 yıl önce gerçekleştirdiği Barış Harekatı, Kıbrıs Türkü kardeşlerimizi yok olmaktan kurtarmıştır. Aradan geçen sürede Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, her alanda büyük ilerlemeler kaydetmiştir. Biz de bu süreçte her zaman Kıbrıslı kardeşlerimizin yanında olduk, oluyoruz, olmaya da devam edeceğiz. Barış Harekatı’nın 49’uncu yıl dönümünü büyük bir coşkuyla ve yeni eserlerin açılışıyla idrak ettik. Bu vesileyle Ercan Havalimanının yeni terminal binasının ve pistinin açılışını gerçekleştirdik. Kıbrıs meselesinin çözümüne dair duruşumuzu ve önerilerimizi tüm dünya ile paylaştık. Kıbrıs Türk Halkı’nın güvenlik, refah ve esenliği için çalışırken, Ada’nın kalıcı ve adil bir barışa kavuşması için de diplomatik gayretlerimizi sürdüreceğiz. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin.''
''Türkiye oyun kurucu bir ülke''
Türkiye, bölgesel ve küresel arenada önemli bir aktör, oyun kurucu bir ülke. Küresel meselelerde kararsızlığın hâkim olduğu bir atmosferde, ülkemiz istikrarlı yönetimi ve politikalarıyla öne çıkıyor. Her meselede insanı merkeze alan, insan onurunu korumaya çalışan Türkiye, Batı, Ortadoğu, Uzakdoğu, Afrika ve Arap coğrafyasıyla aynı anda dostluk ilişkileri kurabilen yegâne ülkedir. Biz ilk günden itibaren ilkeli ve kararlı bir dış siyaset yürütüyoruz. İhtilaflı konuları çözüme kavuşturarak, ilişkileri güçlendirmeyi iktidara geldiğimiz ilk andan itibaren savunuyoruz. İlişkileri güçlendirme, yeni dostlar kazanma süreçlerini “restorasyon” olarak göremeyiz. Türk dış politikası her zaman milli çıkarlarını, menfaatlerini esas alan bir eksendedir. Dün böyleydi, bugün de böyle, yarın da böyle olacak. Bizim dostluğumuzu kazanan ya da kazanacak diğer ülkeler için yeni bir dönemin başlangıcı diyebiliriz.
''Türkiye'nin üyeliği Avrupa Birliği'ne canlılık ve güç katacak''
NATO’un en güçlü ikinci ordusuna sahip, NATO’nun adeta lokomotifi Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği de Birliğe canlılık ve güç katacaktır. İsveç’in, ülkemizin üzerinde hassasiyetle durduğu terör örgütleriyle mücadele ve teröristlerin iadeleri konusunda somut adım atması kendi lehine olacaktır. Verilen sözlerin, garantilerin yerine getirilmesini bekliyoruz.
Dış politika boyutuna değiniyoruz ama ekonomik boyutu biraz daha merak ediyoruz efendim. Dubai ile imzalanan 50,7 milyar dolar zaten çok önemli, kamuoyunda konuşuluyor. Suudi Arabistan ve Katar boyutuyla ilgili verebileceğiniz bir rakam söz konusu olabilir mi? Öte yandan biraz daha ayrıntısını rica edebilir miyiz? Çünkü DEİK Başkanı, bu ziyaret öncesinde ön temasların gerçekleştirildiğini aktarırken üçüncü ülkelerin de yatırım hedefi olabileceğini ifade etmişti, özellikle Afrika’yı vurgulayarak. Biraz daha siz bilgilendirebilirseniz seviniriz.
Suudi Arabistan ve Katar’ın da Birleşik Arap Emirlikleri gibi attığı ve atacağı, iş insanlarımızla yaptıkları görüşmeler var. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman ile yaptığım ikili görüşmede oranın da çok ciddi bir potansiyeli bulunduğunu, adımlar atılacağını bizzat kendileri ifade ettiler. O toplantıyı Dışişleri Bakanımız Hakan Bey ile birlikte Veliaht Prens Muhammed Bin Selman ile yaptık. Oradan da doğrusu ciddi manada umutluyuz. Katar ile ilişkilerimiz olumlu seyretmeye devam ediyor. Orada da Katar Emiri Şeyh Temim, adımları atmaya devam edeceklerini söyledi. Malum en önemli adım da deprem döneminde 10 bin konteyner göndermeleri oldu. Dünya Kupası’nda kullandıkları konteynerleri deprem bölgesinde sağlıklı bir şekilde dağıttık, bölgeye yerleştirdik. Bundan sonraki sürece yönelik yine buna benzer adımları atmaya devam edeceklerini söylediler. Birleşik Arap Emirlikleri ile enerji, ulaştırma, altyapı, lojistik, e-ticaret, finans, sağlık, gıda, turizm, emlak, inşaat, savunma sanayii, yapay zeka ve ileri teknolojiler gibi alanlarda büyük anlaşmalar imzalandı. 50.7 milyar dolar tutarında devasa ölçekli bir anlaşma yaptık. Öte yandan bu Körfez ziyaretimiz sırasında yine Cumhuriyet tarihimizin en büyük savunma ve havacılık ihracatı sözleşmesine imza atıldı. Tüm bu anlaşmalar maddi karşılıklarının ötesinde Körfez ülkelerinin Türkiye’nin ekonomisine, sanayisine güvenlerinin göstergesidir. İmzalanan anlaşmalar çerçevesinde yatırımları Türkiye’de gerçekleştireceğimiz gibi bu ülkelerin yanı sıra üçüncü ülkelerde de ortaklıkları, işbirliklerini geliştirerek, çeşitlendirerek gerçekleştirebileceğiz.
“Şu an itibariyle dönüş yapan sığınmacı rakamında 1 milyonu yakalamış olabiliriz”
Suriyeli sığınmacılarla alakalı Suriye’nin kuzeyinde briket evler yapım çalışması devam ediyor. Şu an 100-150 bin briket ev rakamına ulaştık. Bunları yaptıkça da Suriyeli sığınmacı kardeşlerimiz geri dönmeye başladılar. Şu an itibariyle dönüş yapan sığınmacı rakamında 1 milyonu yakalamış olabiliriz. Bundan sonraki süreçte bu daha da artacaktır. Özellikle de Katar, Suriye’nin kuzeyindeki bölgede hazırlanan projeyi destekliyor. Bu proje ilerledikçe sığınmacılardan oraya dönüşlerin daha da artacağına inanıyorum. Zaten sığınmacıların gönüllü olarak dönme arzusu çok açık, net ortada. Onlar da topraklarına dönmenin hasreti içerisinde. Filistin konusunda Körfez ülkesi olan kardeşlerimizin bizden farklı bir yanı yok. İsrail ilgili de bizim yaptığımız bazı görüşmeler var. Gelecek hafta 25 Temmuz Salı günü Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ı, ardından da 28 Temmuz Cuma günü İsrail Başbakanı Netanyahu’yu ülkemizde misafir edeceğiz. Bu ziyaretlerle de bazı adımları atacağız ve süreç daha da hızlanmış olacak.
Akaryakıtta Hazine ve Maliye Bakanlığımız vergi ile alakalı bir düzenleme yaptı. Özellikle ÖTV’nin maktu olmasından dolayı çok uzun zamandır enflasyon güncellemesi yapılmamıştı. Bu nedenle ÖTV’de böyle bir artışa gidildi. Özellikle 6 Şubat depremlerinin getirdiği yoğun mali yük, bu anlamda bütçenin ihtiyaçları kapsamında böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duyduk.
''Akaryakıt fiyatında Avrupa'nın en ucuz ülkelerindeniz''
Tüm bunlara rağmen akaryakıt fiyatlarında Türkiye, Avrupa’nın en ucuz ülkelerinden biri. Akaryakıtta zaten bir otomatik fiyatlandırma mekanizması var. Dünyadaki fiyatlar çerçevesinde belirleniyor. ÖTV artışıyla yapılan da depremin etkileri, depremle mücadele ile alakalı Türkiye’nin ihtiyaçları kapsamında yapılmış bir vergi düzenlemesidir. Emekliler noktasında da yıl sonu itibarıyla yeniden bir değerlendirme yapmamız söz konusu. Memura, işçiye ve emekliye bütçe şartlarını zorlayarak yapabileceğimiz en iyi zammı yaptık. Kimseyi enflasyona ezdirmeyeceğimize dair söz verdik ve şu ana kadar da ezdirmedik. SSK ve BAĞ-KUR emeklilerimize enflasyon zammına ilave refah payı verilerek zam oranını yüzde 25'e yükselttik. Memur emeklilerine de aynı şekilde yüzde 25 oranında zam yapıldı. Enflasyonun üzerinde artışlar yapıldı. Biz memurumuza, çalışanımıza, emeklimize bu zamları yaparken, bazı fırsatçı, açgözlüler de adeta vatandaşın cebine elini uzatıyor. Bu fırsatçılara izin vermeyeceğiz. Ticaret Bakanlığımız, denetimlerini sıklaştırdı, cezai işlemleri artırıyoruz.
''Gabar petrolü 2024 sonu devrede''
Gabar’daki petrol henüz halkın cebine girmeye başlamadı. Şu anda çıkarma safhasındayız. Ve inşallah bunu çıkarıp da devletin, hazinenin kasasına, kesesine girmeye başladığı andan itibaren Gabar petrolü de süratle inşallah vatandaşımıza yansıyacak. Gabar petrolünün ekonomiye olumlu yansıması 2024’te başlar. Şu anda günde 12-13 bin varil üretiyoruz. İnşallah 100 bin varile çıkacak ve dolayısıyla Türkiye üretimini ikiye katlamış olacak, 2024’ün sonuna kadar. Esas itibariyle devreye girme tarihi 2024 sonu diyebiliriz. Yaklaşık 100 kuyu açacağız. Şu anda Türkiye ve civar ülkelerdeki bütün sondaj makinalarını oraya yönlendiriyoruz. Dağlarda kilometrelerce yol yapılıyor. Çok hummalı bir çalışma var.
''Fahiş kira artışını ve konut fiyatlarını durdurmak için gerekirse ceza uygulamasına gideceğiz''
Fahiş kira artışını ve konut fiyatlarını durdurmak için gerekirse ceza uygulamasına da gideceğiz. Vatandaşlarımızı açgözlü bir avuç azınlığın kar hırsına kurban edemeyiz. Vatandaşımızın alım gücünü düşürmemek, enflasyona ezdirmemek için yaptığımız zamlara göz diken ev sahipleri bunun bedelini ödemek zorunda kalacak. Hangi konuda olursa olsun fahiş fiyat artışlarına giden, piyasanın dengesini bozan yaptığı davranışın cezasını çekecektir.