AK Parti Bursa 8. Olağan İl Kongresi'nde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gündeme yönelik değerlendirmelerde bulundu.
Erdoğan, "Son günlerin en çok tartışılan konusu 22 bin 104 TL olarak belirlenen asgari ücret rakamıdır. Hemen birileri çatladı, patladı. Kusura bakmasınlar; çatlasanız da patlasanız da biz atacağımız adımları hesaplayarak, kitabını yazarak atarız. Yüzde 30 artık MB'nin 2025 enflasyon hedefinden yüksek olsa da bizim de içimize sinen tutar değil. Bu rakam en düşük tutardır. Bu istihdam, enflasyon ve gelir arasında dengeyi gözeten bir rakamdır. Biliyorsunuz asgari ücret, çalışana verilecek maaşın en alt seviyesini ifade eden bir meblağdır. İşveren daha fazla vermek istiyorsa versin, onların önünü kesen yok" diye konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle;
"Siyaset kurumuna güveni yeniden biz tesis ettik"
Partimizi Bursa'dan her alanda hak ettiği yere tekrar taşımak için ne gerekiyorsa hep beraber, biz yapacağız. Küresel ekonomide dengeler bozulurken, enflasyon son 60-70 yılın en yüksek seviyelerini gördü.
Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte belirsizlikler daha da arttı. Tüm dünya gibi, Türkiye olarak biz de bu olumsuzlukları hissettik. Şu hususun bilinmesi özellikle isterim; Gerek şahsen, gerek iktidar, gerekse AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak hiçbir vatandaşımızın serzenişine kulak tıkamıyoruz.
Günü birlik hesaplar, ülkemizin yakın geçmişinde bu millete çok vakit ve nakit kaybettirdi. ‘Kim ne veriyorsa, benden 5 fazlası’ anlayışı geçmişte Türkiye’ye çok ağır bedeller ödetti.
Hesap kitap yapmadan, bol keseden vaat dağıtanlar, arkalarında tamiri imkansız hasarlar bıraktılar. AK Parti olarak bu ucuz siyaset tarzını 2022’den beri hep elimizin tersiyle ittik. Kendimiz bedel ödesek dahi, millete ve ülkeye bedel ödettirmeyeceğiz dedik. Siyaset kurumuna güveni yeniden biz tesis ettik. Şahsi çıkarlarımızı değil, sadece ve sadece 85 milyon vatandaşıyla tüm Türkiye’nin menfaatini düşünüyoruz.
"Faizi kesinlikle indirmeye başlayacağız, 2025, bunun işaret yılı olacaktır"
Ekonomi programımızın temel gayesi, sabit gelirliler başta olmak üzere, milletimizin kur ve enflasyon dengesizliği sebebiyle maruz kaldığı refah kaybını en kısa sürede telafi etmektir.
Bunun için evvel eminde enflasyon gibi hayat pahalılığının mazereti olarak kullanılan hususları ortadan kaldırmamız gerekiyor. Uyguladığımız programın önceliği enflasyonu düşürmektir. Çünkü dünyanın her yerinde olduğu gibi, ülkemizde de enflasyon ‘tüm kötülüklerin anası’ konumundadır. Faizi kesinlikle indirmeye başlayacağız. 2025, bunun işaret yılı olacaktır. Faiz inecek ki enflasyon da insin.
"Asgari ücret açıklaması: İşveren daha fazla vermek istiyorsa versin, onların önünü kesen yok"
Son günlerin en çok tartışılan konusu 22 bin 104 TL olarak belirlenen asgari ücret rakamıdır. Hemen birileri çatladı, patladı. Kusura bakmasınlar; çatlasanız da patlasanız da biz atacağımız adımları hesaplayarak, kitabını yazarak atarız. Yüzde 30 artık MB'nin 2025 enflasyon hedefinden yüksek olsa da bizim de içimize sinen tutar değil. Bu rakam en düşük tutardır.
Bu istihdam, enflasyon ve gelir arasında dengeyi gözeten bir rakamdır. Biliyorsunuz asgari ücret, çalışana verilecek maaşın en alt seviyesini ifade eden bir meblağdır. İşveren daha fazla vermek istiyorsa versin, onların önünü kesen yok. Büyükşehirlerde yaşayan kardeşlerimizin kahir ekseriyeti, asgari ücretin üzerinde rakamlara çalışıyor. Şu anda 50 bin, 60 bin asgari ücret alan işçiler var. Bunlara müdahale ediliyor mu? Hayır.
Biz tüm hesaplarımızı asgari ücret alan bir kişinin hayatını rahatça idame ettirebilmesini temin edecek şekilde yapıyoruz. İstihdamda bir kayıp ya da gerileme yaşanmasını da arzu etmiyoruz.
Türkiye’nin rekabet gücünün korunması gerekiyor. İstihdam ve refah kaybının faturasını millet olarak hepimiz öderiz. Asgari ücret meselesinin bu gerçekler ışığında değerlendirilmesinin hakkaniyete daha uygun olacağını düşünüyorum.
