Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Deniz Harp Okulu Komutanlığı ile Hava Harp Okulu Komutanlığı'nda "Milli Savunma Üniversitesi Harp Okulları Diploma Alma ve Sancak Devir Teslim Töreni"nde konuştu.
Erdoğan, “Türk dış politikasına Ankara eksenli bakmak yerine Batı başkentlerinin pencerelerinden bakanların tezyinatlarına aldırmayacağız. Hazreti Mevlana'nın pergel metaforunda olduğu gibi pergelin sabit ucunu ülkemizin çıkarlarına sabitleyecek, diğeriyle tüm dünyayı kucaklayacağız. 360 derecelik bakış açısıyla meselelere yaklaşacak, olabilecek en geniş perspektifle gelişmeleri değerlendireceğiz” dedi.
Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle;
MİLDEM projesi
Milli sistem ve cihazlarla donatıp milli silahları kullanacağımız MİLDEM projemizle inşallah bu alanda dünyanın sayılı ülkeleri arasına gireceğiz. Donanmamızın şu anki Amiral gemisi olan Anadolu'nun ağabeyi olacak uçak gemimizle ilgili temaslarımız devam ediyor. SİHA gemimizden sonra uçak gemimizin de katılımıyla Türk Donanması çok farklı bir lige yükselecek. İnsansız sistemlerle birlikte hava savunma sistemlerinde de kendimizi sürekliye geliştiriyoruz. Füze, torpido, deniz topu, radar, uçak savar, lançer gibi kritik alanlarda her gün yeni bir eşiği aşıyoruz. Etkin caydırıcılığı ve harekat kabiliyetiyle yüksek bir deniz kuvveti olmak neyi gerektiriyorsa onu yapmanın gayretindeyiz. Son 22 yılda katettiğimiz mesafeyi basamak yaparak inşallah çok daha fazlasını başaracağız.
“Birileri milletimizin vizyonunu 782 bin kilometrekare ile sınırlandırmaya çalışabilir”
Biliyorsunuz herkesin denizi ufku kadardır. Bizim tüm hedeflerimize çıkıp birileri hayal diyebilir. Birileri Mavi Vatan'ı masal olarak görebilir. Birileri Türkiye'yi maceracı olmakla, macera aramakla itham edebilir. Birileri milletimizin vizyonunu 782 bin kilometrekare ile sınırlandırmaya çalışabilir. Hatta Türkiye'nin Libya'da, Somali'de, Katar'da, Irak'ta, Balkanlar'da, Asya'da, Afrika'da ne işi var diyen işgüzarlar da çıkabilir. Geçmişte olduğu gibi bugün ve yarın da Türkiye'nin vizyonundan, Türkiye'nin mücadelesinden rahatsızlık duyanlar olabilir. Biz bunlara kulak asmayacağız. Önümüze bakacağız, gözümüzü bir an olsun ufuktan ayırmayacağız.
“Doğu ile ilişkilerimizi güçlendirirken, Batı ile köklü işbirliğimizi ilerletmenin yollarını arayacağız”
Türk dış politikasına Ankara eksenli bakmak yerine Batı başkentlerinin pencerelerinden bakanların tezyinatlarına aldırmayacağız. Hazreti Mevlana'nın pergel metaforunda olduğu gibi pergelin sabit ucunu ülkemizin çıkarlarına sabitleyecek, diğeriyle tüm dünyayı kucaklayacağız. 360 derecelik bakış açısıyla meselelere yaklaşacak, olabilecek en geniş perspektifle gelişmeleri değerlendireceğiz. Doğu ile ilişkilerimizi güçlendirirken, Batı ile köklü işbirliğimizi ilerletmenin yollarını arayacağız. Daha bir asır önce bir arada yaşadığımız halklarla bugün aramızda sınırların olması gönül coğrafyamızdan kopacağımız anlamına gelmez.
Türkiye’nin dış politikasını eleştirenlere sert tepki
Biz dünyanın 34 farklı ülkesinden 78 şehitliği olan bir ülkeyiz. Biz aynı zamanda Çanakkale Şehitliğinde Gazze'nin, Halep'in, Şam'ın, Kudüs'ün, Gümülcine ve Bağdat'ın evlatlarını misafir eden bir ülkeyiz. Komşumuz Irak'la, İran'la, Suriye ile 4 asır yönetimimiz altında olan Filistin'le ilgilenmemizi eleştirenler art niyetli değilse cahildirler. Türkiye'nin Suriye'de, Irak'ta, Katar'da ne işi var demek ufuksuzluktan tam anlamıyla bir akıl tutulmasıdır. Bakınız burada şunu çok net ifade etmek isterim. Türkiye yönünü sadece Batı'ya dönerek menzili maksuduna varamaz. Türkiye doğu ile ve Batı ile ilişkilerini eş zamanlı bir şekilde geliştirirse, güçlü müreffeh itibarlı ve etkin bir ülke olabilir. Bunun dışında her yol Türkiye'ye fayda değil zarar verir, denklem dışına atar. Dolayısıyla biz birilerinin iddia ettiği gibi Avrupa Birliği ile Şangay İşbirliği Teşkilatı arasında bir tercih yapmıyoruz.