Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, Suriye'de 61 yıllık Baas reejiminin devrilmesi ve Esad yönetiminin sona ermesine değindi. Erdoğan, “Yeni Suriye yönetiminin istikrarına, kadim Suriye topraklarının bütünlüğüne yönelik her saldırı, karşısında Suriye halkıyla birlikte bizi de bulacak” dedi.
Türkiye'de bulunan Suriyelilerin geri dönmesine de değinen Erdoğan, "Gönüllü, güvenli, onurlu, düzenli geri dönüşler için gereken kolaylığı sağlarken, CHP'nin sebebini bildiğimiz kışkırtmalarına eyvallah etmeyeceğiz" açıklamasında bulundu.
Yeni asgari ücret için ilk toplantının bugün yapılacağına işaret eden Erdoğan, "Önümüzde; asgari ücret, memur ve emekli maaşları gibi, sabit gelirlilerle ilgili kritik kararlar var.Ekonomi programını bozmayacak şekilde sabit gelirlilerin durumlarını mümkün olan en iyi seviyeye çıkartmayı arzu ediyoruz" diye konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Suriye, kardan aydınlık günlere kavuşmuştur"
Bugünkü toplantımızı bölgemizde tarihi diyebileceğimiz nitelikte gelişmelerin yaşandığı bir dönemde gerçekleştiriyoruz.
Suriye halkı on yıllardır süren bir zülüm düzenini yıkarak, özgürlüğüne, hakkına, hukukuna, geleceğine sahip çıktı. Asil bir kıyamı elhamdülillah zaferle taçlandırmıştır.
İnancımız ve duamız odur ki son 13 yılı tam anlamıyla zifiri karanlık olan 61 yıllık Baas diktatörlüğü sonrasında Suriye, kardan aydınlık günlere kavuşmuştur.
Zalim Esad’ın baskı, zulüm ve katliamlarla yıllardır ayakta tutmaya çalıştığı azınlık rejimi 8 Aralık Pazar günü Şam’ın kurtuluşuyla artık çökmüştür.
Suriye’nin ve Suriye halkının önünde müreffeh ve mutlu geleceğe giden bir kapı açılmıştır.
"Terör örgütlerinin de en kısa sürede başı ezilecektir"
İnşallah, ülkenin diğer kısımlarındaki PKK gibi terör örgütlerinin de en kısa sürede başı ezilecektir.
Böylece, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve egemenliği ülkenin her tarafında tümüyle güçlendirilecektir.
Suriye halkının birliğini, bütünlüğünü, kardeşliğini yeniden tesis etmeye bu kadar yaklaştığı bir dönemde akıl ve vicdan sahibi hiçbir gücün terör örgütleriyle iş tutmaya devam edeceğini düşünmüyoruz.
"Türkiye, Suriye halkının yanında olacaktır"
Türkiye, siyasi, diplomatik, ekonomi, asgari tüm kapasitesiyle bu tarihi mücadelede Suriye halkının hep yanında olacaktır.
Hep söylediğimiz gibi Suriye, tüm inanç grupları ve etnik kesimleriyle Suriyelilerindir.
Geçmişte yaşanan acıların gelecekte inşa edilecek huzurlu, güçlü, müreffeh Suriye’ye giden yolu bir fener gibi aydınlatmasını temenni ediyoruz. Bunu gönülden diliyoruz.
Bu vesileyle Suriye topraklarına gözünü diken herkese şu hatırlatmayı yapmakta fayda görüyorum.
Türkiye olarak Suriye’nin bugünkü seviyesine gelmesi konusunda çok büyük fedakarlıklarda bulunduk, çok büyük gayretler gösterdik.
Herkesin sırtını döndüğü Suriye halkını hem topraklarımız içerisinde, hem de sınırlarımız dibinde yıllarca koruduk, kolladık, himaye ettik.
Bunu şikayet ederek değil, memnuniyetle yerine getirdik.
Değerli kardeşlerim, nefret söylemleri ile bu süreci zehirlemek, ırkçı vandallıkla Türkiye’nin eşsiz misafirperverliğine leke bulaştırmak isteyenler de oldu. Ama milletimiz basiret ve feraset ile hareket ederek bu faşist zihniyetin oyununa hamdolsun gelmedi.
"Suriye halkının geri dönüşünü engellemeye yönelik hiçbir adımı kabul edemeyiz"
Bir defa şunun bilinmesini isterim. Bu saatten sonra Suriye’nin bir kez daha bölünmesine izin veremeyiz.
Ülke topraklarının yeniden bir çatışma alanı haline gelmesine asla rıza gösteremeyiz. Kardeş Suriye halkının evlerine geri dönüşünü engellemeye yönelik hiçbir adımı, hiçbir kışkırtmayı kabul edemeyiz. Suriye halkının özgürlüğüne, yeni Suriye yönetiminin istikrarına, kadim Suriye topraklarının bütünlüğüne yönelik her saldırı karşısında Suriye halkı ile birlikte bizi de bulacaktır.
Birilerinin sırtlarını dayadıkları güçlerden aldıkları cesaretleri, fanatik inançları, sapkın ideolojileri, hastalıklı hayalleri uğruna bölgemizi kana ve ateşe bulamasına seyirci kalmayacağız.
"Suriye halkını bu muhteşem devrim için bir kez daha tebrik ediyoruz"
Hem Suriye’de yaşananlardan, hem Filistin’de devam eden trajediden, hem kuzeyimizde süren savaştan çıkardığımız dersler bize bu şekilde hareket etmemiz gerektiğini söylüyor.
Biz, herkes için güvenlik, barış ve refah istiyoruz. Kendi güvenliğimizi, huzurumuzu, siyasi ve ekonomik istikrarımızı garantiye almanın yolu bu iklimi bölgemizin tamamına yaymaktan geçiyor.
Aksi takdirde çok büyük emeklerle elde ettiğimiz kazanımlarımızı koruyabilmenin güçlüğünü hep birlikte gördük, yaşadık.
Bu vesileyle kardeş Suriye halkını bu muhteşem devrim için bir kez daha tebrik ediyoruz.
"CHP’nin kışkırtmalarına eyvallah etmeyeceğiz"
Ülkemizdeki Suriyeli muhacirlerden evlerine dönme hazırlıkları yapanların tıpkı burada oldukları gibi gittikleri yerlerde de hep yanlarında olacağız.
Gönüllü, güvenli ve düzenli geri dönüşler için gereken kolaylığı sağlarken, CHP’nin sebebini çok iyi bildiğimiz kışkırtmalarına da eyvallah etmeyeceğiz.
En son 14-28 Mayıs seçimlerinde nefret söylemlerini körükleyen CHP’nin, Baas rejiminin yıkılmasının getirdiği hırçınlıkla, ırkçı nefrete odun taşıma gayretlerinin elbette farkındayız.
Kimse kusura bakmasın, Türkiye’nin ve yüce gönüllü Türk milletinin tüm insanlığa örnek olan eşsiz misafirperverliğine 3-5 vicdan yoksunu faşistin gölge düşürmesine göz yummayız.
Suriye’nin her anlamda yeniden ayağa kalkması sürecine her türlü desteği vermeyi sürdüreceğiz.
"Şubat ayı içerisinde tüm il kongrelerimizi tamamlamayı hedefliyoruz"
AK Parti olarak biz de kendi içimizde önemli bir süreç yaşıyoruz. Büyük kongre hazırlıklarımız çerçevesinde ilçe kongrelerimizi önemli ölçüde tamamladık.
İl kongrelerimize de belirlediğimiz takvime uygun şekilde başladık.
Şubat ayı içerisinde tüm il kongrelerimizi tamamlamayı hedefliyoruz.
Türk siyasi tarihinde AK Parti kadar uzun süre iktidarda kalan bir başka parti yoktur.
Bu uzun iktidar dönemi bize hem büyük mesuliyetler yüklüyor, hem de beraberinde ciddi yenilenme ihtiyacı getiriyor.
Son mahalli seçim sonuçları bizi Türkiye sosyolojisine uygun olmayan bir tabloyla karşı karşıya bırakmıştır. Milletimiz, bunca hizmetin, bunca mücadelenin ardından sandıkta bize beklediğimiz teveccühü göstermemişse sebebini dışarıda değil, elbette kendimizde arayacağız.
Demek ki milletimizin bizden beklediği yakınlığı onlara gösteremedik, demek ki vatandaşlarımızın hissiyatını doğru bir şekilde okuyamadık.
390 bin ilçe delegemizin kanaatlerini aldığımız ortak akıl toplantılarındaki amaçlarımızdan biri de budur.
Siyaset kuşkusuz çok yüksek motivasyon gerektiren bir uğraştır ama kendi kendini kandırmak değildir.
Siyaset her şeyden önce gönülleri fethetme işidir. Diğer hususlar, bunun arkasından gelir.
Milletimizin gündeminde her şeyden önce ekonomi vardır, ekonomik sıkıntılar vardır.
"Yolumuza istikrarlı şekilde devam ediyoruz"
Bilindiği gibi Türk ekonomisinin daha öncesinden itibaren maruz kaldığı gizli saldırılar 2018 yılından itibaren aleniyet kazanmıştır. FETÖ’nün 17-25 kumpasları ile 15 Temmuz ihaneti, PKK’nın ‘Çukur’ eylemleri ve sınırlarımıza yönelik tacizleri hep bu süreçle bağlantılıdır.
Uluslararası siyasi rekabette bizi esir alamayanlar ekonomimizi sabote ederek ülkemizi köşeye sıkıştırma stratejisine yöneldiler. Bölgemizdeki çatışmalar gibi konjektürel gelişmeler bu saldırıların etkilerinin adeta katlanmasına yol açmıştır.
Karalılıkla uyguladığımız ekonomi programıyla durumu büyük ölçüde kontrol altına aldık. Her ne kadar enflasyonu arzu ettiğimiz seviyeye henüz düşüremesek de bu doğrultuda yolumuza istikrarlı bir şekilde devam ediyoruz.
Erdoğan'dan asgari ücret açıklaması
Önümüzde; asgari ücret, memur ve emekli maaşları gibi, sabit gelirlilerle ilgili kritik kararlar var.
Ekonomi programını bozmayacak şekilde sabit gelirlilerin durumlarını mümkün olan en iyi seviyeye çıkartmayı arzu ediyoruz.
Çünkü bilhassa son yıllarda temel ihtiyaç maddelerinde yaşanan fahiş fiyat artışlarından en olumsuz etkilenen kesim sabit gelirlilerdir. Nüfusumuzun yarısından fazlasını oluşturan bu kesimlerin sıkıntılarına bigane kalmayacağız.
Milyonlarca insanımızın yaşadığı refah kaybını durduracak ve telafi edecek bir anlayışla hareket etmek mecburiyetindeyiz.
Gelir dağılımındaki bozulmayı tersine çevirecek politikalar uygulayacağız.
Hem yatırımcıları hem çalışanları kollayacak, bütün bunlarla birlikte üretimi, istihdamı, ihracatı güçlü tutacağız."