Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı'nda  4. Uluslararası STK Fuarı'nda açıklamalarda bulundu. Erdoğan, İsrail Başbaşkanı Binyamin Netanyahu hakkındaki tutuklama kararına ilişkin "Kararı destekliyoruz" dedi. İslam alemi olarak ortak bir tavır alınması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, uluslararası örgütlerin Filistin'de, Lübnan'da ve daha pek çok bölgede işlenen insanlık suçlarını görmezden geldiklerini belirtti. Aryıca Erdoğan, İsrail lehine karartma yapıldığına dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

4. Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları Fuarı'nın hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. 150 STK'mızı fuara katılımları için tebrik ediyorum. Vahdet ve uhuved ruhunun zirve yaptığı, vicdanlı yüreklerin birbirlerine daha da ısındığı bu organizasyonu düzenleyenleri tebrik ediyorum. Burada icra edilen panellerin aramızdaki dostluğun tahkim etmesini ümit ediyor, bu niyazımızın adım adım gerçekleştiğini görmekten memnuniyet duyduğumu burada ifade etmek istiyorum.

"İsrail lehine karartma uygulanıyor"

Uluslararası sistemin imtiyazlı aktörleri kendi çıkarları uğruna İslam coğrafyası başta olmak üzere dünyanın farklı bölgelerini savaş ve çatışma ortamına sürüklüyor. İslam aleminin zorlu bir sınamadan kapsamlı kuşatmadan geçiyor. Hemen yanı başımızdaki Filistin'de 14 aydır mazlumlar, çocuklar, kadınlar, yaşlılar acımasızca katlediliyor. Küresel yönetişim mekanizmaları, uluslararası medya, Filistin, Lübnan ve birçok yerde işlenen insanlık suçlarını görmezden geliyor. İsrail lehine karartma uygulanıyor. Demokrasi ve insan hakları nutukları çeken ülkeler alçak katliamları durdurmak yerine İsrail'e verdikleri destekle zulmü körüklüyorlar. Bu durumdan cesaret alan siyonist katiller barbarlıklarına her geçen gün yenilerini ekliyor.

"Saldırıların gerisindeki sinsi amaç her geçen gün daha iyi anlaşılıyor"

Kalbim parçalanarak bazı rakamları sizlerle paylaşmak istiyorum. İsrail'in Gazze'ye saldırıları başlayalı 400 günden fazla zaman geçti. Yüzde 70'i kadın ve çocuk olmak üzere 50 bine yakın Filistinli kardeşimiz şehit düştü. 700 binden fazla kardeşimiz yaralandı. 1,9 milyon insan evini, doğup büyüdüğü toprakları terk etmek zorunda kaldı. Filistin'de şehit olanların ve yaralananların kanı sadece katillerinin değil, onlara engel olmayanların da üzerlerine sıçramıştır. Gazze'de 160 bin binayı yıkıp 436 bin yapıya ağır hasar veren saldırıların gerisindeki sinsi amaç her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Daracık bir alana hapsedilen 2 milyondan fazla Filistinli bir yandan zor şartlar altında hayata tutunmaya çalışırken diğer yandan açlığa, susuzluğa ve ilaçsızlığa karşı verdiği çetin mücadeleyi sebatla sürdürüyor. 

"Başkenti Kudüs olan bir Filistin"

Mevlam Filistin'de, Lübnan'da, dünyanın dört bir yanında zulme ve zalime göğüs geren tüm kardeşlerimizin yardımcısı olsun diyorum. Rabbimden başta kardeşim İsmail Heniyye olmak üzere tüm şehitlerimize rahmet, yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyorum. Filistin'in cesur evlatlarını, vatan sevdalısı kahraman çocuklarını burada tekrar saygıyla selamlıyor, Rabbim cümlesini muzaffer eylesin diyorum. 1967 sınırları temelinde bağımsız, egemen ve başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kuruluşunu görmeyi, Filistin'i yeniden inşa ve ihya etmeyi, Filistin'i yeniden özgürleştirmeyi Rabbim bizlere nasip eylesin diyorum. Diğer yandan Kudüs'ün mahremiyetine uygun şekilde uluslararası bir güvenlik şemsiyesi altına alınması yolundaki çabalarımızı sürdüreceğimizi de bir kez daha belirtmek istiyorum.

"Aile kurumu tehdit altında"

En büyük çürüme, en tehlikeli erozyon ve geri dönülemez yok oluş tehdidi aile kurumunu hedef almış durumda. Aile mefhumumuz, toplumsal yapımız ve kutsallarımız küresel düzeyde çok yönlü bir saldırı altında. Sapkın akımları özendirici yayınlar, moda adı altında dayatmalar, topluma rol model olması gereken aktörler aracılığıyla zihinlere nakşedilen aşağılık fikirler kuşattı. Aileyi gereksiz bir yük, taşınması zor bir sorumluluk ve bir fotoğraf olarak göstermeye çalışanların amacı tüm toplumu çökertmektir. Aile yapısı hırpalanmış bir toplumun ayakta kalması mümkün değildir. STK'ların da bindikleri dal, kendilerini ayakta tutan sütun toplum olduğuna göre, ailenin korunması öncelikli hedefleri olmalıdır. İç cephemizi tahkim etmek, çocuklarımıza ve gençlerimize daha güvenli, daha adil bir dünyayı miras bırakmak istiyorsak hep birlikte elimizi taşın altına koymalıyız. Bunu da çok geç olmadan hemen yapmalıyız. 

"Göç dalgası yaşanıyor"

Günümüz dünyasında savaşlar, kıtlık ve terör başta olmak üzere çeşitli sebeplerle yoğun bir göç dalgası yaşanıyor. Bu insani dram karşısında gelişmiş ülkelerin sergilediği vurdum duymaz tavır utanç vericidir. Biz kapısını da yüreğini de açmış bir ülkeyiz. Türkiye olarak yıllardır milyonlarca çaresiz insanlara ev sahipliği yapıyoruz. Hatta bugünün zalimlerinin geçmişte canlarını kurtarma derdine düştükleri her dönemde onlara yardım eli uzatan ilk ülkenin burası olduğu gerçeğini de hatırlatmak isterim. Ülkemizin insani siyasetini hazmedemeyenler, aleyhimizde kara propaganda yapsa da Türkiye'nin insanı yaşatma odaklı politikasını engelleyemeyecekler. Gazze'ye 86 bin ton insani yardım gönderdik. İsrail ile ticaretimizi süratla kestik.

Dervişoğlu: Şiddetin önlenmesi, ertelenemez ve ihmale gelmez bir insanlık görevidir Dervişoğlu: Şiddetin önlenmesi, ertelenemez ve ihmale gelmez bir insanlık görevidir

"UCM'nin kararını destekliyoruz"

UCM'nin, İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında çıkardığı tutuklama kararını desteklediğimizi ifade etmek istiyorum. Alınan cesur kararın sözleşmeye taraf tüm ülkelerce uygulanmasını insanlığın uluslararası sisteme güvenini tazeleme adına önemli buluyoruz.

Kaynak: Haber Merkezi