Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen TİM 31. Olağan Genel Kurulu ve İhracatın Şampiyonları Ödül Töreni'nde açıklamalarda bulundu. İhracatçılar için döviz bozdurma zorunluluğunun yüzde 40'dan yüzde 30'a indirildiğini açıklayan Erdoğan, "24,1 milyar dolarlık mayıs ayı ihracatımız, tarihin en yüksek mayıs ayı ihracat değeri olarak kayıtlara geçti" dedi.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"2002’de bir haftada yaptığımız ihracatı artık bir günde gerçekleştiriyoruz. İhracat yapmayan ilimiz kalmadı. 2023 yılında 48 ilimizde ilk bin ihracatçı firma arasına girebilecek ölçüde firmamız oldu. Salon siyasetçileri bunları bilmiyor olabilir. Fil dişi kulelerinde ahkam kesenler bunları anlamıyor olabilir. Ama işin içinde olan, elini taşın altına koyan siz kardeşlerim bu gerçeği çok iyi biliyorsunuz.
İhracatçımızın, sanayicimizin, yerli yabancı yatırımcımızın ulaşamadığı hiçbir bürokrat, hiçbir siyasetçi olamaz; olmamalıdır. Halkımızla iş dünyasıyla arasına mesafe koyanlarla aramıza mesafe koymaktan çekinmeyiz. İhracat, Türk ekonomisinin lokomotifidir. Türkiye tüketerek değil, üreterek büyümek zorunda olan bir ülkedir. TİM'in temsil ettiği 150 bin kardeşimiz ülkemiz adına böyle önemli bir görev icra etmektedir.
Sizler çabanızla Türkiye'nin tanıtımına imkan sağlıyorsunuz. Dolayısıyla kimsenin bu emekleri heba etmesine izin veremeyiz. Türkiye'ye inandığınız, güvendiğiniz, potansiyelini değerlendirdiğiniz için hepinize teşekkür ediyorum.
"2023 yılını 355 milyar dolar ihracat ile kapattık"
Türkiye'nin dış ticarette yazdığı başarı hikayesini yalnızca biz değil rakamlar da söylüyor. Rusya-Ukrayna savaşına ve 6 Şubat depremlerine rağmen 2023 senesinde ihracatta güzel bir yıl geçirdik. 2023 yılını 255,4 milyar doları mal ihracatı, 101,7 milyar doları hizmetler ihracatı olmak üzere toplam 355 milyar dolar ihracat ile kapattık. Cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırdık.
2024 yılının ilk 5 ayında ihracatımız bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 4 buçuk artışla 106 milyar 914 milyon dolara çıktı. İlk 5 ayda mal ihracatında 4,6 milyar dolar artış sağladık. Dış ticaret açığımızdaki iyileşme sürüyor. 2024 sonunda mal ihracatımızı 267 milyar dolara, hizmet ihracatımızı da 110 milyar dolara mutlaka taşıyacağız. Bunu sizlerle birlikte başaracağız. Dış ticaret açığımız yıllık bazda yüzde 47,8 düşüş gösterdi. 24,1 milyar dolarlık mayıs ayı ihracatımız, tarihin en yüksek mayıs ayı ihracat değeri olarak kayıtlara geçti.
İhracata ve ihracatçılarımıza verdiğimiz desteğin artarak devam etmesi Türkiye’ye ivme kazandırmıştır. Firmalarımızın finansman sorununa çözüm bulunmasının ne kadar önemli olduğunun farkındayız. Hazine Bakanlığımız ve Merkez Bankamız farklı formüller üzerinde çalışıyor. Sürekli yeni teşvikler ve destekleri devreye alıyoruz. Son 1 yıl içinde toplam 22 milyar liralık nakdi sermaye artışı oldu. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı büyüme stratejimizle bu desteği 50 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz.
"Döviz bozdurma zorunluluğunu yüzde 40’tan yüzde 30’a indirdik"
Yıllık 10 milyar lira olmak üzere 3 yıl süreyle toplam 300 milyar liralık limit tahsis edilmesini planlıyoruz. Bu krediler, cari dengenin iyileşmesine ve fiyat istikrarına katkı verecek. Program sayesinde dış ticaret açığımızda yer tutan 284 ürüne odaklanan 1 milyar lira ve üzerindeki yatırım projeleri değerlendirilecek. Yüksek teknoloji ve stratejik üretime yönelik yatırımları daha güçlü destekleyeceğiz. Yüzde 15-30 arasında değişen maliyet oranları uygulanacak ve 10 yıla kadar vade imkanı tanınacaktır. Bugün sizlere müjdeli bir haber vermek istiyorum. İhracatçılarımız için döviz bozdurma zorunluluğunu yüzde 40’tan yüzde 30’a indirdik. Bu düzenleme pazartesiden itibaren geçerli olacak.
Bölgemizde yaşanan sıcak çatışmaların ve 6 Şubat depremlerinin mali faturasına rağmen küresel ekonominin içinden geçtiği fırtınalı dönemi başarıyla geçiyoruz. 31 Mart seçimleri sürecinde Türk ekonomisine ilave yük oluşturacak adımlardan uzak durmak suretiyle, programa olan güvenimizi ispat ettik.
"Şehirlerine hizmet etmesi gerekenler sadece akrabaya çalışıyor"
Seçim kazanmak uğruna milletimize yalan söylemek, bol keseden vaat dağıtmak gibi yöntemlere başvurmadık. Seçim meydanında söz verenler bugün sözlerini tutmak yerine sadece miting yapıyor. Liyakat, adalet, hak, hukuk diyerek ahkam kesenlerin bugün nepotizmin kitabını yeniden yazdıklarını görüyoruz. Şehirlerine hizmet etmesi gerekenler sadece akrabaya çalışıyor. Biz insanımıza karşı daima dürüst olduk. Tutamayacağımız sözü vermedik. Sözümüzü yerine getirmeye gayret ettik. Biz siyaseti ülkemize ve milletimize hizmet için yapıyoruz. Biz kendimiz bedel ödesek de milletimize bedel ödettirmemenin derdindeyiz.
Biz kendi çıkarımıza uygun olanı değil, Türkiye ve Türk ekonomisi için en doğru olanı yapmanın peşindeyiz. Önceliğimiz bu ülkeyi hayat pahalılığı sorunundan tamamen kurtarmaktır. Mali disiplin anlamındaki adımlar, para politikamızın etkinliğini artıracaktır.
Enflasyonda en zor dönemin artık geride kaldığına inanıyoruz. Şimdi dezenflasyon sürecine giriyoruz. Geçmişte enflasyonu nasıl tek haneye indirdiysek inşallah aynı başarıyı tekrar yakalayacağız. Büyüme tarafında da oranlar son derece olumlu. Geçen yıl yaşadığımız deprem felaketine ve ihracat pazarlarımızdaki zayıflamaya rağmen yüzde 4 buçukluk bir büyüme kaydettik.
Bankalarımız yıl başından bu yana 4 milyar doların üzerinde sermaye benzeri dış kaynağa erişim sağladı. Yatırım ortamımızın daha da iyileştirilmesi için gerekli adımları atacağız. Dijital ve yeşil dönüşüme odaklanan politikalarla temellerimizi daha da sağlamlaştıracağız.
"Felaket tellallarının girişimlerine karşı sağlam bir duruş sergileyelim"
Kendi çıkarları dışında hiçbir şey düşünmeyen felaket tellallarının girişimlerine karşı sağlam bir duruş sergileyelim. Bunlara prim vermeyelim. İhracat hedeflerimizi gerçekleştireceğiz. Daha rekabetçi, daha üretken ve güçlü bir Türkiye’yi siz ihracatçılarımızın da katkısıyla hep birlikte inşa edeceğiz. Bunun için biraz sabır, kararlılık, dirayet göstermek gerekiyor. Türkiye ekonomisi bu sürecin sonunda çok farklı bir lige yükselecektir. Gelişmiş ülkeler dahil tüm dünyayı olumsuz etkileyen belirsizliklerden kurtulduğumuzda bu yeni dönemin baş aktörü Türkiye olacaktır.
Türkiye'nin başarılarına bir türlü sevinemeyen, sırf haklı çıkmak uğruna vatandaşı yanlış yönlendiren, karamsarlık aşılayanlara meydanı asla terk etmeyeceğiz."