Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz gün Brezilya'nın Rio de Janeiro kentinde düzenlenen G20 Liderler Zirvesi'ne katıldı.

Zirvenin ikinci gününde Sürdürülebilir Kalkınma ve Enerji Geçişi Oturumu'na katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20'nin ardından düzenlenen basın toplantısında konuştu.  Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:

"Adil bir dünya ve sürdürülebilir temasıyla gerçekleşen zirvedeki ana hitabımda Türkiye'nin kimseyi geride bırakmama şiarıyla yürüttüğü insani kalkınma faaliyetlerine dikkat çektim. Savaşlar, doğal felaketler ve zulümler karşısında uluslararası kuruluşların iflasına tanıklık ediyoruz. Bunun en başında BMGK geliyor. Güvenlik Konseyi 193 ülkenin hak, hukuk kaygılarını gözetmek yerine sadece 5 daimi üyenin çıkarlarını önceleyen ve bu 5 ülkeye hizmet eden elitist yapıya dönüşmüştür. Bunun günümüzün çoğulcu dünyasında tutarlı izahı olamaz.

"Latin Amerika, Afrika ve Asya’dan ciddi destek alıyoruz"

Yine çok yakınımızdaki bölgede Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan savaş bu gerçeği tüm insanlığın yüzüne çarpmıştır. Daha adil düzenin inşasını hedefleyen gayretlerimizde etkili bir BM sistemi, onun da odağında Güvenlik Konseyi reformu vardır. 11 yıl önce ilk kez dillendirdiğimiz bu önemli tespitimizin her geçen gün geniş kitleler tarafından benimsendiğini görüyoruz. Özellikle mevcut mekanizmaların dışladığı, mağdur ettiği, taleplerine kulak tıkadığı Latin Amerika, Afrika ve Asya'dan ciddi destek alıyoruz. Rio zirvesi bunun adeta bir ispatı oldu. Bizim 11 sene evvel açtığımız yolun bugün veya yarın, ama bir gün mutlaka menzile varacağına yürekten inanıyorum.

"Bu vahşete sessiz kalanları tarih affetmeyecek"

Gazze'de kıtlık riski uluslararası sınıflandırmalara göre felaket düzeyine ulaşmıştır. Gazze nüfusunun yüzde 96'sı sağlıklı gıda ve suya erişemiyor. İsrail hükümeti açık hava hapishanesine çevirdiği Gazze'ye insani yardım girişlerini de engelleyerek insanlığa karşı suç işliyor. Bunu sadece biz değil BM ve birçok kuruluş bunu söylüyor. Ağır bombardıman altında bir kap yemeğe, bir yudum suya ulaşmak için canlarını tehlikeye atan çocukların dramlarını 14 aydır takip ediyoruz. İsrail saldırılarında hayatını kaybeden yaklaşık 50 bin Filistinlinin yüzde 70'inden fazlası kadın ve çocuktur. Lübnan'da katledilenlerin önemli kısmı da masum sivillerdir. Batılı güçlerin desteği ile İsrail'in bölgemizde estirdiği devlet terörünün insani maliyeti her geçen gün artmaktadır. Bu zulme, giderek dozu artan bu vahşete sessiz kalanları tarih affetmeyecektir.

"Bizim hiçbir ülkeyle, halkla, inançla sorunumuz yok"

 Türkiye olarak Gazze'deki soykırımın, Lübnan ve Batı Şeria'daki katliamın sona ermesi için acil ve kalıcı ateşkesi her fırsatta dile getiriyoruz. Bu çağrımızı G20 Rio zirvesinde de tekrarladık. Girişimlerimizin de neticesinde G20 Liderler Bildirgesi'nde Gazze'ye dair güçlü ifadeler yer aldı. Lübnan'daki tehlikeli tırmanış hakkında derin endişenin yanı sıra, Gazze'ye insani yardımların ulaştırılmasının önündeki engellerin kaldırılması liderler düzeyinde kayda geçirildi. Bizim hiçbir ülkeyle, hiçbir halkla, hiçbir inançla sorunumuz yoktur. Bizim sorunumuz katliamla ve katliamcılarladır. Bizim sorunumuz ülkesinin ve vatandaşlarının güvenliğini daha fazla masum kanı dökmekte arayanlarladır. Bizim sorunumuz işgal ve istila politikasıyla coğrafyamızı kaosa ve istikrarsızlığa sürükleyenlerledir.

Özgür Özel'den Erdoğan'a erken seçim çıkışı: Sokağa gidemiyorsa sandığa gidecek Özgür Özel'den Erdoğan'a erken seçim çıkışı: Sokağa gidemiyorsa sandığa gidecek

"Filistin'in daha fazla ülke tarafından tanınması bu dönemde çok önemli"

Gazze halkına 14 aydır reva görülen soykırımın cezasız bırakılmaması için Uluslararası Adalet Divanı'nda açılan müdahil olmaya kararı aldık.  Uluslararası sistemin durduramadığı İsrail'e karşı sorumluluk sahibi devletler tarafından yine uluslararası hukuk temelinde zorlayıcı tedbirler uygulanması şarttır. İsrail'e silah ve mühimmat sevkinin durdurulmasını talep eden mektubumuz 52 ülke ve 2 uluslararası kuruluşun ortak imzasıyla bir BM belgesi olarak yayınlanmıştır. Filistin devletinin daha fazla ülke tarafından tanınması bilhassa bu dönemde çok çok önemlidir.

"İstanbul sürecindeki tarihi fırsat kaçırıldı"

 Ukrayna'daki savaşın adil ve kalıcı barışla neticelenmesi için tarafların eşit statüde temsil edileceği diplomatik girişimleri destekliyoruz.  Esasen çatışmaların ilk aylarında İstanbul süreci ile tarihi fırsat yakalanmıştı. Ancak bu imkan değerlendirilemedi. Bunun faturasını yarım milyona varan can kaybıyla her iki komşumuz, enerji ve gıda kriziyle tüm insanlık ödedi."

"İşsizlik oranı yüzde 8,6'ya düştü"

Çevremizdeki sıkıntılara ve çatışmalara rağmen Türkiye ekonomisi büyüme trendini istikrarlı şekilde sürdürdüğüne dikkat çeken Erdoğan, "Ekonomide 2023 yılını yüzde 5,1 oranında büyümeyle kapatarak 14 yıl boyunca kesintisiz büyüme sürecimizi devam ettirdik. 2024 yılının ilk yarısında büyümemiz yüzde 3,8 olarak gerçekleşti. Milli gelirimizin 2024 sonunda 1 trilyon 331 milyar dolara ve kişi başına gelirimizin ise 15 bin 551 dolara yükselmesini bekliyoruz.

Tüm dünya gibi bizim de en büyük endişemiz yüksek enflasyondur. Amerika ve Avrupa dahil pekçok yerde son 60-70 yılın zirvelerini gören enflasyon baskısından herkes gibi biz de olumsuz etkilendik. Dezenflasyon sürecimiz başladı, 2025 yılında da devam edecek. Son 1 yılda toplam istihdamı 1,1 milyon kişi artırarak işsizlik oranımızı yüzde 8,6'ya düşürdük. Ekim ayında ihracatımız toplam 262,3 milyar dolar ile tarihimizin en yüksek seviyesine ulaştı. Turizmde 2024'ün ilk 9 ayında 47 milyar dolar gelirle rekor kırdık. Cari açığımızı 10 milyar doların altına indirerek dış kırılganlığımızı giderdik" diye konuştu.

Kaynak: Haber Merkezi