Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde ‘Sürdürülebilir Tarım ve Tarımda Markalaşma’ temasıyla düzenlenen Ziraat Bankası Tarım Ekosistemi Buluşması'nda konuştu.
Erdoğan'ın açıklamasından öne çıkanlar şöyle:
"Şunu bir kez daha hatırlatmak isterim. Ziraat Bankası sadece kar peşinde koşan bir banka değildir. Bunun yanı sıra, Ziraat ihtiyaç duyduğu anda çiftçinin elinden tutan bir kara gün dostudur. Yeni yatırımlarla faaliyet sahasını büyütmeyi hedefler. Hem ülke içinde hem ülke dışında mevcudiyetini artırdığını görmekten memnuniyet duyuyoruz.
Bankamız hızla gelişen alternatif finans piyasasında da yerini almıştır. Ziraat’ın bir bankadan fazlası olma iddiasını devam ettirdiğini görüyoruz. Bu buluşmanın tarım ekosisteminin gelişmesine katkı sağlayacağına yürekten inanıyorum.
Bu hazineyi ne kadar ileriye taşırsak Türkiye için o kadar iyi olacaktır. Bunun için tarım sektörünün tüm paydaşlarının iş birliği ve dayanışma içinde hareket etmesi gereklidir. Değerli fikirleriyle bugünkü buluşmaya katkı sunan tüm hocalarımıza ve sektör temsilcilerine teşekkür ediyorum. Ülkemizin kalkınmasına, ekonomimizin büyümesine, sofralarımıza ulaşan çeşitli nimetler için alın döken çiftçilere sevgilerimi saygılarımı gönderiyorum.
"Eski muhalefet tarzının raf ömrünü tamamladığı görülüyor"
Ülkemizde muhalefetin ezberi olan 'Tarım bitti' tezlerinin ne kadar içi boş ve gerçek dışı olduğunu rakamlarla ispat ettik. Hemen her sene tedavüle konulan saman ithalatı söylemi tarım sektörünün tüm paydaşlarına yapılmış bir hakarettir. Eski muhalefet tarzının raf ömrünü tamamladığı görülüyor. Bunun yerine eleştirel ama daha yapıcı bir anlayışın ikame edilmesi ülkemiz için daha faydalı olacaktır. Biz de böyle olmasını arzu ediyoruz.
Elini vicdanına koyan herkesin kabul ettiği hakikat şudur: Ülkemizin son 21 yılda başarı elde ettiği alanların en başında tarım, hayvancılık ve su ürünleri vardır. Dünyadaki tüm ülkeler gibi bizim de sıkıntılarımız var. Kırmızı beyaz et fiyatlarında son dönemde yaşanan dalgalanma hareketlerini yok sayamayız. Gübre fiyatlarındaki artışlardan işçi eksikliğine kadar şikayetlere kulaklarımızı kapatamayız. Muhasebimizi yaparken dengeli ve objektif bir şekilde kendimize ayna tutuyoruz.
Amacımız, güçlü ve zayıf yanlarımızı tespit etmektir. Tarımda da çözüm odaklı bakış açısıyla hareket ediyoruz. Eksiklerimizi gidermenin derdindeyiz. Tarım sektörümüzün 21 yılda elde ettiği başarıların değersizleştirilmesine mahal vermeyin. Milletimizin en çok şikayet ettiği hususlara odaklanarak Türkiye'yi hep beraber hedeflerine ulaştıralım istiyoruz.
"Cımbızla çekilen bir ürün üzerinden sektöre haksızlık yapılmasın"
Tarım konusu ezberlere ve ön yargılara kurban edilmesin. Cımbızla çekilen bir ürün üzerinden sektöre haksızlık yapılmasın. Gerisi biraz gayret ve emekle zaten kolayca gelecektir.
Geçtiğimiz asırda yeraltı kaynakları ön plandaydı. Petrol, altın, elmas ve yeraltı zenginlikleri için oluk oluk kan aktı. Bir damla petrolü, bir damla kandan değerli gören sömürgeciler bunları tahakküm altına almak için her türlü şeyi yaptılar. Afrika'daki zenci kardeşlerimizin altınlarını Avrupa'ya taşıdılar. İnsanları topraklarından sürdüler. Savaş ve iç savaş çıkardılar. Yerel halkı içkiye, uyuşturucuya alıştırarak ekonomik, sosyal ve siyasal bakımdan kendilerine bağımlı hale getirdiler.
Bize insan hakları dersi veren Batılı ülkelerin pek çok Afrika ülkesinde neler yaptığını çok iyi biliyoruz. Avrupa'nın ortasında Afrika'dan getirilen insanların sergilendiği, müze adı altında hayvanat bahçeleri kuruldu. Bu ülkeleri ziyaretimizde acımasız yüzünü bizzat görme fırsatı bulduk. Bunların hepsi yeraltı ve yer üstü kaynaklarının kontrolü için yapıldı. Sinsi yöntemlerle sömürü düzeni hala devam ediyor.
İçinde bulunduğumuz yüzyılda aynı kavga tarım ve su için verilecek. Dünyanın gelişmiş ülkeleri Afrika'da tarım arazisi kiralamak için yarış içindeler. Asya, Amerika, Kuzey Afrika ve Orta Doğu'daki birçok gerilimin altında su kaynaklarıyla ilgili anlaşmazlıklar yatıyor. Karadeniz Girişimi olmasaydı birçok yerde kıtlık yaşanacaktı. On binlerce insan hayatını kaybedecekti. Biz buna kayıtsız kalamazdık.
"Bizim gayemiz, insanları doğdukları yerde doydukları konuma getirmektir"
Tarımın önemi azalmayacak, daha da artacaktır. Her yeni küresel kriz, tarım tedarikinin ne kadar stratejik bir alan olduğunu teyit edecektir. Rekabet kızışacak, hatta belki daha kanlı hale gelecek. Hazırlıklarımızı buna göre yapmamız gerekiyor.
Tarımı sadece ekonomimiz için değil, milletimizin bekası için de hayati önemli bir sektör olarak görüyoruz. Tarım desteklerini hem çeşitlendirdik hem de yükselttik. Tarım kredi kooperatiflerimiz çiftçilerimizin daima yanında oldu. Ziraat Bankası'nın kullandırdığı tarım kredilerinin tutarı 480 milyar lirayı aşmış durumdadır. Bu kredi miktarıyla Ziraat Bankası sektörün kredi ihtiyacının yüzde 75'ini tek başına omuzlamıştır. Bu kredilerin yüzde 91'i faiz desteği verilen kredilerden oluşuyor.
Bizim gayemiz, insanları doğdukları yerde doydukları konuma getirmektir. Anadolu'da yeni bir tarım ve kırsal kalkınma süreci başlatıyoruz. Hibe programlarımızı üretim planlamasını dikkate alarak yeniden düzenledik. 5 milyar lira hibe desteği sağlayacağımız hak sahiplerini bugünden itibaren Tarım ve Orman Bakanlığımız açıklamaya başlayacak. Organize tarım bölgesi yatırımı yapacak üreticilerimize ve birinci derecede tarımsal amaçlı örgütlerimize de ilk defa ilave faiz indirimi uygulanacaktır.
Çiftçilere kredi miktarlarında artış
Ziraat Bankamız da yeni müjdelerle sektöre desteğini artırıyor. Küçük ekipman kredisinin limitini 150 bin liradan 250 bin liraya çıkarıyoruz. Küçükbaş hayvan üreticilerimize verilen kredinin limitini 400 bin liradan 600 bin liraya getiriyoruz. Büyükbaş süt hayvancılısı üreticilerimiz için bu rakamı 1 milyon liradan 1 buçuk milyon liraya yükseltiyoruz. Gençlerin tarım alanında işletme, iş sahibi olmalarını teşvik ediyoruz. Genç çiftçi kredisinin limitini 1 buçuk milyon liradan 2 buçuk milyon liraya artırıyoruz. Kadın çiftçi kredisinin limitini de aynı şekilde 2 buçuk milyon liraya yükseltiyoruz. Bu kredilerin katkısıyla tarım sektörümüz geliştikçe milletimiz daha huzurlu, geleceğimiz daha aydınlık olacaktır."