Sokak hayvanları ile ilgili yeni düzenlemeyi içeren yasa taslağı Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne ulaştı. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan TBMM'de düzenlenen grup toplantısında mevzuatta yapılacak değişiklikle ilgili konuştu.

'Sokaklarımızın herkes için güvenli hale gelmesi talebeine kayıtsız kalmamız düşünülemez' diyen Erdoğan, "Mevzuatta yapacağımız değişiklikle, sahipsiz köpeklerin sahiplenilmesini amaçlıyoruz. Hazırlıkları devam eden teklifle, köpek bakımevleri olmayan yerlerde bakımevleri kurulacak. Sahipsiz hayvanlar burada tutulacak, sahiplenilmeleri için kampanyalar yapılacak. Sahiplenildikten sonra aşılanacak, kısırlaştırılacak. Özellikle hayvanseverlerimizin bu süreçte barınaktaki köpekleri sahiplenmek suretiyle daha fazla sorumluluk alacaklarına inanıyoruz. İstiyoruz ki barınaklara alınan tüm hayvanlar sahiplenilsin. Eğer bunları başarabilirsek bir sonraki adıma da ihtiyaç kalmayacağını düşünüyoruz" şeklinde konuştu. 

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

"Sultan Fatih Mehmet Han, bundan 571 yıl önce henüz 21 yaşındayken İstanbul'u fethederek bir çağı kapatmış, yeni bir çağın kapılarını açmıştı. İstanbul'un fethi dünya tarihi için ne kadar önemliyse, milletimizin kurucu gücü bakımından da o derece mühimdir. İstanbul'un fetih ve Fatih ruhundan koparılmasına göz yummayacağız. Birileri hala kabullenmese de İstanbul Türk'tür, İstanbul müslümandır. Siyasi hayatımızın hiçbir safhasında İstanbul'a şehirlerden bir şehir olarak bakmadık. İstanbul her şeyden önce bize o kutlu ordunun tüm neferlerinin emanetidir. İstanbul, milletimizin göz bebeğidir. İstanbul'a hizmet ederken hep bu şuurla hareket ettik. Ayasofya'yı zincirlerinden kurtarıp işte bu şuurla tekrar ibadete açtık. Şehrin her karışına, eserlerimizle, hizmetlerimizle mührümüzü işte bunun için vurduk.

"Kılıçdaroğlu üzerindeki şüphe bulutlarını temizlemeli"

Dün 28 Mayıs seçimlerinin de birinci yıl dönümüydü. İkinci tur seçiminde milletimizin tercihine mazhar olarak görevi tekrar üstlendik. Seçimler sonrası ifşa olan gizli saklı anlaşmalar ülkemizin nasıl bir felaketin eşiğinden döndüğünü ortaya koyuyor. Sağda solda vatan, millet, ahlak edebiyatı yapanların koltuk uğruna savundukları tüm değerleri nasıl kolayca sattıklarını hep beraber ibretle takip ediyoruz. Ortaya dökülenler buz dağının sadece görünen kısmıdır. Asıl büyük skandallar suyun altında saklıdır. Karanlık noktaları aydınlatacak olanlar, öncelikle dönemin aktörleridir. Altılı koalisyon masasının cumhurbaşkanı adayının hazır bolca vakti varken üzerindeki şüphe bulutlarını temizlemesi önemlidir.

Ülkemizi gereksiz tartışmalara sürüklemek yerine çıksın milletimizin zihnindeki soru işaretlerini gidersin. İşaret dili ve imayla konuşmayı bıraksın, açık açık itiraf etsin. Biz kimin kimi hançerlediği meselesiyle hiç ilgilenmedik. Ama ucundan kan damlayan o zehirli hançerin, seçimlerde milletimizin sırtına saplanmasına da izin vermedik. 

AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak Türkiye'nin birliğinin teminatıyız. Farklı tercihte bulunanların da emanetine sıkı sıkıya sahip çıkıyoruz. 85 milyon vatandaşımızın tamamının güvenine layık olmak için koşturmaya devam ediyoruz. Türkiye Yüzyılı'nın inşası için iddia ve etki sahibi bir Türkiye için canla başla çalışıyoruz.

"Pazartesi günü hükümetimizin bir yıllık karnemizi paylaşacağız"

Pazartesi günkü kabine toplantımız sonrasında, hükümetimizin bir yıllık hamlesini kamuoyumuzla paylaşacağız. Ne yaptığımızın, ülkemize hangi hizmetleri kazandırdığımızın hesabını milletimize vereceğiz. Rabbim bizi ülkemize karşı mahcup etmesin.

İsrail'in Gazze'de yürüttüğü soykırım, Refah'a yapılan saldırılarla çok daha kanlı bir safhaya girdi. Güya güvenli bölgedeki sivillerin yaşam mücadele verdiği çadırlara düzenlenen saldırıda 45 masum Filistinli şehit edildi. Refah'taki görüntülere bakmaya can dayanmıyor. Masum yavrulardan ne istediniz? Vicdanınız yok mu?

"Dünya, Netanyahu denilen kanla beslenen vampirin barbarlığını canlı yayında izliyor"

Yeryüzündeki hiçbir din bu vahşeti meşrulaştıramaz. Masum bir bebeğin kafasını kopartmayı, sivillerin çadırlarda yakılarak öldürülmesini ne kadar sapkın olursa olsun hiçbir inanç, hiçbir ideoloji meşru görmez. Dünya, Netanyahu denilen kanla beslenen vampirin barbarlığını canlı yayında izliyor. Ey Amerikan devleti, bu kan senin eline de bulaşmıştır. Bu soykırımdan sen de en az İsrail kadar sorumlusun. Ey Avrupa'nın devlet ve hükümet başkanları, İsrail'in bu vampirliğine siz de ortak oldunuz. Çünkü sustunuz. Gazeteci, yardım konvoyu, hastane, okul vurdular; sustunuz. Hamas diyerek İsrail'e açık açık destek verdiniz. 

"Bundan sonra hiçbir Avrupalı insan haklarından bahsetmesin"

Gazze'de sadece insanlık ölmüyor, sadece masum yavrular, bebekler ölmüyor; sadece soykırım, katliam yaşanmıyor. Gazze'de insanlık ölürken Avrupa'da demokrasi, basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü, kadın ve çocuk hakları ölüyor. Bundan sonra hiçbir Avrupalı çıkıp da, kibirle, üstenci bir dille bize insan haklarından, demokrasiden, ifade özgürlüğünden bahsetmesin. İsrail kendisini var eden bütün değerleri çiğnedi. 

Ey Birleşmiş Milletler, 21. yüzyılda tüm dünyanın izlediği bir soykırımı durduramıyorsan sen ne işe yarayacaksın? Bırakın soykırımı durdurmayı, BM kendi personelini dahi koruyamadı. Gazze'de sadece insanlık değil, BM de ruhuyla birlikte ölmüştür. 

"İslam alemi ne zaman kararlı bir duruş sergileyecek?"

Buradan İslam dünyasına da bir çift sözüm var. Ortak bir karar almak için neyi bekliyorsunuz? Tepki göstermek için daha ne olmalı? Gazze sokaklarında şehit naaşlarını köpekler yiyor. İsrailli teröristler, müslümanların evlerine girip, mahremine girip yatak odalarından fotoğraf paylaşıyor. Çadırlarda insanlar yakılıyor. Ne zaman göreceksiniz bunları? Ne zaman bir araya gelip kararlı bir duruş sergileyeceksiniz? İslam alemi ne zaman Filistinli kardeşlerinin hakkını, canını, onurunu koruyacak? Allah bunun hesabını size, hepimize sorar.

Özgür Özel cumhurbaşkanı adayını açıkladı Özgür Özel cumhurbaşkanı adayını açıkladı

"Hiçbir devlet güvende değil"

Bir avuç terörist, İslam coğrafyasının tam merkezinde Müslüman soykırımı yaparken göremzden gelene, duymazdan gelene, sessiz kalana Allah hesabını sorar. İsrail uluslararası hukukun kontrolüne girmeden, kendini uluslararası hukuka bağlı görmeden hiçbir ülke, hiçbir devlet güvende değildir. Buna Türkiye de dahil.

Bu barbarlık Gazze'yle sınırlı değil. Asla ve asla kan içmeye doymayacaklar. Hukuk ve kural tanımaz bir İsrail, sadece Gazze için değil tüm insanlık için, dünya barışı için de bir tehdittir. Netanyahu'nun bugün izinden gittiği Hitler, Amerika ve Sovyetler Birliği'nin ittifakıyla geç de olsa durdurulmuştu. Daha geç olmadan Netanyahu ve cinayet şebekesi derhal durdurulmalıdır.

İspanya, İrlanda, Norveç'in Filistin'i devlet olarak tanıması umutlarımızı bir nebze olsa artırmıştır. Bu cesur duruşu sergileyen tüm dost ülkeleri tebrik ediyorum. Şu an itibarıyla 147 ülke Filistin'i tanımış durumdadır. Tekrar söylüyorum: dünya beşten büyüktür. 147, beşten büyüktür. İnsanlığın ortak vicdanı beşten büyüktür.

İsrail ve onu destekleyenler bu soykırımın unutulacağını düşünüyorlar. Batıda unutturmayı başardılar. Ancak bu soykırım unutulmayacak. Dünya unutmayacak. Hastaneleri, üniversiteleri, camileri, kiliseleri hedef alan bu barbarlık, unutulmayacak. Sanatçıları, yazarları, gazetecileri, bilim adamlarını kasten öldüren bu vahşet unutulmayacak.

"Siyonizmin maskesi tüm dünyada düşmektedir"

Dünyanın birçok ülkesinde özellikle üniversitelerde gençler, akademisyenler, hocalar soykırımı protesto ediyorlar. Bu uğurda ağır bedeller de ödüyorlar. İfade özgürlükleri ellerinden alınmış durumda. Buna rağmen gençler Filistin'le dayanışma halindeler. İnsafı, vicdanı olan nice sanatçı, sporcu, yazar, bilim insanı da her türlü bedeli göze alarak Gazze'nin sesi oluyorlar. Siyonizmin maskesi tüm dünyada düşmektedir.

Uluslararası Adalet Divanı'ndaki soykırım davasına müdahil olmayı kararlaştırdık. Elimizdeki tüm belgeleri muhataplara ulaştırıyoruz. Türkiye'deki darbeleri, Filistin davasından ayrı düşünmek mümkün değildir. Darbelerin zamanlamasına baktığınızda, Türkiye'nin Filistin'le dayanışmasını kırmaya yönelik olduğunu görürsünüz. İnönü döneminde İsrail bir devlet olarak resmen tanınmışken, Menderes Bağdat Paktı'na katılarak İsrail'i rahatsız etmiştir.

Türkiye'de darbeler dönemi sona ermiştir. Yabancı güçlerin ajanlığını üstlenip Türkiye'yi kurtarmak yalanıyla siyasete müdahale etmeye çalışanlar mahkeme karşısında yaptıklarının hesabını verecek, hapiste yaşlanacaklardır.

'Başıboş' köpeklere ilişkin açıklama

Hemen her gün başıboş köpeklerin sebep olduğu ya saldırı, ya yaralanma, ya da trafik kazası haberi alıyoruz. Sahipsiz köpeklerin diğer evcil hayvanlara saldırarak onları telef ettiğine dair vakalar var. Koruma altındaki hayvanlara, geyiklere, alacalara saldırdıklarını görüyoruz. Gelişmiş hiçbir ülkede olmayan başıboş köpek sorunumuz var. Bazı ülkeler Türkiye'ye gelecek vatandaşlarını kuduz ve sahipsiz köpeklerini uyurmaya başladı. Türkiye, kuduz açısından Afrika ve Asya ülkeleriyle aynı kategoride yer alıyor. 

Medeniyetimiz bir merhamet medeniyetidir. Biz doğum yapacak bir köpek için ordusunun yolunu değiştiren, başına nöbetçi diken bir peygamberin ümmetiyiz. Canlıya, her zaman merhametle yaklaştık. Vakıf medeniyetimize baktığınızda hayvanları korumak adına vakıfların kurulduğunu görürsünüz. Bizim siyaset ilkemiz bellidir: Yaradılanı severiz, yaradandan ötürü. Hiç kimse bizim merhametimizi sorgulamasın. Kimse bize merhamet üzerinden ders vermeye kalkmasın. 2004 yılında Hayvanları Koruma Kanunu'nu biz çıkardık. 2021 yılında hayvanları mal statüsünden çıkarıp, can statüsüne aldık. Sahipsiz köpek sayısını ‘yakala-kısırlaştır-sal’ metoduyla çözmek istedik ama bu bir çözüm olmadı. Artık bu sorunu köklü şekilde bir çözüme kavuşturmamız şarttır. Tüm taraflarla istişare halindeyiz. 

Gerçek şudur: Toplumun çok büyük bir kesimi bu meselenin bir an önce çözülmesini, sokaklarımızın herkes için güvenli hale gelmesini istemektedir. Bu talebe kayıtsız kalmamız düşünülemez. Mevzuatta yapacağımız değişiklikle, sahipsiz köpeklerin sahiplenilmesini amaçlıyoruz. Hazırlıkları devam eden teklifle, köpek bakımevleri olmayan yerlerde bakımevleri kurulacak. Sahipsiz hayvanlar burada tutulacak, sahiplenilmeleri için kampanyalar yapılacak. Sahiplenildikten sonra aşılanacak, kısırlaştırılacak. Özellikle hayvanseverlerimizin bu süreçte barınaktaki köpekleri sahiplenmek suretiyle daha fazla sorumluluk alacaklarına inanıyoruz. İstiyoruz ki barınaklara alınan tüm hayvanlar sahiplenilsin. Eğer bunları başarabilirsek bir sonraki adıma da ihtiyaç kalmayacağını düşünüyoruz."

Muhabir: Betül Vural