Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Balıkesir 8. Olağan İl Kongresi'nde konuştu.
Balıkesir'deki mühimmat fabrikasında meydana gelen patlamayla ilgili soruşturmanın çok yönlü ve titiz bir şekilde yürütüldüğünü söyleyen Erdoğan, "Tüm bu süreçler sonunda hatası, kusuru veya ihmali olan varsa onlarla ilgili gereken mutlaka yapılacaktır" dedi.
Erdoğan’ın konuşmasından ara başlıklar şöyle;
Muhalefete Balıkesir'deki patlamayla ilgili eleştiri
Muhalefet, annelerini patlamada kaybetmiş masum sabilerin acılarını, kirli siyasetlerine alet etmeden önce çıksın Beşiktaş Gayrettepe'de ruhsatı sorunlu eğlence merkezinde yanarak can veren 29 işçinin hesabını versin. Bir de bizi vicdan yoksunu bu siyasetlerine çekmeye çalışmasınlar. Şunun bilinmesini isterim; acıları yarıştırmak, acıları ayrıştırmak bizim siyasetimiz asla değildir. Ne adına olursa olsun bugüne kadar böyle gayri ahlaki bir yola tevessül etmedik, bundan sonra da etmeyeceğiz.
Bu dönemde ülkemize kazandırdığımız eserler, milletimize yaptığımız hizmetler, tarihe bıraktığımız izler, önceki 80 yılla mukayese edilemeyecek kadar büyüktür. Tek parti faşizminin ardından gelen çok partili siyasi hayatımıza damga vuran darbe, siyasi istikrarsızlık, sosyal gerilim, ekonomik kriz felaketleri özellikle hafızalarımızda tüm canlılığıyla durmaktadır.
"Sırtına yediği o paslı hançeri biz bile çıkaramayız"
Biliyorsunuz, Suriye’deki insani kriz süresince ülkemizde misafir ettiğimiz 3,6 milyon ile sınırlarımız ötesinde güvenliklerini sağladığımız ilave 4 milyon kardeşimiz vardı. Bu yüzden pek çok vicdansız, insafsız, ahlaksız saldırıya uğradık. Her türlü kışkırtmayı, provokasyonu denediler. 14-28 Mayıs seçimlerinde bu mazlumları hedef göstererek güya seçim kazanmaya çalışan Hitler özentisi muhterisler bile çıktı.
Türkiye’yi kaosa ve kardeş kavgasına sürüklemeyi amaçlayan bu hayasız akınların tamamına göğüs gerdik. Milletimizde sandıkta ırkçı, faşist nefrete geçit vermedi. Mülteci ve insanlık düşmanı bu zavallı zihniyetin siyasi belasını ise baba-oğul gibiyiz diyerek kefil olduğu en yakınındaki isimler verdi.
Baba-oğul gibiyiz diyenler şimdi ne oldu? Ankara’daki ofisinde ne kapısını çalan var, ne de halini hatırını soran var. Bir köşeye atıldı ve unutuldu. Bay Kemal hiç kusura bakmasın, dostları tarafından atıldığı o kuyudan kendisini biz bile kurtaramayız. Sırtına yediği o paslı hançeri biz bile çıkaramayız.
"Mültecilerin dönüşü ellerindeki istismar malzemesini alacak"
Dün, evimizi ve ekmeğimizi paylaştığımız Suriyeli muhacirlerin varlığını olumsuz propaganda aracı olarak kullananlar, bugün onların ülkelerine dönecek olmasından rahatsızlar. Niye? Çünkü ellerindeki istismar malzemesi gidecek. Ülkenin ve milletin geleceği için tek bir sözleri, ortaya koyacak tek bir projeleri olmayanlar, bu malzemeyi kaybedince varlık sebeplerinin ortadan kalkacağını biliyorlar. Bu siyasetçi esnafı, tarihlerinin hiçbir döneminde memleketin, milletin, devletlerinin safında yer almamış, daha doğrusunu bunu hiç istememişlerdir.
Bugün de bölgedeki gelişmeleri Türkiye merkezli olarak ne yazık ki okuyamıyorlar. 61 yıllık zulmün, 13 yıllık iç savaşın ardından Baas rejimi düştü. Ama bakıyorsunuz yasını sadece Türkiye’deki ana muhalefet partisi tutuyor. Ellerinden gelse grup kürsüsünde zalim Esad’a mersiye yakacaklar.
"Türkiye ile ilgili kurulmuş olumlu tek bir cümleye bile tahammülleri yok"
Ülke ve milletin hayrına olabilecek hiçbir gelişmeye, Türkiye ile ilgili kurulmuş olumlu tek bir cümleye bile tahammülleri yok. Türkiye’nin bölgesindeki sorunların çözümünde anahtar ülke olduğunu zaten tüm dünya biliyor. Ama bu gerçeği ABD’nin seçilmiş başkanı söyleyince CHP Genel Başkanını ve yönetimini âdete afakanlar basıyor. Sorsan ‘bağımsızcılıkçılar, hürriyetperverler’ peki düne kadar Amerika’dan, Avrupası’na kapı kapı dolaşan Türkiye’de uzman yokmuş gibi ABD’den ekonomist ithal eden, siz ve ittifak ortaklarınız değil miydi?
Türk siyasetini böyle aciz bir muhalefet yapısına mahkum edenler, tarih ve millet önünde mutlaka hesap verecektir. Biz bunların hepsini de bir kenara bırakıp kendi işimize bakıyoruz. AK Parti olarak bize düşen, demokrasilerde muhalefetin vazifesi olan alternatif üretme görevini de hakkıyla yerine getirmektir.
Muhalefetin ve aynı ajandaya sahip medya mecralarının milletimize sürekli karamsarlık pompalamalarının gerisindeki niyeti gayet iyi biliyoruz.