CHP’nin Etimesgut belediye başkan adayı olan tiyatro sanatçısı Erdal Beşikçioğlu Sözcü’den Saygı Öztürk’e konuştu. Beşikçioğlu, CHP Ankara İl Başkanı Dr. Ümit Erkol’un kendisini arayarak teklifte bulunduğunu söyledi. Erkol’un “Erdalcığım şu anki belediye başkanının mesleği muhasebeci. Yani doktorumuz var, müteahhidimiz var, berberimiz var. Belediye başkanı hizmet başkanlığıdır. Senin hizmetine, bilgi birikimine ihtiyacımız var” karşılığını verdiğini söyledi.
Ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İl Başkanı Ümit Erkol’la buluşan Beşikçioğlu, “On yıldır tiyatro yapıyorum; tek bir siyasetçiyi ben sahneme getiremedim. Madem öyle, ben de siyaset sahnesine çıkıyorum” diyerek teklifi kabul ettiğini anlattı.
Beşikçioğlu'nun açıklamalarında satırbaşları şöyle:
“Siyasete değil hizmete adım attım”
“Siyasete değil hizmete adım attım diyelim. Bir şey vaat etmeyeceğim. İhtiyaçlar dahilinde toplumsal barışı kucaklayabilecek bir yapı yaratmaya çalışacağım. Ülkede partiler arasında fanatizm doğmaya başladı. Bu hizmeti de etkiliyor. Ben biraz daha kucaklayıcı, partilerine bakmadan sadece hizmet odaklı eylemler gerçekleştirmeye çalışacağım. 15 gündür bu işin içerisindeyim. Çok gezmek, çok sohbet etmek istiyorum. Sosyal desteklerde bulunmak en büyük arzum ve isteğim.
“Halkın kendini yönettiği bir yapıyı kurmaya çalışacağım”
Açıkçası ben rantı anlamam, rant siyasetinden de hiç hoşlanmam. Ben biraz daha sosyo- kültürü, kendi içerisinde entelektüel seviyesini yükselten ama katılımcı bir belediyecilikle aslında halkın kendini yönettiği bir yapıyı kurmaya çalışacağım.
Bu bir ütopya gibi görünüyor ama insan ilişkisidir. Eğer onların kalbine girebilirsem söylediğim sözlere inandırabilirsem arzu ettiğim o mahallede mutluluğa ulaşabiliriz diye düşünüyorum. Belediye başkanımız sağ olsun elinden gelen her şeyi yapmış. Yaptıkları tabii bizim için büyük bir değer ama bazı yapılarda binayı yapabilirsiniz ama içindeki işletme boş kaldığı zaman o binanın gerçekten hiçbir manası kalmıyor. Şimdi bakıyorum kültür merkezi yapılmış. Kültür Merkezi’nin içi boş. Devlet tiyatrolarıyla beraber ortaklaşa hareket edilmek istenmiş ki bu çok tuhaf geliyor bana. Eğer Devlet Tiyatrosu orada olacaksa o kültür merkezini belediyenin yapmasına gerek yoktu. Zaten devlet de yapabilirdi kültür merkezini.
“Ailenin genç bireylerini rahatlatacağız”
Etimesgut’un sosyolojik yapısını irdeleyen, insana dokunabilen oyunları ön plana çıkartıp kendi mahallemize uygun bir hale getirmeye çalışacağız. Sosyal yardımlar keza öyle. Çok genç aileler var yani 30 yaşında 35 yaşında 3 kişilik aileler var ama bir de babaanne eklendiği zaman bu iki genç bireyin ailesini devam ettirmek için büyük zorluklar çektiğini gördük. Ailenin genç bireylerini rahatlatacağız. Biz yardım ettiğimiz sürece insanların yüzü gülmeye başladığı zaman asıl üretime o zaman başlayacağımıza inanıyorum. Benim işim insan. Evet rant bilmem ama insanı, onun kalbini, arzusunu, isteğini çok iyi bilirim. Benim seyircim şimdi seçmen olarak adlandırılacak. Açıkçası en ağrıma giden taraf da bu. Oysa her bir seyircim devlet tiyatrosundan beri biriktirdiğim bir hazinedir.”
Vallahi Mansur Başkan, Büyükşehir Belediye Başkanımız bir telefon etse ‘Erdal gel buraya’ dese koşa koşa giderim. Bu enerjimi de seyircimden alıyorum. Mansur Başkan’la benim hiçbir problemim olamaz. Mansur Başkan’ın da inanın ki benimle ilgili hiçbir problemi olamaz. Behzat Ç.’yi çekmeye gittiğimiz zaman oturup saatlerce konuşmuşluğumuz var. İkimiz de birbirimizi iyi tanıyoruz. İdealler ortak olduğu zaman gerisi teferruat oluyor.
“Yılmaz Büyükerşen’i örnek alıyorum”
Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’i örnek alıyorum. Etimesgut belediye başkanı adayları da takdirlerini benden yana kullanırlarsa sanırım bu izlekte ben de devam edeceğim. Çünkü 35-40 yaş arası bir genç aile yapısı, 14-19 yaş arasında çok genç bir kitle var ve bu kitlelere de ben sanırım dokunabileceğimi düşünüyorum.
Devlet tiyatrolarına Erdoğan; ‘yav bu sanatçılar çok ileri gittiler. Parasını biz veriyoruz, istediğimizi yapacaklar’ dedi. Kendi içinde devlet tiyatrolarının özerk yapısı vardı. Hangi görüşe ait olursa olsun o çeşitlilikte oyunlar oynanmak zorundaydı. O konuşmadan sonra değişim başladı ve bu yüzden istifa ettim. İyi ki o lafı etmiş.”