Özel Haber: Sümeyye Aksu

SGK’nın adaletsizliğine karşı olduğunu vurgulayan EYT Federasyonu Onursal Başkanı Özüpak ise, 2000’lilerin ve 2008’lilerin emeklilik hayatına güvenle bakamadıklarını ve bu mağduriyetin son bulması gerektiğini söyledi.

EYT’lilerin SGK kapsamına alınmasının ardından emeklilikten yararlanamayan vatandaşlar Kademeli Emeklilik Sistemi’nin yürürlüğe girmesi için seslerini yükseltti. Emekliliği kıl payı kaçıranlar için 1999-2000 arası ve 2008 sonrası için kademeli emeklilik formülü gündeme geldi. İş Kanunu ve Sosyal Sigortalar Kanunu'na göre EYT kapsamında olan ancak prim süresi yetersiz olan bireyler kısmi emeklilik hakkından faydalanabiliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise yeni emeklilik sistemi için bazı ipuçları vermişti.  Söz konusu düzenlemeyle, 1999 öncesi işe girişi olanlar büyük sevinç yaşadı. Şu an gündemde olan kademeli emeklilik düzenlemesi ve kademeli emeklilik şartları ile ilgili Emeklilikte Adalet Derneği (EMADDER) Başkanı Mihriban Uğurlu ve EYT Federasyonu Onursal Başkanı Gönül Özüpak ile konuştuk.

Sendikalar mağduriyetlerinin giderilmesini talep ediyor

EYT yasasının yürürlüğe girmesiyle birlikte 8 Eylül 1999’tan sonra girişi yapılan vatandaşlar SGK kapsamına alınamadı. EYT’den yararlanan ve emekli olamayan vatandaşlar arasında oluşan eşitsizliğin yarattığı mağduriyeti  önlemek için mücadele veren sendikalar Kademeli Emeklilik Sistemi’nin yürürlüğe girerek mağduriyetlerin giderilmesini talep ediyor.

Mihriban Uğurlu

“Adaletin sağlanması gerekiyor”

EMADER Başkanı Mihriban Uğurlu, söz konusu tarihten önce sigortasız işlerde, stajlarda, askerlik ya da eğitim sebebiyle emeklilikten yararlanamadıklarını, sigorta girişlerinin 8 Eylül 1999 sonrasına kaldığını söyledi. EYT koşullarında emekli olmak istemediklerinin altını çizen Uğurlu, “Kadınlarda 20, erkeklerde 17 yıl geç emeklilik uçurumunun kademeli bir şekilde giderilmesi ve adaletin sağlanmasını gerekiyor” diye konuştu.

Prim çoğaldıkça mağduriyet artıyor  

Aynı yaş ve fazla prim gününe sahip olmalarına rağmen emekli olamadıklarını dile getiren Uğurlu, kararın anayasanın eşitlik ilkesiyle uyuşmadığını büyük bir adaletsizliğin oluştuğunu söyledi. Çalışma süresi uzun olan vatandaşların cezalandırıldığına işaret eden Uğurlu sözlerini şöyle sürdürdü;

“Bir kesime hakları teslim edildi belki ama 8 Eylül’den sonra işe girenler için korkunç bir yaş uçurumu oluştu. Normalde EYT’li arkadaşlarımızla aynı yaşlardayız. Genelleme yapmak gerekirse çok daha fazla primimiz var. 8050 günüm 24 yıl hizmetim var. Kadınlara 38 yaşında emeklilik hakkı tanındı. Ama bana 58 yaşında emeklilik görünüyor. 16200 günle 17 yıl sonra emekli olacağım. Neredeyse onlardan 2 kat daha fazla prime sahip olmama rağmen yaşıtlarımla aramda 20 yıllık bir uçurum oluştu”

“Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı bir durum oluştu

“Primin de avantajı yok. Prim çoğaldıkça maaşımız aşağı düşüyor” ifadelerini kullanan Uğurlu, “Çünkü aylık bağlama oranının en düşük olduğu seviyede 17 yılı geçirmiş olacağız. Bir tarafta 5975 günle insanları emekli ettiler. Bir taraftan da onlardan yaşça büyük 9-10 bin günü olanlara sen 17-20 yıl sonra emekli olacaksın dediler. Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı bir durum oluşturdu. Aynı zamanda çok büyük bir adaletsizliği doğurdu. En başta vicdanlara sığmaz. Çok çalışan cezalandırıldı gibi bir durum söz konusu oldu” diye konuştu.

“Kademeli şekilde haklarımızı almak istiyoruz”

Kademeli bir şekilde haklarını almak istediklerini ifade eden Uğurlu, Erken emekliliği savunmadıklarının altını çizdi. Uğurlu, “Bizler bunun daha hakkaniyetli, daha adaletli bir biçimde, kademeli bir şekilde yapılması gerektiğini savunuyoruz. EYT’nin bittiği yaş 43 ise, 9 Eylül 1999 sonrası girenler için bir düzenleme yapılması gerekiyor. 2000 girişliler 44, 2001 girişliler 45, 2002 girişlilerin 46 yaşında olacak şekilde kademeli şekilde emekli olmalı” ifadelerini kullandı. 

“Sistem SGK’ya yük olmayacak”

Kademeli Emeklilik Sistemi’nin yürürlüğe girmesinin SGK’ya yük olmayacağını vurgulayan Uğurlu, meydana gelen adaletsizlikle mücadele ettiklerine dikkat çekerek, “Sisteme bir kerede çok fazla çalışan yüklenmeden herkesin hakkının teslim edilmesini istiyoruz. 1999-2008 arasında 3,5-4 milyona yakın insan var. Kademeli şekilde emekli ettiğiniz zaman ortalama her sene sisteme 350 bin kişi alınıyor. Böylece SGK’ya da yük olmuyor ya da SGK’nın ek bütçe oluşturmasına gerek kalmıyor. Biz kademeli bir şekilde haklarımızın teslim edilmesini istiyoruz. Çünkü EYT çıkmadan önce bizlerin bir kademesi vardı. 54-56-58 şeklinde gidiyorlardı. Ama onların kademesini kaldırıp bizi orada unuttular. Burada da bir adaletsizlik için çalışıyoruz” şeklinde konuştu. 

Çalışma barışı zarar gördü 

Yaratılan mağduriyetin çalışma barışını bozduğuna dikkat çeken Uğurlu, “EYT’liler ve EYT’sizler olarak insanlar bir savaş halinde. Bir tarafta aynı işi yapıyor, üstüne de devletten maaş alıyor. Sen de onunla aynı işi yapıyorsun ama sırf bir tarih yüzünden tek maaşla çalışıyorsun. Emekli olanların refah seviyesi, çocuklarına verdikleri eğitim seviyesi yükseldi. Çok ciddi bir ayrımcılık söz konusu. Bu da iş yerlerindeki çalışma barışını bozdu. Bazı iş yerleri EYT’lileri çıkardı. Ama çoğu özel sektör 4A’lıları çalıştırmaya devam ettirdi. Bu da bizim için ciddi sıkıntı oluşturdu. Çünkü kimse işe gitmek ve bu şekilde çalışmak istemiyor. Psikolojik olarak 9 Eylül 1999 sonrasını bitirdiler” diye söyledi.

Gönül Boran

“1 milyon kişi gibi rakamın etkileneceğini düşünüyoruz”

Kanuna göre 1999 ve öncesi için sadece emeklilikte yaş şartının iptal edildiğini vurgulayan EYT Federasyonu Başkanı Gönül Özüpak, “1 milyon kişi gibi bir rakamın etkileneceğini düşünüyoruz. EYT’lilerin, emeklilik için 5 bin 975 prim şartı istenen noktada, 2 yıl 7 ay, 3 yıl gibi bir süre daha çalışması gerekecek. Gördüğümüz kadarıyla bunlara ekstra bir borçlanma imkânı da getirilmiyor. Yaş yüzünden iş bulmak da zor. Doğum borçlanması yapan bazı kadınlar, primleri tamamlayabilmek için yalvar yakar işe girmişlerdi. Bu maddenin geri çekilmesi için var gücümüzle mücadele edeceğiz” dedi.

“2000’liler ve 2008’lilerde mağduriyetler son bulmalı”

SGK’nın adaletsizliğine karşı olduğunu vurgulayan Özüpak, sözlerini şöyle sürdürdü;

“Çalışma hayatı adaletsizliğine karşıyım. 65 yaş konusunda kaygı duyuyoruz. Türkiye şartlarına uygun şartlar oluşturulmuyor. SGK reelde mağduriyetlere sebep oluyor. Her çıkan kanun güvenliği yaşatmıyor. Türkiye şartlarında 2000’liler, 2008’liler emeklilik hayatına güvenle bakamıyor. Şartlara uygun bir kanun ile 2000’lilerde ve 2008’lilerde bu mağduriyet son bulmalı. Talep ve mağduriyete dikkat edilmeli”

Editör: Sümeyye Aksu