İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Adana’da düzenlenen programda açıklamalarda bulundu. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu konuşması sırasında geçtiğimiz günlerde hayata veda eden Edip Akbayram'a Allah'tan rahmet yakınlarına başsağlığı diledi. 23 Mart'ta yapılacak ön seçime de değinen İmamoğlu, özetle şunları söyledi:
"Adana büyük mücadelemiz için de umut olacak"
"Bugün sizlere alın terinin toprağa karıştığı bereketli Çukurova’dan, Adana’dan sesleniyorum. Tarımın, sanayinin, medeniyetlerin beşiğinden sesleniyorum. Her birinizin Ramazan ayı mübarek olsun. Yolumuz açık olsun hoş geldiniz sefalar getirdiniz. Adana cesaretiyle milletimize umut olmuş şehridir. Adana büyük mücadelemiz için de umut olacak.
Yargı sistemi paramparça bu durumdan çıkışın yolu ise Cumhuriyet Halk Partisidir.
Devlet adım adım yok olmaya doğru giderken biz partisinin emanetini taşıyan neferler olarak bu gidişata son vermek zorundayız.
Sizlere her birinize nefer olan herkese güvenerek yola çıkıyorum ve bu yoldan asla vazgeçmeyeceğim.
"Ekrem İmamoğlu yaratandan başka kimseden kokmaz"
Cumhuriyet Halk Partisi'nin önünde kimse durabilir mi? Bana diyorlar ki sen hiç korkmuyor musun? Ekrem İmamoğlu yaratandan başka kimseden korkar mı? Korkmaz, korkmaz. Milletimize sırtımızı verir yola koyuluruz. Biz boyun eğmeğiz.
Ön seçimde tek bir yumruk olacağız.
Güçler ayrılığını savunan bir yönetim sistemi isteyen herkesle el sıkışacağız. 23 Mart’ta yapacağımız ön seçim bütünleşmenin ilk aşaması olacak. Birlikte başaracağız. Seçim kazandık diye değil milletimizin üstüne çöken karabulutları dağıttık diye sevineceğiz.
Adana’da tarımdan para kazanamıyorsa buna seyri kalamayız hep birlikte bunu değiştirmek zorundayız.
Zeydan başkanın beklediği izinlerin nasıl bekletildiğini biliyorum. Biz insan ayırmayacağız. Biz insan seviyoruz. Bu cennet bölgenin limanlarının lojistik performansını artırmamız lazım.
"Milletçe mazlumun yanındayız"
Biz milletçe mazlumun yanındayız. Her yerde mazlumun yanında olduk. İşte onun için bugün Lazkiye ve çevresinde süren Tartus'ta olan çatışmalar Aralık ayından bu yana yaşanan en büyük şiddet dalgasına dönüşmüştür.
Özellikle Suriye'de yaşayan Alevilere yönelen şiddet ve sivil halk arasında yaşanan kayıplar ile azınlıklara yönelik katliam ihtimali bizde, bu memleketin vicdanlı 86 milyon insanın da çok büyük endişe kaynağı olmuştur.
Buradan sesleniyorum: Türkiye Cumhuriyeti Devleti en baştan beri söylediğimiz gibi: Suriye'de güçlü, demokratik oradaki halkların eşitliğinin ilkesinin korunduğu ve özellikle inanç ayrımı, etnik köken ayrımı olmaksızın insanları birlikte yaşamaya, medeni bir biçimde yaşatmaya yönelik bir devletin kurulmasına biz öncülük edebiliriz.
Türkiye'nin bunu yapması için masada olması gerekir dedik ve bu yoldan asla sapmaması gerekir dedik."