İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Gazeteci Uğur Dündar'ın gündeme dair sorularını yanıtladı. 

Denetlenmelerin gerekçeleri olmalı

Sonuçta biz bir kamu kurumuyuz tabii ki denetlenmeliyiz. Ama denetlenmelerin gerekçeleri olmalı. Ben bunların hepsi gerekçesiz demiyorum ama bazen bakan bir açıklama yapıyor ertesi gün bir bakıyorsunuz müfettişler geliyor. Ya da Cumhurbaşkanı bir açıklama yapıyor hadi bakalım bir ekip daha geliyor. 

Bir de şunu belirtmek isterim 1019 adet soruşturma içinde neredeyse mülkiye müfettişlerinin araştırmaları, eski İETT, iştirakler, inceleme, araştırma, ön inceleme v.s. böyle farklı statülerde var.

Sayıştay denetimi tabiri caizse bir hucüm yaptı

Burada rutin denetimler vardır o rutin denetimleri ki bize de gelen, bizden önceki rutin denetimler... Onları çıkardığınızda aslında bizden önceki dönem yok denecek kadar az. 

Kaldı ki iştiraklere yıllar yılı Sayıştay hiç gelmemiştir. Biz dönemimizde Sayıştay denetimi tabiri caizse bir hücum yaptı iştiraklerimize. 

Günün sonunda ben şunu gönül rahatlığıyla söylüyorum; seçime 5 gün kala bu 5 yılın ortaya çıkardığı sonuç şu; ortada hiçbir şey yok, hiçbir şey bulamamışlar. 

Günün sonunda hakkımızda açılmış 'ahmak' davası var. Oradan bir siyasi yasaklıkla ilerleyen bir süreç var. İstinafta o da. Onun dışında bir süreç yok. Kaldı ki bu 'ahmak' davası süreci içerisinde benimle ilgili kararı atanan 3. hakim verebildi.

5 yılın sonunda ben bahtiyarım. Kimse Ekrem İmamoğlu soruşturamadık diyemez. Vallahi Cumhuriyet tarihinin en büyük soruşturmasını geçirdik.

Kendi partisinden kişilerin yönettiği belediyelere gitmemeleri ciddi bir kaygı. Toplumumuz bundan kaygı duymalı ve 'neden gitmiyorlar' diye endişenmeli.

Emirgan'da 50 milyon dolarlık 3 villa: Gizlimiz saklımız yok

Paravan şirket dedikleri İmamoğlu İnşaat. Bu şirket neredeyse 3 nesildir ticaretle uğraşan bir aile şirketi. Bu şirketin tarihinde de güzel anektodlar var. Trabzon'da başlayan İstanbul Beylikdüzü'nde devam eden, vergi rekortmenliği sıralamalarına girmiş bir kuruluş.

Ben neredeyse 35 yıllık BAĞ-KUR'luyum. Binlerce kişi istihdam etmiş bir şirket. İmamoğlu İnşaat ticaret yapar. Kamu ile işi olmaz, usülsüz işi olmaz. 

Ben kişisel mal varlığımın dışında gerek olmadan eşimin de mal varlığını açıkladım. Aynı zamanda şirkette hissesi olan bir insanım. Bu daha önceki beyanlarımda da var. Bizim gizlimiz saklımız yok.

Erdoğan'ın enflasyon sözlerini tiye aldı

İstanbul'da yönettiğimiz 5 yıllık bütçenin, vatandaşımız tarafından iyi anlaşılması için bizim de dersimize çalışması lazım ve bunu bizim vatandaşımıza tabiri caizse her sayfasını anlatmamız gerekiyor. 

Niye derseniz; aslında çok net kıyaslanabilir hatta kıyaslamada bir kısım parametreler üzerinden bizim dönemimizin maliyet açısından olsun  gelir açısından olsun bir kıs dezavatndaşı da olmasını hesaba katarsak muazzam bir dönem yaşattık.

Ben iddiayla söylüyorum. İstanbul her anlamda yatırıma muhtaç bir şehir. Milyarlarca lira yatırım yaptık. 

Ben 6 yaşından beri çalışıyorum. Emeği öğrendim dolayısıyla ben işimi yaşıyorum. Para kazanmayı, borç ödemeyi bilen bir insanım. Öyle havaya imzalar atıp oraya kule izni ver buraya şu izni ver değil. Taşının toprağının ne olduğunu bilen oradan bereketin nasıl çıktığını bilen bir insanım. 

Dersime çok iyi çalışırım her işin uzmanı değilim. Yüzlerce uzman çalıştırıyorum ve ben işimin sahibiyim. Bu bakımdan bizden önceki 5 yıl ve bizim dönemdeki 5 yıl arasında döviz bazında en az yüzde 35-40 emtia farkı var.

Enflasyonu artık ağzıma almıyorum. Bugün sayın Cumhurbaşkanı sanki enflasyonun sorumlusu benmişim gibi; 'işte biliyorsunuz bazı ücretlerde artış yapıyoruz ama cebinize girene kadar enflasyondan dolayı değer kaybediyor' dedi. Kime şikayet ediyorsa garip bir durum yaşıyoruz.

Enflasyon konusunda öyle bir berbat 6-7 yıl yaşattılar ki bize hani gözünden ışık fırlayacak bakandan tutun bu yaz uçacak Türkiye diyen bakanlara varıncaya kadar...

İSTANBUL SEÇİMİNDE SON DURUMU AÇIKLADI

Biz meclis çoğunluğunu alacağız. 14 ilçemizde sorun yaşamıyoruz. Artı 14 ilçede çok iddialıyız. Daha ötesini konuşursam nazar… Nazara inanıyorum birazcık. Nazar değer diye burada susmak istiyorum. Beni zorlasanız da ne bir ilçenin ismini veririm… Çünkü bütün ilçe adaylarımız iddialı çalışıyor.

Benim kalbim 39 ilçenin 39’unun da bize bir madalyası vereceğini hissediyorum. Sultanbeyli’de de Pendik’te de verecek. Nasıl verecek bilmiyorum. Bu şu demek değil, 39’un 39’unu da kazanırız diye bir iddiadan bahsetmiyorum. Bir şekilde bizi ödüllendirecekler. Çünkü ben Bağcılar’daki çocuk ile Beşiktaş’takini eşitlemek için kendimi paraladım. Ya da Arnavutköy’deki bir anneyi, bir başka ilimizle eşitleyelim diye kendimi paraladım.

Sırası gelmişken; 39 ilçe de de eşit hizmeti gösteren, hiçbir belediyeyi partisinden dolayı ayırt etmeyen, eşitlikçi, ahlaklı bir dönemi vadettik. O bakımdan kusura bakmasınlar ama kurduğumuz bu güçlü ittifak bozulmadan devam etmeli. “Ben bağımsız aday çıktım.” Kusura bakmayın kardeşim, ben kabul etmiyorum. Hiçbir egonu kabul etmiyorum. Hiçbir gerekçeni kabul etmiyorum. Bunun adı Sarıyer’dir, bir başka yerdir kabul etmiyorum.

Kaynak: Haber Merkezi