Özel Haber: Deniz Dalgıç
Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararına göre; mal ve hizmetlerde uygulanan yüzde 18'lik Katma Değer Vergisi (KDV) yüzde 20'ye çıkarıldı. Bazı mal ve hizmetler için uygulanan yüzde 8'lik KDV ise yüzde 10'a yükseltildi. KDV oranının artırılmasının ardından temizlik ürünlerinden teknolojiye, akaryakıttan alkol ve sigaraya birçok ürün zamlandı. Yerel seçimlere giderken harcamaların artırıldığını söyleyen Ekonomistler, asıl ağır sürprizlerin yerel seçimlerden sonra geleceğine işaret etti. Uğur Civelek, Hayri Kozanoğlu ve Korkut Boratav gibi alanında uzman ekonomistler yapılan zamlara ilişkin ELİPS HABER’e açıklamalarda bulundu.
Ekonomistler vergi artış oranlarını ve yapılan zamları şöyle değerlendirdi:
“Bütçe açığı rekora koşmaya devam edecek”
Ekonomist Uğur Civelek: “Öncelikle konu bütçeyle ilgili. Bu yılın ilk yarısı değişik geçti. Seçim harcamaları bütçe açığını çok yükseklere sıçrattı. Deprem tuz biber ekti. Hem personel giderlerinde ciddi artışlar var hem de hiç hesapta olmayan harcamalar devreye girdi. Bütçenin nakit açığı anormalleşti. Bir yıl sonra yerel seçimler var. Bunun için de harcamaları artırıyorlar. Yine memur ve emekli maaşları artışları gördük. Anormal bir bütçe nakit açığına gidiyor. Ek bütçe çıkarmaları lazım. Bunun için bir torba yazısı hazırladılar. Meclise gönderdiler. Belli bir gelir ve harcama yaratılacak. Bu yapılanlar bütçe açığının kontrol altında tutulmasını önler mi? Emin değilim. Ben pek ikna olmadım. Gelir yaratıyorlar ama harcama çok daha fazla. Bütçe açığı rekora koşmaya devam edecek. Ek bütçe yeterli değil.
İkincisi, Kur Korumalı Mevduat hesabının yükünü bütçeden Merkez Bankası'nın sırtına attılar. Bu da enflasyon beklentileri açısından hoş bir durum değil. Şimdilik ortada kura ilişkin beklentileri düzeltecek pek bir şey yok.
Üçüncüsü, dolaylı vergi artışları var. Bu enflasyonist etki yapacak. O nedenle enflasyonla mücadele en azından yerel seçimlere kadar rafta gibi görünüyor. Eylül'de bunu değiştirecek ne açıklayacaklarını bilmiyoruz ama şu anda enflasyonla mücadele yok. Bütçe açığını dizginleme konusundaki çaba yetersiz.”
“AKP'ye uymayanlara yönelik ‘yersiz’ vergiler”
Ekonomist Hayri Kozanoğlu: “Bunların ilk eleştirilmesi gereken noktası şu: Bunların getireceği harcamaları; Örneğin kamuda en düşük ücretin 22 bin liraya çıkartılması konusu seçim öncesi gündeme geldi. Bunun kaynakları ise seçime kadar ifade edilmeyip şimdi yurttaşın önüne kondu. İşin etik sorunu buradan kaynaklanıyor. Sonrasında yapılan ücret artışlarını üç kademede değerlendirmek mümkün. Birincisi, deterjan, tuvalet kağıdı, bebek bezi ve benzerleri için uygulanan KDV'nin arttırılması. Tütün, alkol gibi alışılageldik, AKP'ye uymayanlara yönelik vergiler... Ben bunları ‘yersiz vergiler’ diye nitelendiriyorum.
“Zamansız ve dengesiz”
İkincisi, örneğin yurt dışından getirilen cep telefonunun kayıt ücretinin 2 bin 700 lira iken yıl sonunda 20 bin liraya çıkartılması. Bunlar lüks tüketimi caydırmak, ödemeler dengesini düzenlemek benzeri nedenlerle anlaşılabilir. Ama bunun da ‘zamansız ve dengesiz’ olduğu görülüyor. Niye o zaman 2 bin 700’dü? Niye şimdi 27 katı?
Üçüncüsü ise, kurumlar vergisi ve finansal şirketlere uygulanan vergilerin yükseltilmesi. Bu aslında AKP'nin geçtiğimiz yılki uygulamaları, özellikle politika faizinin çok düşük tutulmasının doğal bir sonucu olarak kârlar arttı. Bunların kârların vergilendirilmesi anlaşılabilir. Örneğin Fortune 500’ün son rakamlarına göre 2022 yılında büyük şirketlerin karları yüzde 245 artmış. Banka karları 2022’de 366 arttı. Oranın yükseltilmesi belki anlaşılabilir. Ama asıl tartışılması gereken; yıllardır biriken kârlar, finansal kazançlar ve emlak rantları nedeniyle biriken kârların, aşırı zenginleşmenin bir servet hem gelir ve servet adaletini sağlamak açısından vergilendirilmesi.”
“Enflasyonu kışkırtarak yapılan daraltma ‘içsel bir çelişki’ içeriyor”
Ekonomist Korkut Boratav: “Ortada bir temel problem var. Dolaylı vergilere konulan zamlar, doğrudan doğruya fiyatlara yansır. Dolayısıyla enflasyonu kendiliğinden artırır. Bunun enflasyona karşı olduğunu söylüyorlar. Ama yöntem, ilk aşamada ‘enflasyonu arttırma’ yönünde oldu. Peki hükümet bu kadar saçmalığı nasıl yapar? Çünkü Mehmet Şimşek, kendisinin de açıkça ifade ettiği gibi ‘kamu mali disiplin’ ilkesiyle göreve geldi. Mali disiplini ilk başta söyledi. Yani şunu yapıyor; ‘kamu maliyesinde kemerleri sıkarak enflasyonu daraltmak.’ İyi ama enflasyonu ilk aşamada kışkırtarak yapılan daraltma ‘içsel bir çelişki’ içeriyor. Bir anlamda tutarsız değil. Çünkü toplam talebi sert bir şekilde kısacak. Çoğu, temel tüketim mallarından alınan vergiler olduğu için özellikle geniş ve yoksul halk katmanlarının tüketimini aşağıya baskı altına alacak. Yani diyor ki; enflasyonu adeta en acı ilaçla tedavi edelim. Bunu şöyle karşılamak lazım; Eğer gerçekten vergi toplayarak kamu maliyesini disipline sokmak istiyorsa, bunu ilk aşamada vergi yükü çok hafif olan seçkin, varlıklı sınıf ve sermaye çevrelerine yıkması gerekir. En azından vergi yükünün dağılımında asgari bir adaleti sağlaması için. Burada olağanüstü bir potansiyel mevcuttur.
“Bu programın enflasyona karşı bir mücadele olarak ortaya çıkması eksiktir”
Enflasyon sonrasındaki bölüşüm değişiklikleri şirketlerin ve sermaye sınıflarının gelir dağılımından aldığı payı sıçratmıştır. Sıçrattığı için burada olağan dışı bir vergi potansiyeli var. Toplam talebi kamu maliyesinde kemer sıkmayla uygulamak istiyorsanız, ilk aşaması varlıklı sınıfların vergilerine yüklenmek olmalıdır. Bunun da yöntemleri var. Şu anda pek azını düşünüyorlar. Ama ilk aşamada kurumlar vergisine 5 puan gibi küçük eklenti değil, artan oranlarla vergiler getirmek ve servet vergisini uygulamaya koymak gerekiyor. Dolaylı vergiler daha sonra uygulamaya girer veya girmez. Eğer bu yöntem kamu maliyesinde kemer sıkmaya yani bütçe disiplini yeterince sağlayabiliyorsa, ki bunu sağlayabilecek yöntemleri oluşturmak maliye uzmanlarının işidir. Meslektaşlarımız bu yöntemleri birkaç seneden beri tartışıyor. Servet vergisi gibi radikal bir vergiyi IMF dahi 2020’den sonra, korona krizi çıkıp enflasyon hızlandığında savundu. Tutucu eğilimleri egemen olan bir uluslararası kuruluş dahi servet vergisine meşruiyet işaretini verdi. Onun için tersten başlayan bu programın hele hele enflasyona karşı bir mücadele olarak ortaya çıkması bana göre adaletsizliği bir yana eksiktir. Ancak en ileri aşamada düşünülebilir.
“Asıl ağır sürprizler yerel seçimlerden sonra gelecek”
Dolaylı vergiler, yani harcamalardan alınan vergiler bu zincirli sürecin devam edeceği de anlaşılıyor. Özel Tüketim Vergisi’ne ekler gelecek. Ama bu konuda asıl büyük ve ağır sürprizlerin yerel seçimler sonrasında beklenmesi gerekiyor.”