Özel Haber: DENİZ DALGIÇ
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ekim ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verilerine göre; enflasyon yıllık yüzde 61,36, aylık yüzde 3,43 oldu. Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) verilerine göre ise Tüketici Fiyat Endeksi (E-TÜFE) ekim ayında yüzde 5,09 artarken, E-TÜFE’nin son 12 aylık artışı yüzde 126,18 olarak kaydedildi. Ekonomist Ömer Rıfat Gencal, TÜİK ve ENAG’ın açıkladığı enflasyon rakamları arasında büyük farklılıkların devam ettiğini belirterek, “TÜİK’in rakamlarına kamuoyunun çok büyük bir kısmının inanmıyor olması bir devlet kurumunun maalesef düşmüş olduğu durumu gösteriyor. Bu enflasyonun düşmesi önünde en büyük engel” dedi. Türkiye'de kurumların “erozyona” uğradığını söyleyen Gencal, “Ekonomi yönetiminin liyakatli, iyi niyetli, gayretli ve biraz daha cesaretli olması lazım. Verilerin karartıldığı, açıklanmadığı bir ortamda TÜİK’in rakamlarını yorumlamak maalesef çok mümkün değil” diye konuştu.
“Rakamlara güveninin ortadan kalktığı ortamda başarı olmaz”
Ekonomist Ömer Rıfat Gencal, TÜİK ve ENAG’ın açıkladığı ekim ayı enflasyon rakamlarını ELİPS HABER’e değerlendirdi. Gencal, TÜİK ve ENAG enflasyon rakamları arasında büyük farklılıkların devam ettiğini belirterek, “TÜİK’in rakamlarıyla ENAG’ın rakamlarının sağlamasını yapabileceğimiz yegane yer kredi kartı harcamaları. Ben geçen seneyle karşılaştırdığınız zaman TÜİK’in rakamlarının daha gerçekçi olduğunu görüyorum. Çok üzücü ama TÜİK’in rakamlarına kamuoyunun çok büyük bir kısmının inanmıyor olması bir devlet kurumunun maalesef düşmüş olduğu durumu gösteriyor. Bu enflasyonun düşmesi önünde en büyük engel” dedi. Ekonomiye güven olması gerektiğini vurgulayan Gencal, “Rakamları doğru açıklamadığınız, şeffaf ve hesap verebilir olmadığınız sürece açıklamış olduğunuz rakamlara güveninin ortadan kalktığı her ortamda maalesef size inanan olmaz. Size inananın olmadığı yerde de başarılı olamazsınız. İnsanları hedefe kilitleyemezsiniz. Aylık enflasyon 3,43 gelmiş, bence 2,5 açıklasalardı çok daha iyi olurdu. En azından yapılacak olan ücret zamlarıyla biraz daha çalışanı ezerlerdi. Cebinden daha fazla para alırlardı. Bütçe açıklığını kapatırlardı ki bundan sonraki nesil belki birazcık nefes alırdı” diye konuştu.
“Türkiye'de kurumlar ciddi erozyona uğramış gibi görünüyor”
Kurumlara güvenin azaldığına dikkat çeken Gencal, “Türkiye'de kurumlar ciddi erozyona uğramış gibi görünüyor. Asıl tartışılması gereken şey rakamlardan daha ziyade bu. Kimse kimseyle iletişim kurmuyor, tam tersi gidip bu konuyla ilgili bağımsız araştırma yapanları mahkemeye veriyorlar. Benim bildiğim normal, bilimsel araştırma yapan toplumlarda ‘bilginin gücü’ diye bir şey vardır. Ben biliyorsam, siz biliyorsanız bu bilgileri harmanlayarak daha iyi bir yere gelebiliyoruz ama maalesef bunu yapmaktan daha ziyade biz kurumlar arasında kavga ediyoruz. Asıl üzücü olan şey bu. Böyle bir yere varılamayacağını düşünüyorum. Ekonomi yönetiminin liyakatli, iyi niyetli, gayretli ve biraz daha cesaretli olması lazım. Verilerin karartıldığı, açıklanmadığı bir ortamda TÜİK’in rakamlarını yorumlamak maalesef çok mümkün değil” ifadelerini kullandı.
“Türkiye’nin gidişatı konusunda endişeliyim”
Gencal, TÜİK’in açıkladığı Üretici Fiyat Endeksine (ÜFE) değinerek, şunları söyledi:
“Üretici Fiyat Endeksinde çok ilginç bir nokta var. Elektrik, gaz ve buhar aylık olarak yüzde 4,38 düşmüş görünüyor. Geçen ay sanayideki elektriğe ve doğal gaza yüzde 20 zam yapıldı. Peki bu nasıl düştü? Bunun açıklaması var mı? Enerji tarafı yüzde 2,86 düştü görünüyor. Yine aynı şekilde sanayinin kullanmış olduğu elektrik ve gazın 120 arttığı bir noktada enerji nasıl düştü? Bunların açıklaması var mı? Ben hakikaten ciddi ciddi Türkiye’nin gidişatı konusunda endişe duyuyorum.”
“Yoksulluğun ötesinde perişanlığı yaşayan halka daha da perişan olmak dışında bir şey göstermiyor”
Enflasyonun sonraki sürecine işaret eden Gencal, “Benim beklentimden ziyade, piyasadaki yaşanmışlıklar ve halkın ne yaşadığı önemli. Gerçek olan şu, haziran ayının başında yapmış oldukları maaş zamları, enflasyonla ve vergi dilimlerinin ayarlanmamasıyla vatandaşın cebinden çalındı. O nedenle bundan sonra yüzde 1-2 enflasyon olmuş, yüzde 5-7 enflasyon olmuş önemli değil. Marjinal olarak zaten yoksulluğun daha da ötesinde perişanlığı yaşayan bir halk kitlesinde daha da perişan olmak dışında başka bir şey göstermiyor” dedi.
“Risk yönetimi yapan hiçbir fon yöneticisi Türkiye'ye bu koşullarda para getirmez”
Yurt dışından kaynak gelmediğini açıklayan Gencal, sözlerini şöyle tamamladı:
“Rakamlara inanmadıkça fiyatlama gücü olan herkesin bu belirsizlik ortamında daha da fazla zam yapıp daha da fazla kar marjinalde arttırıp, sermayesini kaybetmemek için var gücüyle fiyatlamaya yüklenip, çünkü maliyet kısmında yapabileceğiniz bir şey yok, ve üzerimize yapışmış bir enflasyon var. Kuru da zaten her gün devalüe ediyorlar. Dalgalı kur sisteminden de bahsedemeyiz. Yurt dışından kaynak gelişine kesinlikle inanmayın. Yok öyle bir şey, olmayacak da. Yurt dışından kaynak gelmez. Aklı başında olan, risk yönetimi yapan hiçbir fon yöneticisi Türkiye'ye bu koşullarda para getirmez. Tecrübeyle sabittir. Tecrübe de 1990 yılından beri yaşanmışlıklarla oluşmuştur. Evet kadrolar liyakatli ama saatin bütün çarkları bozukken tek çarkın düzgün olması saati doğru işletmez.”