Milli Eğitim Bakanlığı, tüm öğretim kademelerindeki zorunlu derslere ait ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ isimli yeni müfredat taslağını kamuoyuna sundu. Taslak, bir hafta boyunca kamuoyunun görüş ve önerilerine de açıldı.
Müfredatın ne kadar süreyle askıda kalacağına ilişkin konuşan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, “Planımız bir hafta. Öneri ve görüşler, eğer yoğun bir şekilde gelmeye devam ederse süreyi uzatabiliriz. Bu süre içerisinde bizlerle paylaşırlarsa mutlu oluruz” dedi.
Yeni müfredata ilişkin eğitim sendikalarından eleştiriler gelirken, Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak da görüşlerini Elips Haber’e anlattı. Irmak, “Dindar değil dinci nesiller yetiştirmeye dönük otoriter bir müfredat yaklaşımıyla karşı karşıyayız” dedi.
“Biz bu çalışmaya dahil edilmedik”
Yeni müfredatı bir bütün olarak kabul etmediklerini söyleyen Irmak, “Bizden kaçırılan, bizi bir bileşenin ortağı yapmayan, sadece kendi yaptıkları ve birçok yanıyla tartışmalı olan, laik demokratik eğitimi bir yerlerinden baltalayan bir müfredatı ‘şurası değiştirilsin, burası şöyle olsun’ diyerek meşrulaştırmak istemiyoruz. Bizim bir bütün olarak bu müfredata itirazımız var. Çünkü eğitim bilimcilerle, üniversite çevreleriyle, eğitim sendikalarıyla ortaklaşa yapılmadı. Biz bu çalışmaya dahil edilmedik” diye konuştu.
“Marksist Felsefe gibi konular tamamen kaldırıldı”
İlkokulda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin hacminin genişletilirken, biyoloji dersinde evrim konusunun giderek daraltıldığını belirten Irmak, “Felsefe derslerinde ise Marksist Felsefe gibi konular tamamen kaldırıldı” diye ekledi.
Yeni müfredatın ‘dindar değil dinci nesiller’ yetiştirmeye dönük olduğunu dile getiren Irmak, integral konusunun müfredattan tamamen çıkarılmasına ilişkin “İntegralin daha önce de çıkarılması girişiminde bulunuldu. Eğitim bilimciler, bu konunun diğer konularla bağlı olduğu için çıkarılmaması gerektiğini ifade etti. Zincirin ortadan bir halkasını kopardığınızda bütün zincire zarar verirsiniz” ifadelerini kullandı.
Konularda bir sadeleştirme ihtiyacı olduğunu söyleyen Irmak, sadeleştirme biçiminin bu şekilde olmaması gerektiğini vurguladı. Irmak, “Okul gezilerinde eğitimci arkadaşlar müfredatın ağır olduğunu söylüyor. Çocuklar 8-10 saat ders görüyor. Bir sağlık lisesinde öğrencilerin sağlık alanında derslere yoğunlaşması gerekiyor. Ama orada da yoğun bir müfredat var. Kendi alanlarında uzmanlaşamıyorlar” şeklinde konuştu.
“Sadeleştirme meselesini sürekli öne çıkarmalarının sebebi konuların asıl içeriğini tartışmaya açmamak” diyen Irmak, sözlerine şöyle devam etti: “Meslek lisesinde ağır bir matematiğe gerek yok. Her lise ortak sınav yapıyor ama öğrenciler liselere aynı puanlama ile alınmıyor. Her lisede kendi özgün özelliğine göre sadeleştirme yapılmalı.”
“Niye Türkiye Yüzyılı? Niye maarif?”
Yeni müfredatın adına ilişkin eleştirilerde bulunan Irmak, “Neden ismi Türkiye Yüzyılı Maarif Programı? ‘Türkiye Yüzyılı’ bir siyasi partinin jargonu. Niye eğitim değil de maarif? Bu eskiden kullanılan ve Türkçe olmayan bir kelime. Türkçe dersinde sadeleştirme yapıyorlar ama Cumhuriyet değerlerini teolojik ve dilsel olarak koparıp unutturma çabası var” diye konuştu.
Müfredatın bir bütün olarak geri çekilmesi gerektiğinin altını çizen Irmak, “Herkesin fikrini sordukları ve buna bağlı olarak ortak bir müfredat çıkardıkları algısı yaratmak istiyorlar ama öyle bir şey olmayacağını biliyoruz” sözlerini kullandı.