Özel haber: Halide Tonga

Irak’ın Musul kentinde bir düğün salonunda görsel şov amaçlı kullanılan yanıcı maddelerden dolayı yangın çıkması ve 100’den fazla kişinin yaşamını yitirmesi düğün ve davet organizasyonlarında yasaklanan maddeleri yeniden gündeme getirdi. İstanbul Toplantı ve Düğün Salonu İşletmeleri Esnaf Odası, (İSTDO) düğün ve davet salonlarındaki organizasyonlarda güvenlik gerekçesiyle meşale, maytap, yanardağ, şelale ve benzeri yanıcı ve parlayıcı maddeleri kullanmama kararı aldı.

2020 yılında, İzmir Valiliği de şehirde bu maddelerin kullanımını yasaklamış ve yapılan açıklamada, kent genelinde çeşitli etkinliklerde, düğünlerde, dini ve milli bayramlarda, yerel milli günler, festivaller ve çeşitli eğlence dönemlerinde kişilerin, resmi kurum ve kuruluşların izinsiz havai fişek kullanamayacağı belirtilmişti.

Musul’daki faciadan sonra yeniden gündeme gelen düğün salonlarında kullanılan yanıcı ve parlayıcı maddelerle ilgili Tüm Etkinlik Sektörü Konfederasyonu (TESKON) Başkanı Yılmaz Ulucan Elipshaber’e değerlendirmelerde bulundu.

İşletmecilere baskı var

Bu kararın işletmelere olan baskı yüzünden tamamen uygulanamadığını belirten TESKON Başkanı Ulucan şunları söyledi:

“Bu çok önceden alınmış bir karar. Ancak işletme sahiplerinin hiç istemediği bir karar. Ama maalesef çiftler bu görselliğe şov olarak önem veriyorlar. Onlardan gelen baskı doğrultusunda bazı işletmeciler dayanamayıp bu işlemi yapıyorlar.

Havai fişek, yanıcı, parlayıcı gibi maddeleri sertifikalı kişilerin yapması gerekiyor. Türkiye’nin her yerinde geçerli bir uygulama bu. Kaymakamlıktan veya Valilikten alınacak izin ve gösterilecek saat doğrultusunda yapılabiliyor. Ama dediğim gibi bu işi yapacak kişilerin sertifikası olması gerekiyor.”

En büyük cezası Irak’ta yaşananlar

Konuyla ilgili cezai yaptırımlar konusunda açıklama yapan Ulucan,

“Bunun en büyük cezası Irak’ta yaşananlar. Bir düğün salonunda biliyorsunuz ki onlarca kişi vefat etti. Herhangi bir işletmeciye ceza kesilmiyor. Çünkü bu anlık bir olay. Güvenlik güçlerinin oraya gelmesi, tespit etmesi, kişileri bulması vs zor bir süreç. Bir havai fişeğin atımı yaklaşık 40 saniye sürüyor. Oraya zaten polisin gelmesi 1 saati buluyor. Görüntülerde bu kişiler yer alabiliyor. Ayrı bir cezası tabi ki vardır.” dedi.

"22 ilde alınmış bir karar ama işletmeler zor durumda kalıyor”

Kararın 22 ilde alındığını ve uygulanmaya çalışıldığını, uymaya çalışan işletmelerin diğerleri karşısında maddi anlamda zor durumda kaldığını ifade eden Ulucan şu şekilde konuştu:

“Ama bizim konfederasyonumuzda 22 il var. Bizim aldığımız karar doğrultusunda bu 22 ilin hiçbirinde yanıcı ve patlayıcı maddeler düğünlerde kullanılmıyor. Bu 22 il genelde büyükşehirleri kapsıyor. Güneydoğu Anadolu’da, Ege’de ve İç Anadolu bölgelerinde  federasyonumuz var. Bu üç bölgede de 22 şehir var. Şu an Karadeniz’de dernekleşme veya federasyonlaşma olmadığı için faaliyette değiliz.

Kadına şiddete karşı kurulan komisyonunun başkanı erkek oldu Kadına şiddete karşı kurulan komisyonunun başkanı erkek oldu

Düğün salonu sahipleri ve organizasyoncular arasında bu kararın etkileri olumsuz karşılanıyor. Çünkü gelin-damat konfeti, volkan, havai fişek ya da başkaca bir madde olmayınca o düğün salonunu tutmak istemiyor. Bu sefer bunları yapacağını söyleyen işletmeye gidiyor ve diğerleri zor durumda kalıyor. Maddi açıdan işletmeleri bu durum zor duruma sokuyor.”

TESKON Başkanı Yılmaz Ulucan

2019 yılında bir gelinin duvağı tutuştu

Ulucan, 2019 yılında bir gelinin düğünü sırasında yaşadığı kazayı örnek gösterek yanıcı ve parlayıcı maddelerin tehlikesine dikkat çekti.

“Normalde volkanlar, küçük boyuttaki tüm ateşli cisimler yasak. Kamuoyunda çok duyulmamış olabilir ama 2019 yılında Ankara’da bir kır düğününde gelinin duvağı tutuştu. Volkan yanarken yürüyüş yolunda devrildi ve gelin yürürken duvağı tutuştu. Son anda duvağı çıkarttılar, yaralanmadı. Maalesef böyle bir durum olduğunda biz bu maddelerin yasaklanması kararını ta o zaman aldık.

Düğün salonu sahipleri arasında bu uygulamadaki farklılıklar rekabet koşullarını zora sokuyor. Konuyla ilgili denetimler olması açısından İçişleri Bakanlığı ilgilenebilir. Mevzuatta da tamamen yasak olduğu ifade edilse de şu an denetimi zor. Kamera görüntüleri ile şikayet edilirse bir cezası olabiliyor tabi ama onun harici tespiti zor.”