Dursun ERKILIÇ

HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Öz Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı Devlet Sert, 2024 yılını değerlendirdiği ve 2025 yılına dair beklenti ve taleplerini paylaştığı basın toplantısı düzenledi. “Sendikamız kamunun en büyük işçi sendikasıdır. 225 bin sağlık ve sosyal hizmet işçisinin yetkili sendikasıyız. Ailelerimizle birlikte 1 milyon kişiye ulaşıyoruz” diyen Devlet Sert, çalışma hayatındaki sıkıntılar ve emekçilerin beklentileri ile bu yöndeki taliplerini dile getirdiği basın toplantısında, fedakarca çalışan emekçilerin enflasyonun sorumlusu olmadığını, ailelerine bakmayı, insanca yaşamayı istediklerini söyledi. Sert, asgari ücretin kimseyi memnun etmediğini kaydederek ara zam talebinde bulundu.

Toplu Sözleşmelerin ömrü kısaldı

HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Öz Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı Devlet Sert, 2024’ün zor geçtiğini belirterek, “Dünyadaki ve ülkemizdeki ekonomik sıkıntılar, enflasyondaki yüksek artış, satın alma gücünde yaşanan sürekli erozyon, özellikle temel ihtiyaçlarla ilgili dizginlenemeyen fahiş fiyat artışları, aldığımız zamların, yaptığımız sözleşmelerin ömrünü kısalttı” dedi.

Devlet Sert şunları söyledi:

“Yeni belirlenen ve işveren hariç kimseyi memnun etmeyen asgari ücreti gördük. 22 bin 104 lira. Yıllara göre artış oranı kendi içerisinde tutarlı olabilir. Ancak belirlenen asgari ücret geçim ücreti olarak bu enflasyonist ortamda, ne yazık ki dizginlenemeyen fahiş fiyatlar karşısında, bu kadar yüksek ev kiraları, gıda fiyatları karşısında, emeğin hakkını koruyabilecek, refah sağlayabilecek bir artış olmadı.

Hiç beklemediğimiz ve emek dünyasını gerçekten üzen bir artışa, son toplantıda bulunan taraflar evet dedi. İşçi kesiminin temsilcilerinin teklifi masada görüşülmedi dahi.

HAK-İŞ olarak, Öz Sağlık-İş olarak komisyonun yapısına hep itiraz ettik. Bu haliyle işçiyi temsil etmiyor dedik. Masanın tarafları el kaldırdığında, işçi kaderi ile baş başa bırakılıyor dedik. Fakat, Komisyonun yapısını tartışsak dahi, çıkan sonucun işçi kesimini memnun etmeyeceği önceden belli olsa dahi, işçi temsilcileri masada kalmalıydı. Masa terkedilmemeliydi.

Ortalama ev kiralarının 15-20 bin lira olduğu ülkemizde 22 bin 104 liralık bir sefalet önümüze konuldu ve “işveren isterse fazlasını versin” denildi. Bu ülkede tabanı belirlenmiş bir ücreti artıracak işveren sayısı bir elin parmağını geçmez.

Önceden “insan onuruna yaraşır bir asgari ücret” derdik. Artık tanımımız da değişti, hiç değilse kişinin ailesi ile en temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir asgari ücret diyoruz.

Sendika olarak talebimiz; asgari ücretin ara zamla yeniden düzenlenmesidir.”

KÇP konusundaki endişeler…

“Kamuda çalışan işçileri ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü önümüze gelecek. HAK-İŞ adına KÇP Koordinasyon Kurulu Başkanlığı görevini yürütüyorum. İlk toplantımızı yaptık” diyen Devlet Sert, şöyle devam etti:

350 bin öğretmen 5 bin TL eksik maaş alacak 350 bin öğretmen 5 bin TL eksik maaş alacak

“İşkollarımızın sıkıntılarını ve çözüm önerilerimizi raporlaştırıyoruz.  Bildiğiniz gibi Anayasa Mahkemesi KÇP ile ilgili verdiği kararda “Bu protokolün toplu sözleşmeler için bağlayıcılığını” kaldırdı.

Son gelişmelerden önce, işveren kesimi olarak kabul ettiğimiz kamu kurum ve kuruluşlarının, işçi hak ve menfaatleri için KÇP Protokolünün üzerinde bir hak ve kazanım öngörebileceklerini, bunun için sendikalar olarak önümüzün açıldığını düşünüyorduk.

Ama artık bu konuda da endişelerimiz var.  Protokolün bağlayıcılığı kaldırılınca kimi kurumlarda acaba daha alt seviyede mi toplu sözleşme masaları kurulacak?

Şunun bilinmesinde fayda var; yetili sendikalar ve konfederasyonumuz HAK-İŞ olarak böyle bir duruma asla izin veremeyiz. Dahası yıllardan beri çözümlenemeyen ve kanuni düzenleme gerektiren bazı konularda KÇP masasında çok büyük, çok ısrarlı bir mücadele vereceğiz. 696 Sayılı KHK ile kadro alan yüzbinlerce işçinin uğradığı en temel haksızlık olan Tayin meselesinin önünün açılması gibi. Görev tanımlarının, meslek kodlarının belirlenmesi gibi. Görevde yükselme imkanları gibi.”

Emeklilik sisteminin olumsuzlukları

Devlet Sert, mal üreten, ürün ortaya çıkartan bir fabrikada çalışmadıklarını, hizmet sektöründe görev yaptıklarını hatırlatarak, “Sağlık sisteminin yürütülmesi için omurga görevi görüyoruz. Sosyal hizmet sisteminde devletin yüzünü ağartan kesim biziz. Hastaya, yaşlıya, kimsesize, engelliye, devlete emanet edilen yavrumuza biz bakıyoruz.

Böylesine fedakârca görev yapan işçilerin taleplerinin 1 değil 2 kere dinlenilmesi gerekiyor. Bırakın itiraz edilmesini, “sizler için daha fazla ne yapabiliriz” diye sorulması gerekiyor. “Varlığınızın, fedakarlığınızın farkındayız. Taleplerinizin karşılanması için buradayız” denilmesi gerekiyor. Ama şunun bilinmesinde fayda var; toplu sözleşme masasında yetkili sendika Öz Sağlık-İş olarak, beklentilerimizi karşılamayan, taleplerimizi görmezden gelen bir sözleşme bu işçiyi mutlu etmeyecektir.” dedi.

“Şu an önümüzde emeklilik sisteminin getirdiği olumsuzluklarla ilgili bir “cenaze” var. Kamuda çalışan ve emekliliği dolan işçi 14 Ocak 2025 tarihine kadar emeklilik dilekçesi vermezse bağlanacak emekli maaşında yüzde 35’e varan oranla bir hak kaybı yaşayacak kaygısı içerisinde” diyen Devlet Sert, tecrübeli işçi kaybı yaşanacağını belirtti.

Beklenti ve talepleri sıraladı

Devlet Sert beklentilerini şöyle sıraladı:

  • 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde tayin yasağının kaldırılmasıyla ile ilgili bir müjde bekliyoruz.
  • Kamu Çerçeve Protokolü’nün emek hareketini rahatlatacak düzenlemelerle 1 Mayıs’tan önce imzalanmasını bekliyoruz.
  • Yeni KÇP, “696 Sayılı KHK’lı” ibaresinin oluşturduğu tüm ötekileştirmelerin, ayrımcılığın son bulduğu, sorunların çözümlendiği bir Protokol olmalıdır.
  • 2023 yılında imza altına alınan ve 700 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolüne uyumlu olmayan bazı toplu iş sözleşmeleri var ve bu sözleşmelerden yararlanan 100 bin kamu işçisi bulunuyor. Yani 100 bine yakın işçi yürürlük sürelerinden kaynaklı olarak taban ücretin de altında kaldı. Şimdi yeni KÇP bizim için yeni bir fırsat. O 100 bin işçinin yürürlükten kaynaklı mağduriyetlerinin 1 Ocak 2025 itibariyle çözümlenerek eşitlemesi gerekiyor. Bu konuda da hem HAK-İŞ olarak hem Öz Sağlık İş olarak gerekli mücadeleyi vereceğiz.
  • Özellikle üniversite hastanelerinde çalışan sağlık işçilerinin ücretleri Döner Sermaye üzerinden veriliyor. Bu konu, sağlık çalışanları açısından iş barışını da baltalayan verimi, moral-motivasyonu düşüren bir uygulama. Bu işyerlerinde kamu işçilerinin ücretlerinin de döner sermayeden değil, genel bütçeden ödenmesini talep ediyoruz.
  • Kamuda çalışan işçi kadrolarının yetersiz olduğunu her zaman söylüyoruz. Özellikle Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde personel yetersizliği had safhada. 1 personel en az 5 kişinin yaptığı işi yapıyor. Yükü çok ağır. Personel açığının giderilmesi elzem.
  • Kadro verilirken 100 bin işçi kapsam dışı bırakıldı. Hem de haksız yere. Onlar için de bir müjde bekliyoruz.
  • Vergi dilimlerinde acil bir düzenleme yapılması gerekiyor, ocak ayında alınan ücret ile Aralık ayında alınan ücret arasında, bu hayat pahalılığında çok önemli sayılan bir oran vergiye gidiyor. 1 Mayıs’tan önce beklediğimiz bir diğer müjde de işte bu vergi oranlarının sabitlenmesi, ücreti ile geçinmeye çalışan emekçi kesimin rahatlatılmasıdır.
  • Cumhuriyetimizin 2. Yüzyılında sadece hakkımız olanı istiyoruz.
Muhabir: Dursun Erkılıç