Özel Haber: Deniz Dalgıç

Muhalefette 14-28 Mayıs seçimlerinden önce başlayan adaylık tartışmaları seçimlerden sonra da devam ediyor. Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybeden muhalefet partileri seçim sonuçlarından birbirlerini sorumlu tutmaya başladı. Muhalefet partilerinde yaşanan anti demokratik iddialar birçok istifayı da beraberinde getirdi. DEVA Partisi kurucularından Ahmet Faruk Ünsal ile Essum Aslan da sosyal medya hesapları üzerinden yayınladıkları açıklamalarla istifa ettiklerini duyurdu. Ünsal ve Aslan istifalarının ardından DEVA Partisi'nde yaşananları Elips Haber'e anlattı.   

“Genel merkez cevap vermiyorsa iddiaları kabul etmiş demektir”

DEVA Partisi kurucularından Ahmet Faruk Ünsal, istifasına ilişkin gerekli açıklamayı sosyal medya hesabı üzerinden yaptığını belirterek, “Sosyal medya hesabım üzerinden yaptığım açıklamada iddialarım var. Cevap vermek isteyen cevap verir. Genel merkez cevap vermiyorsa da bu iddiaları kabul etmiş demektir zaten” açıklamasında bulundu.

ahmet faruk ünsal istifa

Essum Aslan da DEVA Partisi’nden neden ayrıldığına ilişkin şunları söyledi:

Ben yaklaşık 3,5 yıldır parti için emek veren kuruculardan biriyim. Aynı zamanda genel merkez yönetim kurulu üyesiyim. Parti içerisinde bugüne kadar ilerleyiş sırasında da çok mücadele eden, emek veren biriyim. Teşkilat biriminde 76 vilayet gezerek çalışan biriyim. Daha önce yerel seçimlerde de seçime girmiş bir siyasetçiyim. Son dönemde parti içinde rahatsızlıklarımızı dile getiriyorduk. Seçim sonrası genel merkez yönetim kurulu, bizim partimizin en üst kurulu, bu toplantıda parti sözcüsü ve seçim işleri başkanı olarak İdris Şahin, toplantıda bizim çok başarılı bir seçim geçirdiğimizi ve çok iyi bir sonuç elde ettiğimizi ortalama 1 milyon 650 bin seçmeni aday gösterdiğimiz illerde CHP'ye kazandırdığımıza dair bir bilgi notu iletti kurula.

“Şahin, ‘Bildiğin şeyi sormak edepsizliktir. Edepsizsin, edepsizsin’ diye hakaret etti”

Onunla beraber, Urfalıyım ben, ‘Urfa'daki seçimlerde birinci sıra milletvekili adayı olan CHP'de Mahmut Tanal'ın seçilmesi bizim üçüncü sıradaki adayımız sayesinde oldu’ gibi bir bilgi notu geçti. Tabii ben toplantıda söz istedim. İdris Şahin Bey'e bu iddialarını neye dayandırdığını sordum. Hangi veriye dayandırarak bu bilgilere ulaştığını sordum. Aynı zamanda Urfa'daki seçimde, zaten CHP’nin geçtiğimiz dönemde de bir vekil vardı şu anda da bir vekili var, bizim bu katkıyı adayımızın yaptığını hangi ölçekle ölçeklendirdiğini, nasıl bilgiyi aldığını sordum. Döndü bana ve ‘Sen daha iyi bilirsin. Sen daha iyi bilirsin’ diye yüksek perdeden bağırmaya başladı. Tabii Ali Babacan da orada. Ben de döndüm ve kendisine ‘Evet bildiğim şeyler olduğu için soruyorum. Sizin neye dayandırdığınızı soruyorum’ dedim. O da dönüp ‘Bildiği şeyi sormak edepsizliktir. Edepsizsin, edepsizsin’ diye bağırmaya başladı. Bunun üzerine ben genel başkana ‘Sizin olduğunuz ortamda şu an hakarete maruz kalıyorum’ diye seslendim. İdris Şahin bağırmaya devam etti. Ali Bey benim ikazımın üzerine ‘İdris Bey düzeltin söylediğinizi’ diye ikaz etti. O da özür dilemedi ve bağırmaya, hakaret etmeye devam etti. Sonrasında Ali Bey bir kez daha söyleyince ‘Kuruldan özür diliyorum’ dedi. Ben de ‘Konunun muhatabı kurul değil benim. Benden özür dilemediğiniz de ortada, tavrınız da ortada. Bugüne gelmemiz bugüne kadarki süreçlerin bu hale gelmesinin sebebi zaten bu tavırdır’ dedim. Toplantıyı terk ettim.

“İdris Şahin söylediğimi yalanladı: Kurul kuruldu, beni ikna etmeye çalıştılar”

Akabinde bir hafta sonra disiplin kuruluna sevkiyle ilgili genel sekreterliğe dilekçe yazıp teslim ettim. Dilekçenin işleme koyulmasının akabinde geçen ayki GMYK'da bu konu gündeme geldi. Konuyu konuştuk. Benim dilekçem okundu. Sonra İdris Şahin, ‘Ben böyle bir şey söylemedim’ diye. Bir de benim söylediğimi yalanladı. Sonra tabii biz çıktık dışarıya kurulun önünde olduğu için herkes görmüştü olayı. Bir heyet kurdular. Beni ikna etmeye çalıştılar. Dilekçemi geri çekmek için. Ben de böyle bir şeyin olmayacağını belirterek ‘Toplantıda hakaret etti. Bugün de yalanlamayla karşımda’ dedim. Bu ayki GMYK'ya sarktı. Bu ayki GMYK'da da yani genel başkanın da olduğu ortamda ‘İdris Şahin'in disipline sevkinin gereği olmadığı’ yönünde bir karar alınmış. Ben bu GMYK'ye gidemedim. Çünkü taziyemiz vardı. Karar böyle çıkınca yani demokratik kurulların işlemediği tüzük de açıkça bir disiplin suçu işlediği halde onu disipline sevk etmeyen bir kurulda daha fazla görev alamayacağımı ve bu partide devam edemeyeceğimi söyleyerek istifa ettim.”

essum aslan

“Bir tercih yapıldı: Söz söylemeyi bilmeyen adamın sözcülüğünü devam ettirmeyi tercih ettiler”

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ile istifasının ardından görüşmediğini söyleyen Aslan, “Genel Başkan ile görüşmedim. Çünkü zaten kurulda buna aykırı karar aldırmış biri herhalde bu istifayı göze almıştır. Zaten bir tercih yapıldı. Benim bu ikna edilmek üzere kurulan heyete söylediğim şey şuydu: ‘Benim dilekçemi geri çekmek için beni ikna etmeye çalışmayın. Partide toplantıda söz söylemeyi bilmeyen bir kişi parti adına söz söylemeye devam ediyor. Ancak dilekçemi çekmemin bir tane şartı var. O da şu: İdris Şahin sözcülük görevinden alınır. Aynı zamanda kamuoyu önünde özür diler. Ben de dilekçemi geri çekerim. Parti için en çok çalışan kişilerden biri olurum.’ Fakat gördüm ki İdris Şahin'in, söz söylemeyi bilmeyen adamın, sözcülüğüne devam ettirmeyi ve bu konunun da örtbas edilmesini tercih ettiler. Dolayısıyla beni arayıp bir şey söyleyemezler. Ali Bey beni arayıp ne söyleyecek?” ifadelerini kullandı.

“Partilerin emellerine ulaşması için piyon olmayacağım, siyaseti toplum için yapacağım”

Yorucu ve yıpratıcı bir süreçten çıktığını, şu an bir izleme sürecinde olduğunu dile getiren Aslan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Açıkçası gerçekten çok yorucu ve yıpratıcı bir süreçti. DEVA Partisi, çok emekle çok umutla kurulan bir partiydi. Şu anda bir izleme sürecindeyim. Ben siyaset yapmayı ‘ahlaklı siyaset yapmayı’, ilkelerle siyaset yapmayı tercih eden biriyim. Bana farklı farklı partilerden teklifler geldi ama DEVA Partisi'nin ilk kuruluş amaçları konuşunca doğruyu konuşacaksın. Söylediklerin doğru olacak ilkeleri bana çok uygundu. Fakat gördüm ki söylediğinin tam tersini yapan bir partinin içindeyim. Buradan yeni bir ayrılış olduğundan dolayı böyle bir nefes alıyorum ama siyaset yapacağım tabii ki. Çünkü ben yerelde karşılığı olan da biriyim. Kamuoyunun desteğiyle gelmiş biriyim. DEVA Partisi'nde olmamın sebebi de yerel desteğimdir. Tabii ki siyasete devam edeceğim ama bunu toplum için yapacağım. Siyasi partilerin emellerine 3-5 kişinin emeğine ulaşması için bir piyon olmayı tercih etmeyeceğim.”

Editör: Deniz Dalgıç