BBP lideri Destici, Ankara Atatürk Spor Salonu'nda Alperen Ocakları Eğitim Kültür ve Dayanışma Vakfı tarafından düzenlenen 'Yesevi’den Tacettin'e Alperen Buluşmaları' programına katıldı. Programa Destici’nin yanı sıra, Sivas Belediye Başkanı Âdem Uzun, Alperen Ocakları Eğitim, Kültür ve Dayanışma Vakfı Genel Başkanı Alican Kocaman ve partililer katılım gösterdi. Destici, konuşmasında, “Türk’ün Anadolu’ya yolculuğunu özetleyebilecek en doğru cümle, ‘900 yıl önce Türkistan’da yanan alevin, Gazi Alperenlerin gönüllerinden Anadolu’ya yansıması’ olacaktır. Şunu hiç unutmayalım, kılıçla girebilirsiniz ama sadece adaletle kalabilirsiniz. Elbette bu gücümüzle Anadolu’ya adım attık. Bununla birlikte, sevgi ve adaletle hâkim olduğumuz toprakları vatan yaptık. Bugün bile, geçmişte dokunduğumuz her coğrafyada, aklıselim sahibi herkes Müslüman Türk’ü, Türk’ün adaletini, özlemle ve saygıyla hatırlıyor” diye konuştu.

Yerlikaya: Esad sonrası 7 bin 621 Suriyeli ülkelerine döndü Yerlikaya: Esad sonrası 7 bin 621 Suriyeli ülkelerine döndü

“Dünya'nın en değerli topraklarında yaşıyoruz”

Filistin’de, 1 yılı aşkın süredir, çoğunluğu kadın ve çocuk 50 binin üzerinde sivilin katledildiğini dile getiren Destici, “Avrupa’nın ortasında, Rusya ve Ukrayna arasında, tüm dünyayı, ekonomileri, siyaseti, sosyal hayatı temellerinden sarsan bir savaş devam ediyor. Komşularımız İran, Irak ve Suriye’de, bu ülkelerin parçalanma projeleri hayata geçirilmeye çalışılırken, Türkiye, hem bu ülkelerde yaşayan ve o ülkelerin asli unsurları olan soydaşlarını, dindaşlarını hem sınırlarını hem de bütünlüğünü korumaya çalışıyor. Dünyanın en değerli topraklarında yaşıyoruz. Kaynakları, doğası, konumu, stratejik önemiyle Türkiye, tarihin bilinen her döneminde, dünyanın en önemli, en değerli yeri oldu. Şehit liderimizin söylediği gibi ‘kan dökmeyi seven bir millet değiliz ancak, söz konusu vatansa, söz konusu Türk Milleti ve İslam Ümmeti ise dünyanın şah damarını keseriz.’ Aynı kararlılığı taşıyoruz. Bununla birlikte, dünyada ve bölgemizde yaşananları, yaşananların bölgemize ve ülkemize etkilerini doğru tahlil etmek, doğru tavır almak zorundayız. Yaşadığımız coğrafyada, bugünün şartlarında, Türkiye’nin gelişmelere seyirci kalması, inisiyatif almaması söz konusu olamaz. Bölgedeki istikrarsızlığın, güvenliğimiz ve ekonomimiz başta olmak üzere ülkemize yönelen yıkıcı etkileri, savaş bölgelerinde yaşayan, önemli bir kısmı Türk ve Müslüman olan halklarına karşı sorumluluklarımız bizi müdahaleye mecbur bırakıyor. ‘Bize ne Filistin’den, bize ne Suriye’den ne işimiz var Libya’da’ diyemeyiz. Doğu Türkistan’ı, işgal altında yaşayan soydaşlarımızı unutamayız. Zulme sessiz ve seyirci kalamayız” ifadelerini kullandı.

“Bugün türk ailesi saldırı altındadır”

Destici, Türk aile yapısının Türk Milleti’nin en büyük değeri olduğunu vurguladı. Destici, bu kapsamda programa gelen partililere planladıkları ‘Evli Yaşam Projesi’ni anlattı. Destici, "Bugün Türk ailesi saldırı altındadır. Üretilen her türlü psiko-sosyolojik yöntemlerle, dizi filmlerle, yapay rol modellerle, reklamlarla evliliğin gerekli olmadığı gibi bir algı yayılmaktadır. Bireyciliğin yüceltildiği, bekar hayatın kutsandığı, her şeyin zevke indirgendiği, sorumsuzluğun erdem, ciddiyetin yük olarak sunulduğu bir propaganda dünyasında evlilik kurumu adeta şeytanlaştırılmaktadır. Oysa evlilik yoksa, aile de yoktur. Aile yoksa Türklük de yoktur. Aile yoksa Müslümanlık da yoktur. Aileye yönelik saldırıların temelinde Türk milletini güçsüz düşürüp, onu bireylerden oluşan bir yığın haline getirme hedefi yatmaktadır. Mutlu bir ailede doğan çocuklar, Türkiye’nin yarınları demektir. Toplumumuzun yarınlarını yok etmek, Türkiye’yi de yok etmek demektir” dedi.

“Evlilik dışı yaşamları reddediyoruz”

Destici, son yıllarda evlenme yaşının sürekli olarak yükseldiğini belirterek, “Bir ülkede nüfusun kendini devam ettirebilmesi için kadın başına olması gereken ortalama çocuk sayısı en az 2,1’dir. Aileye ve evlilik kurumuna yönelik saldırılar neticesinde bugün kadın başına çocuk sayısı 1,51’e kadar düşmüştür. Oysa 2001 yılında bu sayı 2,58’di. Evlilik müessesesi bizim için bir beka meselesidir. Evlilik dışı yaşamlar toplumsal değerlerimiz için, Türk-İslam kültürü için, sürdürülebilir nüfus için, ekonomik kalkınmamız için ve milli güvenliğimiz için gerçek bir tehlikedir. Devletin güveliği, toplumun sağlığı, neslin devamı için kadın ve erkeğin evlilik birliği içerisinde yaşaması şarttır. İşte tüm bu gerçeklerden yola çıkarak bugün ‘Evli Yaşam Projesi’ni başlatıyoruz. Evlilik dışı yaşamları reddediyoruz. Evlilik dışı yaşamı özendiren her türlü mihrakı, projeyi, planı hasım ilan ediyoruz. Ömür boyu evli yaşamı savunuyor, genç evliliği destekliyoruz. Cinsiyetsizliği ve dahi LGBT gibi sapkın hayat tarzlarını da toptan reddediyoruz. Türk kültürünün temelinde evlilik kurumunun yer aldığını asla unutmayacağız, unutturmayacağız” dedi.

Kaynak: DHA