İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısında gündemi değerlendirdi. Konuşmasının bir bölümünde hükümeti eleştiren Dervişoğlu, özetle şunları aktardı:

“Hiçbir hukuk yok ki, kanuna karşı gelene kanunla karşı konulsun… Artık iş öyle bir yere vardı ki bu kara düzenden kendileri bile şikayet ediyorlar. Evet, iktidardan bahsediyorum. Olanlara darbe diyor, Operasyon diyorlar… İktidar, adeta kendini yemeye çalışan bir yılan misali kuyruğuyla savaşıyor. Kendi geçmişini unutan bir meczup gibi, aynada gördüğü suretine terörist diyor. Albümde gördüğü fotoğrafına darbeci diyor, FETÖ’cü diyor. Vesayet vesvesine sığınarak millete operasyon çekiyor. Unutmadık elbet! Her darbe bir vesayet kattı hayatımıza. 60’ta, 70’de 80’de ve 28 Şubat’ta… Sonra ne oldu?

CHP'li Bağcıoğlu: FETÖ'cülerin verdiği zararın bedelini Atatürkçü askeri personel ödemiştir CHP'li Bağcıoğlu: FETÖ'cülerin verdiği zararın bedelini Atatürkçü askeri personel ödemiştir

“Yargıya, adalete, artık kim güvenebiliyor ki?"

Mahkemelere, yargıya, adalete, artık kim güvenebiliyor ki? Kendisine yapılan haksızlığa karşı, güvenle ve inançla, ‘Ankara’da hakimleri var diyerek’ kim kendini teskin edebiliyor? Hangimiz karakoldan aranınca, adliyeden tebligat gelince, gönül rahatlığıyla, yaptığından ve yapmadığından emin olarak oralara gidebiliyor ki? Çok yakın zamandan bir örnek olarak, Ankara Organize Suçlar Müdürü,  savcılığa gidip ifade vermek istiyor, Savcı, ifade vermeye gelene gözaltı kararı çıkartıyor, emniyete güvenmeyip Jandarmaya aldırıyor, Jandarma alıp  İstihbarat Teşkilatına götürüyor. İl Emniyet Müdür Yardımcısı ve beraberindekiler tutuklanıyor, hiçbir şey olmasa bile belli ki bir şeyler oluyor.

“Gecikmenin sebebi ayrıntıda gizlidir”

6-7-8 Ekim’de; 2 polisimizin şehit olduğu  35 vatandaşımız hayatını kaybettiği, 326’sı güvenlik güçlerimiz olmak üzere  761 kişinin yaralandığı, 197 okul, 269 kamu binasının tahrip edildiği, 1731 ev ve işyerinin yağmalandığı, 1230 aracın zarar gördüğü olaylar, 2014’te yaşandı ama iddianamesi 6 yıl sonra yazıldı. Davası ise 7 yıl sonra açıldı. Gecikmenin sebebi ayrıntıda gizlidir.

“Dolmabahçe’de pazarlık edenleri asla unutmayacağız”

Zira; açılım sürecinin tarafları hatırlatılmasını sevmezler ama ben unutturmayacağım, o ağalar Dolmabahçe’de,  6-7-8 Ekim’den 4 ay sonra  28 Şubat 2015’te buluşup sonrasında da  “Barış bildirisi” okudular. Yani sanıklar, ve iktidarın siyasi temsilcileri, önce uzlaşmaya oturdular, sonra bozuştular… mahkemenin gerekçeli kararını merakla bekliyoruz. Ülkemizi ateşe çevirmek isteyenlere verilen cezaları ayrıca değerlendireceğiz. Ama onlarla Dolmabahçe’de pazarlık edenleri de, asla unutmayacağız…

Bir yandan mafya operasyonları derken, bir yandan 6-7-8 Ekim davası sonuçlandı. Bir yandan gezi davaları derken. Bir yandan 28 Şubat afları gerçekleşti. Yasamanın fonksiyonlarını, yürütmenin hafızasını, yargının geleneklerini,  adaletin akıl ve ahlakını, hunharca ve taammüden yok eden bu sistem ve sahipleri, aynı haber bültenlerinde, Aynı haber manşetlerinde poz verdiler."

Kaynak: Haber Merkezi