Kendisini bekleyen kalabalığa “Ne kadar güzelsiniz” diye seslenen Dervişoğlu, “Hayatın kucağında daha küçük bir çocukken adam olmayı öğrendiğim kendi memleketimdeyim. Allah hepinizden razı olsun. Büyük sevdaların, unutulmaz hasretlerin, yaşanan güzelliklerin merkezindeyim. Yetişmemde katkısı olan eli öpülesi büyüklerimin, kucaklanası kardeşlerimin bağrındayım. Bugün burada bir siyasi partinin genel başkanı olarak değil, bir memleketin hasretiyle yanıp tutuşan buranın bir evladı olarak huzurunuzdayım. Hepinizi en içten duygularımla, sevgilerimle selamlıyorum” ifadelerini kullandı.
“Fatsa’dan bir tane bile hain çıkmadı”
Güzel günler ardından 70’li yılların gereksiz kavgaları ile karşı karşıya kaldıklarına işaret eden Dervişoğlu, “O güzel günlerden 70’li yılların gereksiz kavgalarına geldik. Dedim ya; sebepsiz ve anlamsız kavgalar. Ancak kavgamızın yine hepimizi müşterek kılan bir anlamı ve değeri vardı. O gün belki mektep çayırında top oynarken tanıştığımız kavgayla, daha sonra memleket sevdası için baş başa kaldık. Bu memleket sağcı yetiştirdi. Bu memleket solcu yetiştirdi, akıncı yetiştirdi, devrimci yetiştirdi, ülkücü yetiştirdi ama bu memleketten bir tane bile hain çıkmadı.” dedi.
Dervişoğlu’ndan “Cumhuriyet” tanımı
“Cumhuriyet nedir?” sorusu üzerine Süleyman Demirel’in, “Beni İslamköy’den alıp, Cumhurbaşkanı yapan rejimin adıdır” cevabını verdiğini hatırlatan Dervişoğlu, “Ben de şimdi size diyorum ki; Beni Fatsa’dan alıp, İYİ Parti’nin başına genel başkan yapan umudun adıdır Cumhuriyet. Buraya siyaset yapmaya gelmedim. Bir günlüğüne siyasette uzaklaşıp, gönül limanınıza sığınmaya geldim. Fatsa, çıktığım bütün yolculukların manevi kalesidir. Ama bir liman da gönlünüzün dışında başka bir yerde var. Buradan kuş uçuşu 1 saat tutar; Samsun Limanı. Biz neden hep bir ve birlikteyiz biliyor musunuz? Hep o limana yanaşacak, Bandırma Vapuru’ndan inecek Mustafa Kemal Atatürk’ü bekliyoruz. O’nun kurduğu Cumhuriyet’in, O Cumhuriyet’in değerlerinin, o Cumhuriyet’in bize sağladığı imkanların sonuna kadar peşinde olma iradesini sergileyeceğimizden asla şüpheniz olmasın.” değerlendirmesini yaptı.
“Meydanlarda Türkiye’nin geleceği konuşulmuyor”
Alandakilere seslenen Dervişoğlu, “Buraya size İYİ Parti rozeti takmaya gelmedim. Çocukluktan bugüne, bana öğrettiğiniz iyilikten zerre sapmadığımı ve üzerime yüklediğiniz iyilik sorumluluğunu, taşıdığım iyilik nişanesini asla terk etmeyeceğim sözünü vermeye geldim. Meydanlar sahipsiz, meydanlar öksüz, meydanlarda artık Türkiye’nin geleceği konuşulmuyor. Bu meydanların artık sahipsiz bırakılmaması ve bir umut meşalesinin yeniden yakılmasına ihtiyacı var.” dedi.
Yeni anayasa ve eğitimde müfredat tartışmaları
Yeni anayasa ve eğitimde müfredat tartışmalarına değinen Dervişoğlu, “Siyaset yapmayacağım diyorum ama hiç siyaset yapmazsan basın mensubu arkadaşların konuşmamı yadırgayabilirler. O yüzden söylüyorum; emeklisi, dulu ve yetimi, atanamayan öğretmeni, tenceresini kaynatamayan sabit gelirlisi, kendisine vize kuyruklarında istikbal arayan geçlerimizle bir ve beraber olmaya; onların hak ve hukukunu savunmaya devam edeceğim. Buradan, kendi memleketimden sesleniyorum; benim vatandaşımın bu büyük dertlerle karşı karşıya olduğu bir dönemde, dört mevsimi kara kış gibi yaşadığı bir dönemde hiçbir siyasetçiye bu meydanlarda baharı yaşatmayacağımın sözünü veriyorum. Türkiye’nin yıkıcı sorunlarını unutturmaya çalışarak, sıradan tartışma yaratmak isteyenlerin oyununa düşmeyeceğimi açık ve net bir biçimde ifade ediyorum. Türkiye’nin yakıcı sorunlarını konuşmayı bir tarafa bırakıp, yapay tartışmalarla bu milletin meşgul edilmesine asla izin vermeyeceğim. Bugün gündemde bulunan Anayasa tartışmalarının ve bugün gündeme taşınan Milli Eğitim’deki müfredat tartışmalarının elbette bir tarafı olacağız ama Türkiye’nin yaşadığı büyük problemlerin üstünü örtmesini vesile olacak tartışma zemeninin figüranı olmayacağız. Milli Eğitim müfredatından Mustafa Kemal Atatürk’ün izini sildirmeyeceğiz. Ekmek bulup, bulamayanların; tencere kaynatıp, kaynatamayanların; çocuklarını istikbal temin edip, edemeyenlerin; dertlerine derman olma arayışını sürdürmeye devam edeceğiz. ‘Bu dertleri unutun, biz bir Anayasa yapacağız’, diyenlere buradan sesleniyorum; bu millete ‘Ekmek bulamazsanız Anayasa yiyin’ dedirtmeyeceğiz.” dedi.