Demokrat Parti GİK Üyesi ve 24. Dönem İstanbul Milletvekili Faik Tunay, Mayıs ayında gerçekleştirilen seçime ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, partisinin GİK üyelerine seslendi. Gerçekleştirilen toplantılarda görüşlerini dile getirdiğini belirten Tunay’ın açıklamasından öne çıkanlar şöyle:

“İnsan arttırarak yol yürümek siyasette esastır”

“Saygıdeğer GİK Üyeleri; 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimleri sonrası üç GİK toplantısı yapıldı, ilk iki toplantıya katılıp görüşlerimi çok net şekilde ifade etmiştim. Kitabın tam ortasından konuşarak, sözleri sağa veya sola çekmeden, direkt olarak duygu ve düşüncelerimi paylaşmıştım. Bu süreçte yapılması gereken tek şey konuşmak ve konuştuktan sonra aksiyon almaktır. Einstein’ın güzel bir sözü var; ‘’Akıl aynı davranışları sergileyip, farklı sonuçlar beklememektir’’. Biz maalesef aynı şeyleri ısrarla yapıp, farklı sonuçlar bekliyoruz. Ticaretin sermayesi para, siyasetin sermayesi insandır, ne kadar fazla insan size, partinize, yol arkadaşlarınıza ve partinin başındaki Genel Başkana inanırsa, o kadar başarılı olursunuz. İnsan eksilterek değil, insan arttırarak yol yürümek siyasette esastır.

Seçimlerden önce başta Genel Başkan olmak üzere bazı çalışma arkadaşlarımız seçimlere tek başına girmemizin mümkün olmadığını, partinin teşkilat yapısının, insan kaynağının ortada olduğunu, bu durumda en akıllıca seçeneğin CHP ile ittifak yapmak olduğunu savunmuşlardı. Peki yapının, teşkilatların hali ortada ise, tek başımıza bir seçime girecek durumda değilsek, bir önceki seçimden bugüne kadar yani 2018 yılından bugüne kadar, beş yıl gibi uzun bir zaman diliminde yapıyı iyileştirmek için neden gerekli adımlar atılmadı?

“İnsan kaynağı ve gücümüz daha mantıklı bir şekilde neden kullanılmamıştır?”

Partinin örnek olarak gösterilecek teşkilatı Aydın olması gerekirken maalesef bugün il kongresi dahi çevre illerden gelen insanlar sayesinde kalabalık gözükmektedir ve ne acıdır ki 38 kişi ile hazirun imzalanıp kongre yapılabilmiştir. Bu 38 kişi içinde de 3 kişinin oyu boş sayılmıştır. Bu neyle açıklanır? Aydın da bile tam anlamıyla teşkilatlanma nasıl hala bugüne kadar sağlanamamıştır? Bu durum başta Genel Başkan olmak üzere hiç mi kimseyi üzmemektedir ve düşündürmemektedir? 81 vilayetin hepsinde bu düşünce yapısı ve çalışma metodu ile yapının düzeltilmesi kısa vadede pek mümkün görünmese de neden pilot 20-25 vilayet seçilmemiştir? İnsan kaynağı ve gücümüz daha mantıklı bir şekilde neden kullanılmamıştır?

“Cemal Enginyurt’un son dakika çabası olmasa 2 tane olan milletvekili sayısı, 3 bile olmayacaktı”

En son noktada ana muhalefet partisi CHP tarafından, DEMOKRAT PARTİ’YE iki milletvekilliği verildiği gerçeği listelerin teslim edilmesine 48 saat kala, başta Genel Başkan ve bazı yöneticiler tarafından öğrenilmesine rağmen neden aksiyon alınmamıştır?   Bu bilgi neden başta divan ve GİK olmak üzere partinin yetkili kurulları acil toplantıya çağrılarak paylaşılmamıştır? Koskoca 48 saatte neden hiçbir şey yapılmamıştır? Sayın Cemal Enginyurt’un son dakika çabası olmasa 2 tane olan milletvekili sayısı, 3 bile olmayacaktı.

“Kılıçdaroğlu kaybetmiştir, bu çok ağır bir yenilgidir”

Altılı masa içerisinde Kemal Kılıçdaroğlu ismini ilk zikreden bizim Genel Başkanımız ve milletvekilimiz olmuştu ve o süreçte, CHP’liler bile kendi genel başkanlarına sahip çıkmazken, ve diğer siyasi partilerden hiçbir destek açıklaması gelmezken bizim bazı yöneticilerimiz Kemal Bey’e sosyal medya üzerinden ve TV programlarından ciddi destek olmuşlardı, gelinen noktada altı partiye, İnce faktörüne, ekonomik krize rağmen Sayın Kemal Kılıçdaroğlu kaybetmiştir, bu çok ağır bir yenilgidir. Siyasi rakiplerimiz içerisinde İYİ Parti’yi hariç tutarsak, diğerlerinin bizden güç olarak, oy olarak hiçbir farkı olmamasına rağmen, bir koydular, on aldılar ve on beş aldılar. Biz ise ne koyduk? Ne aldık? Bunun ASIL SORUMLUSU kimdir?

“Seçim sonrası da yanlışlıklar devam etmektedir”

Kaybeden Kemal Kılıçdaroğlu’na verilen sonsuz desteğin karşılığı alınamadığı gibi, seçim sonrası da yanlışlıklar devam etmektedir. Seçimleri Recep Tayyip Erdoğan net bir şekilde kazanmıştır, bundan önce girdiği dört genel seçimi, iki yerel seçimi ve iki referandumu kaybeden Sayın Kılıçdaroğlu yine kaybetmiştir, bu işi fazla kurcalamanın anlamı yoktur, tablo çok net ortadadır, aziz Türk milleti Sayın Kılıçdaroğlu’na seçim kazandırmayacaktır, bu gerçek ortadayken hâlâ Kemal Bey ısrarı nedir?

“CHP’lilerden bile daha fazla Kemal Bey güzellemesi neden yapılmaktadır?”

CHP’lilerden bile daha fazla Kemal Bey güzellemesi neden yapılmaktadır? %48 sanki tek, blok oymuş gibi, başarı olarak nasıl savunulmaktadır? Seçimler bittikten birkaç gün sonra seçimin kazananı Erdoğan görünmekle beraber asıl kazanan Kemal Bey demenin mantığı nedir?

“Kılıçdaroğlu’nun Özdağ ile yaptığı protokol ile ortaya çıkan gerçekler acı vericidir”

Kısa bir süre önce CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun katıldığı bir TV programında son hafta acele ile ittifaka dahil ettiği, Zafer Partisi Genel Başkanı Sayın Ümit Özdağ ile yaptığı protokol ile ortaya çıkan gerçekler acı vericidir. Siyasi rakibini tek adamlıkla suçlayan ve söylemleri bu yönde hakarete varan bir Genel Başkanının seçimlere dört, beş gün kala bir başka lider ile ittifak yapması ve bu ittifakı bırakın altılı masayı oluşturan siyasi parti liderleri ile paylaşmaması, kendi Genel Başkan Yardımcıları ile dahi paylaşmaması şaşkınlık verici, acı bir hadisedir. Bu zihniyet ile daha ne kadar beraber yol yürünecektir?

“İç hesaplaşmamızı yapmamız gerekmektedir, bunun yolu da kongreyi toplamaktır”

DEMOKRAT PARTİ olarak hatalardan ders almış bir şekilde yolumuza devam etmek için, yerel seçimlerde elli tane ilçeyi kazanabilmek için, yerel seçimler sonrası bir dahaki genel seçimlere hazır olabilmek için iç hesaplaşmamızı yapmamız gerekmektedir, bunun yolu da kongreyi toplamaktır. Kongrede söz hakkı isteyen herkes, her partili kürsüye çıkmalı ve konuşmalıdır, derdini anlatmalıdır.  Kongre 77 yıllık koca çınara yakışan bir kongre olmalıdır, herkes eteğindeki taşları dökmelidir ve ayrışmadan, birlik ve beraberlik içerisinde daha da güçlenerek yola devam edilmelidir. Konuşmalar kişiler üzerinden değil, yönetim tarzı, iş yapış tarzı üzerinden yapılmalıdır.

Sayın Genel Başkanımızın her zaman olduğu gibi çok dar bir çevreyle fikrini paylaşıp, Kasım veya Aralık ayı içerisinde kongre planladığı konuşulmaktadır, madem bu yönde bir karar vardır o zaman beklemenin anlamı yoktur, Ağustos ayı içerisinde hemen kongre toplanmalıdır. Sayın Genel Başkan kongre sonucu yoluna devam edecekse, yeni yönetim anlayışını benimsemeli, kazanmaya odaklanmalıdır, partimizin kodlarını muhalefete göre değil, iktidara göre yazmalıdır, yeni oluşacak GİK ve diğer kurullar partiyi ileriye taşıyacak, eski ile yeninin dengeli şekilde harmanlandığı, üreten, yeni fikirlerle, yeni siyaset kültürü oluşturacak, iktidar hayali ile yanıp tutuşan isimlerden oluşmalıdır.

Yok Genel Başkan yoluna devam etmeyecekse aynı koşullar yeni seçilecek Genel Başkan için de geçerli olmalıdır. Türkiye’nin en eski ikinci siyasi partisi olan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün son Başbakanı, milli mücadelenin Galip Hocası, Celal Bayar’ın partisi, merkez sağın tescilli markası DEMOKRAT PARTİ bu halde olmamalıdır. Ana hedefi insan kazanmak olan için kazanılacak çok insan, iş yapmak isteyen için yapılacak çok iş, yol yürümek isteyen için çok yol vardır.''

Saygılarımla Faik Tunay Demokrat Parti Genel İdare Kurulu Üyesi."