DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Kobani Davasında mahkemenin verdiği kararlarla ilgili basın toplantısı düzenledi. Doğan, yarın 'Herkes için demokrasi herkes için özgürlük' sloganıyla Adana, Diyarbakır ve İstanbul’da bir araya geleceklerini söyledi.
Doğan'ın açıklamasından öne çıkanlar şöyle:
"Hatırlayacaksınız Kobani Davası aslında bugün Cumhurbaşkanı tarafından ‘yumuşama’ olarak ortaya koyulan, bugün ortaya çıkan otoriter rejimin inşasının ilk temellerinin atıldığı zamana denk geliyor. Bugün içinden geçtiğimiz bu koşullar, hepimizi etkileyen, barış, adalet talebini yükselttiği bugünlerde aslında Kobani Davası araçsallaştırılarak bugüne vardık.
IŞİD’e karşı verilen mücadelede ortaya koyulan bir dayanışma, bir siyasi partinin, o dönem HDP’nin, siyaset yapma anlayışını onlarca yıldır büyük bedellerle geldiği yolda alaşağı ettiği 12 Eylül rejiminin en temel simgelerinden biri olan yüzde 10 barajını hatırlayalım. Yıllarca o baraj, o parlamentoda farklı sesler, kimlikler, diller, inançlar temsil edilemesin diye tutuldu. Ve bu baraj HDP tarafından alaşağı edildi.
"21. yüzyılda Türkiye’de siyasetçilere 400 yıl ceza verildi"
Buna Kumpas Davası demek dahi hafif kalıyor. 'Bu bir rövanş davası, bu bir intikam davası' dediğimizde, 'Bu dava iktidar partisinin çıkarları uğruna kullanılıyor' dediğimizde kamuoyunda dünkü kadar karşılık bulsaydı belki bugün biz 400 yılı aşan bir cezalandırmadan bahsetmiyor olacaktık.
Kabaca bir hesaplama yaptığımızda, ayları katmazsak, siyasetçilere 21. yüzyılda Türkiye’de 400 yıl ceza verilmiş. Bir yandan yumuşama, normalleşme, yeni anayasa tartışmaları sürerken.
"Mahkumiyet kararlarının hukuken hiçbir karşılığı yok"
Yumuşama siyaseti döneminin emareleri buysa, normalleşmeyi hiç düşünemiyoruz. Böyle bir dönemde nasıl yumuşamadan bahsedebiliriz? DEM Parti için Kobani Davası’nda verilen mahkumiyet kararlarının hukuken hiçbir karşılığı yok. Hukuk zaten işletilmiyordu ve biz her defasında bunu söyledik. Bu insanların başka bir rövanş alma isteğiyle hapsedildiğini söyledik.
Nitekim, bu talimatlı mahkemeler dahi, bu gerçeğin üstünü örtecek bir karar vermedi. Kumpas nasıl kuruldu? 6-8 Ekim olayları gerekçe olarak gösterildi. Can çekişen bir çözüm süreci vardı. Çünkü Kobani IŞİD kuşatmasındaydı. Bu kuşatmaya karşı bir dayanışma çağrısı yapıldı. Bu çağrıyla yaşanan olayların tarihlerinin bile çakışmadığı bir zaman diliminde yaşananların müsebbibi olarak HDP gösterildi. Oysa öldürülen onlarca insanın HDP’li olduğunun, pek çoğunun eş-dost-tanıdık olduğunun söylenmesine rağmen. Mecliste bununla ilgili bir araştırma komisyonu kurulması talebinin reddine rağmen.
"Erdoğan partimizle ilgili algı yaratmaya çalıştı"
Bugün ortaya çıkan Türkiye tablosunun yolu nasıl döşendi? ‘O insanları bu siyasetçiler öldürdü, onlar katil, onlar bu olayların müsebbibi.’ Ama bakın mahkeme buralardan beraat veriyor. Bu hukuku hiç işletmeyen mahkemeler dahi şu haliyle bu bağlantıyı kuramıyor. Bunu delil olarak kullanmıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her yerde bugün bu kadar ağır cezalar verilen, yıllardır özgürlüklerinden mahrum bırakılan bu siyasetçiler ve partimizle ilgili böyle bir algı yaratmaya çalıştı. Böyle bir güç takibi için yıllarca bu propagandayı yaymak ve toplumsal karşılık yaratmak için devletin bütün imkanları bir siyasi parti lehine kullanıldı."