MHP’nin Meclis grubu toplantısında, DEM Partililer ile el sıkışma görüntüleri üzerine konuşan Bahçeli, “Siyasette konuşup çözemeyeceğimiz bir şey yoktur. Uzattığım el gelin Türkiye partisi olun, gelin teröre cephe alın, gelin bin yıllık kardeşliğimizde kenetlenin temennisi ve teklifidir” ifadelerini kullanmıştı.
TBMM’de düzenlenen grup toplantısında konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Bahçeli’nin ‘Uzattığım el Türkiye partisi olma teklifidir’ sözlerine yanıt verdi.
Hatimoğulları, " Bir kez daha yineliyoruz, Türkiye'de Kürt sorunu barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmelidir. Sadece Türkiye'de değil, Suriye'de statü elde etmek üzere olan Kürt halkının statü hakkında dayanışmacı bir çizgiyle yaklaşılmalıdır. Bu buranın, Türkiye'nin resmi görüşü olarak da böyle sunulmalıdır. Barışın bölgede sağlanmasının yolunun da buradan geçtiğini kimse unutmamalıdır" dedi.
Hatimoğulları’nın konuşmasından satır başları şöyle;
“Erkek şiddetine karşı politikalar derhal hayata geçirilmelidir”
İki kadın istanbulun göbeğinde boğazı kesilerek katledildi. Bu acıyı biz kadınlar asla kabul etmiyoruz. Erkekler bu cesareti bereden alıyor. İşlemeyen adaletten alıyor, iktidardan alıyor. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmekten alınıyor. Acilen İstanbul Sözleşmesine dönün. Onun gereklerini yerine getirin. Erkek şiddetine karşı politikalar derhal hayata geçirilmelidir. Erkek tarafından katledilen her kadın onurumuzdur.
“Yurttaş aç, yurttaş susuz”
Ekmek ve Adalet buluşmalarımızda yaz boyunca sahadaydık. Gitmediğimiz tarla ya da mera kalmadı. İşçi ile emekçi ile, çiftçi ile görüşmeler gerçekleştirdik. Yurttaş aç, yurttaş susuz. Bütün Türkiye hakları bunu biliyor. Çünkü Türkiye toplumunun çoğu bunu yaşadığı için bu durumu biliyor. Bıçak kemikte değil, bıçak ilikte. Domates tarlada kalmış satış yok. Üreten de mağdur, tüketen de. Zamlar durmak bilmiyor. AKP politikalarından dolayı üretende tüketende aç. Okullar açıldı, aileler servis parası ödeyemez durumda. Vergide, özgürlükte adalet yok. İşçilere sesleniyorum; üreten sizsiniz, söz sahibi de siz olun. Bunun için daha fazla örgütlenin. İşsizliği, yoksulluğu ve sizden ne duyduğumuzu burada savunmaya sonuna kadar devam edeceğiz.
“Ortadoğu halklarına yeniden emperyalist bir düzen dayatılıyor”
Yüz yıl önce masa başında haritalar çizildi. İsrail’in Gazze saldırılarında 40 bini aşkın insan hayatını kaybetti. Ortadoğu halklarına yeniden emperyalist bir düzen dayatılıyor. Bu savaş, yepyeni bir dünya düzeni yaramak için yola çıkmış emperyalist devletlerin savaşıdır. Bu düzende halklar yok, özgürlük yok, barış yok, yıkımlar var. Nükleer silahların kullanıldığı bir savaş, çok büyük bir yıkımın anlamına geliyor. Bu nükleer saldırılar karşısında kimsenin yaşama şansı, doğanın yaşama şansı yok. Gelin sınır tanımadan evrensel barış hareketini birlikte örgütleyelim.
“Erdoğan İsrail Anadolu’ya saldıracak sözleri ile ekonomik krizi yönetmek istiyor”
AKP-MHP siyaseti Türkiye’nin dış politikasını Kürt düşmanlığı üzerinden inşa ediyor. Türkiye hiçbir şekilde İsrail’e bir yaptırım uygulamadı. Ticari ilişkileri farklı yollarla devam ettirdi. Erdoğan İsrail Anadolu’ya saldıracak sözleri ile ekonomik krizi yönetmek istiyor. Tencere iktidar götürür. İktidar ekonomik kriz içerisinde. Sizler ülkenin bekası adı altında işsizlik politikalarının önüne geçemeyeceksiniz bunun etkilerini biz sahada görüyoruz. Türkiye’de halkaların birlikte yaşama hayali var. Biz DEM parti olarak bunun çalışmasına devam edeceğiz.
Bahçeli'nin sözlerine yanıt
Bunlar iç barıştan bahsediyor, ya da bu savaşa karşı yeni bir ivme kazandırmak isterler siyaseten. Elbette bütün bunlar konuşulup tartışılacak konular ama böyle bir niyetleri olduğu halde MGK'nin sonuç bildirgesindeki beş maddenin ilk üçü Kürtleri daha fazla nasıl öldürürüz, Kürtleri nasıl daha fazla döveriz üzerine endekslenmiş ve özetlenmiş üç madde.
Böyle mi sağlanacak iç barış? Böyle mi sağlanacak iç barışın stratejisi böyle mi oluşturulacak?
Bir kez daha yineliyoruz, Türkiye'de Kürt sorunu barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmelidir. Sadece Türkiye'de değil, Suriye'de statü elde etmek üzere olan Kürt halkının statü hakkında dayanışmacı bir çizgiyle yaklaşılmalıdır. Bu buranın, Türkiye'nin resmi görüşü olarak da böyle sunulmalıdır. Barışın bölgede sağlanmasının yolunun da buradan geçtiğini kimse unutmamalıdır.
AKP ve ortakları bu tablonun neresinde. ana muhalefet partisi bu sorunların neresinde? Hangi politikaları var; bunu çıka açıklasınlar. DEM Parti bu politikaların tam ortasındadır. Biz onurlu barış istiyoruz. Sözde değil özde, tam da çözüme dair bir programın kamuoyuna açıklanması ile ancak siyaset konuşulabilir. İktidarın Gezi ve Kobani sendromundan kurtulması gerekir.
“Ekmek ve su kadar acil ihtiyaçtır”
10 Ekim’de Gar’da olacağız. Gar Katliamında hayatını kaybedenleri anacağız. Temiz siyaset ve adil mahkemeler ekmek ve su kadar acil ihtiyaçtır. Anayasayı yaparken parlamentoda kapalı kapılar ardında değil halka gitmek önemlidir."