Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ve beraberindeki heyet, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde (AKPM) gerçekleşecek toplantılara katılmak üzere Fransa'nın Strasbourg kentine gitti. Kentte bir dizi temaslarda bulanan heyette Hatimoğulları, DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, DEM Parti STK ve Siyasi Partilerle İlişkilerden Sorumlu Eşgenel Başkan Yardımcısı Özlem Gündüz, DTK Eşbaşkanı ve Amed Milletvekili Bedran Öztürk ve Asrın Hukuk Bürosu Avukatlarından İbrahim Bilmez ile Gulê Algünerhan yer aldı.
DEM Parti, komisyonlar, komiteler ve ilgili raportörler vasıtasıyla Kürt halkının ve Türkiye'deki insan hakları, demokrasi ve hukuk alanlarındaki sorunları AKPM gündemine taşıdı.
Genel sekreter ile görüşme
Heyet, temasları kapsamında Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Alain Berset ile basına kapalı bir görüşme gerçekleştirdi. AKPM’de yürüttükleri çalışma ve görüşmeler hakkında bilgi veren Hatimoğulları, AKPM Başkanı Pedro Agramunt, Assamble İzleme Komitesi Başkanı, Assamle İzleme Grup Başkanı ve AK Siyasi ve Dış İlişkiler Direktörü, AK İnsan Hakları ve Hukuk İşleri Genel Direktörü ile görüşmeler gerçekleştirdiklerini söyledi. DEM Parti resmi delegasyonunun bünyesinde yer aldığı Sol Grubun da meclis toplantısına katıldıkları aktarıldı.
AİHM kararlarının uygulanmaması
Hatimoğulları, Türkiye’nin yaşadığı çok önemli sorunlarının yanı sıra DEM Parti’nin yaşadığı birçok meseleyi; özellikle Kobanê Davası ve Gezi Davası’nda AİHM kararlarının Türkiye tarafından uygulanmaması hususlarını dile getirdiklerini söyledi. Bu vesileyle Türkiye’ye seslenen Hatimoğulları, “AİHM kararları mutlaka uygulanmalı. Çünkü Türkiye AİHS’ne taraf bir ülkedir ve bu kararları uygulamak durumundadır” dedi.
Önemli gündem maddesi: Kayyımlar
Yerel yönetimler ve yerel demokrasinin Avrupa Konseyi’nin en önemli çalışma alanlarından biri olması itibarıyla DEM Parti belediyelerine atanan kayyımların da en önemli gündemlerden birisi olduğunu belirten Hatimoğulları şu ifadeleri kullandı:
“Geçmiş dönemde HDP belediyelerine 2 kez kayyım atanmıştı. Bu dönemde de Hakkari Belediyemize kayyım atandı ve Belediye Eşbaşkanımız şu an cezaevinde tutulmaktadır. Bu kanunsuzluktur, yurttaşın seçme ve seçilme hakkının elinden alınmasıdır. Bu başta Kürt halkı olmak üzere Türkiye’deki DEM Parti’nin seçmenini de yok saymadır, bir hukuksuzluktur. Önemle altını çizmek istiyorum; Türkiye’de erken dönemde kazanılmış olan seçme ve seçilme hakkını elinden almak demektir.
Cezaevleri ve hak ihlalleri
Görüşmelerin en önemli değerlendirme konularından birisinin insan hakları ve cezaevleri sorunu olduğunu aktaran Hatimoğulları bu konuya dair şunları söyledi:
“Türkiye’de ne yazık ki artan baskıcı rejimden dolayı çok ciddi insan hakları ihlali var. Gençler, ülkede kendilerini özgür hissetmedikleri, geleceksiz hissettikleri için göç yolunu tutmak zorunda kalıyor. Bütün bunların ciddi bir biçimde gerek ülkemizde değerlendirilmesi gerekse bu konuda çeşitli adımların, uluslararası adımların atılmasıyla ilgili önemli gündemlerimiz vardı.”
İstanbul sözleşmesi’ne geri dönülmesi
Kadınlara yönelik işlenen suçların da önemli gündem tuttuğunu ifade eden Hatimoğulları, “Türkiye’de kadınlar ne yazık ki çok ciddi bir baskı altında. Bu otoriter rejim döneminde baskılar çokça artmış durumdadır. Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri, İstanbul Sözleşmesi’nden de çekilmeyle birlikte daha da savunmasız bir hale geldi. Yasasızlıkla birlikte hukuki olarak daha savunmasız bir hale gelmiş oluyor. Hukukun tecelli etmesi, 6284 sayılı kanunun uygulanması, İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmesi yine önemli gündemlerimiz” diye konuştu.
“Büyük bir barış mücadelesine ihtiyacımız var”
Bu görüşmelerde üzerinde durdukları en önemli noktanın, bölgenin ve bütün dünyanın içine çekilmek istendiği savaş olduğuna işaret eden Hatimoğulları, şöyle devam etti:
“Bugün Ukrayna-Rusya, İsrail’in Filistine, Lübnan’a, Yemen’e, Suriye bölgesine aynı anda saldırması, çok büyük bir savaş sarmalının içine çekildiğimizi gösteriyor. Biz, Avrupa Konseyi görüşmelerinde şu mesajı verdik. Çok büyük bir barış mücadelesine ihtiyacımız var. Çünkü öyle bir durum ki bugün nükleer silahların kullanılma ihtimalinin yüksek olduğu bir yerde bizlerin bu savaşların geçmiş dönemdeki savaşlardan da farklı olarak bütün dünyayı tehdit altına alan bir durum söz konusu olabileceğini ve bu konuda hep birlikte barış sürecinin inşa edilmesi için bütün güçlerin; demokrasi güçlerinin inisiyatif geliştirmesine ihtiyaç var. Buradan da bütün dünyaya mesajımızı demokrasi güçlerine çağrımızla birlikte bir kez daha vermiş olduk. Bütün dünyanın barışa ihtiyacı var. Kürt sorununun barışçıl çözüme ihtiyacı var. Ortadoğu’nun, Afrika’nın, Kafkasya’nın, Rusya’nın, Ukrayna’nın, her bölgenin barışa ihtiyacı var.”
