Bakan Tunç: Netanyahu kararı gecikmiş ancak olumlu bir karar Bakan Tunç: Netanyahu kararı gecikmiş ancak olumlu bir karar

Bildirgede, “İttifakın hedeflerinde değişime ve çıkar ortaklıklarında düzenlemelere gidilmiştir. ‘Normalleşme’ söylemleriyle yeni bir toparlanma sürecine girmeye çalıştıkları görülmektedir. ‘İyileştirme’ ve ‘normalleştirme’ politikaları, özü itibariyle kapitalist birikimin ve özel savaş rejiminin yeniden inşasından bağımsız değildir. Dolayısıyla bu girişim, AKP-MHP’nin temsil ettiği rejimi güçlendirici karaktere bürünmektedir” denildi.

Bildirgenin devamında ise şu ifadelere yer verildi:

“Dünya genelinde yaşanan otoriter ve faşist iktidarların gelişimine karşı kuşkusuz halkların özgür ve demokratik arayış ve mücadelesi devam etmektedir. Savaş ve işgal politikaları, esasen kapitalist modernitenin kendi geleceğini garantiye almasının tek çözüm yolu olarak dünya halklarına sunulmaktadır. Kuzey Suriye ve Federe Kurdistan Bölgesi’nde Türkiye’nin, Filistin’de İsrail’in, Ortadoğu’da İran, Rusya ve ABD’nin, Ukrayna’da Rusya ile diğer hegemonik güçlerin varlığı çıkar ve paylaşım çatışmalarının artmasına neden olmaktadır. Halklara yönelik soykırımlar, enerji nakil hatları ve silahlanma yarışı üzerinden artan gerilimler ve uluslararası dengeler içinde Türkiye’nin de etkin bir katılımcısı olduğu güç kazanma yarışı sürmektedir. Özellikle Ortadoğu’daki işgalci politikalar, iktidarlar tarafından sermaye kesimlerine refah ve rant; halklara ise açlık, yoksulluk ve sefalet olarak dönmektedir.

İktidarın her konuda ikili oynadığı dış politikası iflas etmiştir. ABD ile Rusya arasındaki güç dengelerinden faydalanma ve bölge devletlerinin zayıf ve çelişkili hallerinden nemalanma politikası sona gelmiştir. İçte ve dışta kurulan tüm ilişkilerin, yürütülen diplomasinin ve yapılan pazarlıkların tek amacı Kürt halkının inkarı, imhası ve kazanımlarının yok edilmesidir. 13 yıldır sürdürdüğü Suriye politikasında gelinen noktada Kürt karşıtlığı üzerinden Esad ile görüşme talebi bu durumun açık göstergesidir. Türkiye’nin Irak, Suriye ve İran gibi bölge devletleriyle ve emperyalist güçlerle kurduğu tüm ilişkiler Kürt halkının kazanımlarının yok edilmesi üzerinedir.”

Kaynak: Mezopotamya Ajansı