Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, "Sayın Bahçeli'nin açıklamaları çok önemli. Çünkü Sayın Bahçeli burada inisiyatif alırsa Türkiye bu işi rahat yürütür." dedi.
Davutoğlu, Saadet Partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir açıklamasında İsrail'in hedefinde Türkiye'nin olduğunu söylediğini dile getirdi.
Dünyada, Türkiye'nin doğrudan müdahil ya da taraf olması gerektiği birçok kriz alanı bulunduğunu anlatan Davutoğlu, "Sayın Erdoğan'ın dediği doğrudur, bir tehdit var. Ama bu tehdidi bir analiz, bir değerlendirme yaparak devlet stratejisi olarak mı tanımladınız yoksa Savunma Sanayi Fonu'na milletin kredi kartından 750 lira almak için mi yaptınız? Beni ilgilendiren soru bu." diye konuştu.
Davutoğlu, milli bekanın koruyucusunun toplumsal aidiyet bilinci olduğunu belirterek, bir ülkenin silahlı kuvvetleri ne kadar kuvvetli olursa olsun ortak aidiyet bilinci yoksa milli bekasının da olmayacağını ileri sürdü.
Türkiye'de 1970'li yıllarda sağ-sol ayrımıyla ideolojik, 1990'lı yıllarda etnik ve mezhebi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nden sonra da sistemik olarak bir kutuplaşma olduğunu savunan Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Bu kutuplaşmaya karşı, eğer dünya savaşa ve Türkiye'nin içinde hedef olarak gösterildiği bir yere gidiyorsa alınacak birinci tedbir toplumu kuvvetlendireceksin. Türk, Kürt, Sünni, Alevi, Müslim, gayrimüslim, laik, muhafazakar; bu ayrımların hepsini bir üst ayrı tanımlamayla aşacaksın. 'Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı şerefini taşıyan herkes mutlak anlamda eşittir, kanun önünde de ekonomik imkanlar ve fırsatlar açısından da her açıdan eşittir' diyeceksin."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, bu doğrultuda yasama döneminin ilk günlerine damgasını vuran jestleri olduğunu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın buna destek verdiğini belirten Davutoğlu, "Ya 'bu sorunları çözmeliyiz, yeni küresel savaş riskine karşı hazırlıklı girmeliyiz, içerideki yaraları kapatmalıyız' diyorlardır. Böyle diyorlarsa sonuna kadar arkasındayım. Doğru hesap edin ve milleti birleştirin, kutuplaştırmayın." ifadelerini kullandı.
Devlet Bahçeli'nin açıklamalarının çok önemli olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Çünkü Sayın Bahçeli burada inisiyatif alırsa Türkiye bu işi rahat yürütür. Sayın Bahçeli'nin inisiyatif aldığı bir süreç rahat yürür." dedi.
Davutoğlu, kimsenin kimseye korkuyla bakmaması ve herkesin kucaklaşması gerektiğini dile getirdi.
Yeni çözüm süreci tartışmalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Davutoğlu, "Sayın Bahçeli'nin yasama döneminin ilk günlerine damgasını vuran jestleriyle başlayan Sayın Erdoğan'ın da destek verdiği süreçte iki ihtimal var; ‘ya milli bir stratejik planlama vardır, bu sorunları çözmeliyiz ve yeni savaş riskine karşı hazırlıklı girmeliyiz, içerideki yaraları kapatmalıyız’ diyordur. Eğer böyle diyorlarsa sonuna kadar arkasındayım. Ya da aynen Öcalan'dan mektup alıp 2019 seçimlerine gittikleri gibi, sahte videolarla 2023 seçimleri öncesi hepimizi terörist ilan ettikleri gibi taktik bir manevra yapıyorlarsa sonuna kadar karşısında oluruz. Bu onlara da millete de bir fayda getirmez" dedi.
"İktidar, milli duyguları sömürerek ekonomik sorunu çözeceğini zannediyor"
Saadet Partisi Genel Başkanvekili Mahmut Arıkan, "savunma sanayisi" bahanesiyle vatandaşın cebine göz dikildiğini savunarak, "Her sıkıştığında milli ve manevi duyguları istismar etmekten çekinmeyen iktidar, milli duyguları sömürerek ekonomik sorunu çözeceğini zannediyor. Ama açık büyük. Ve milli duygularla toplanacak 750 lira bu açığı kapatmaya yetmeyecektir. Bugün 750 TL ile vatandaşın milli olup olmadığını ölçmeye kalkışan iktidar, 3 gün sonra 1000 lira ile milletimizin inancını ölçmeye kalkarsa şaşırmayız." dedi.
Sivil, dili ve içeriğiyle bugünü ve yarını kucaklayan, 85 milyonun tamamının "benim Anayasam" diyerek sahipleneceği bir metnin milletin takdirine sunulması gerektiğini belirten Arıkan, ancak önce mevcut Anayasa'ya riayet edilmesini, ardından da eksiklerinin tartışılmasını istedi.
Arıkan, son yıllarda adalete, hukukun üstünlüğüne zarar verildiğini ileri sürerek, "Mevcut Anayasa'ya uymadan, iktisadi göstergeleri düzeltmeden, toplumu esir alan şiddete son vermeden; yeni Anayasa üzerine konuşmak, havanda su dövmektir." diye konuştu.