Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Danıştay Başkanı Zeki Yiğit’i makamında ziyaret etti.
Özel, görüşme sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
"Diploma konusu ele alınmadı"
Özel, "Diploma konusu ele alınmadı. Henüz diploma iptali yok. O konuda biz de beklemedeyiz karar gelirse hemen itiraz edeceğiz" dedi.
Selçuk Kozağaçlı'nın yeniden tutuklanması
Tahliye edildikten sonra yeniden gözaltına alınıp tutuklanan Selçuk Kozağaçlı hakkında da konuşan Özel, şöyle konuştu:
"5 parası olmayan ailelere 5 kuruş talep etmeden o davayı Can Atalay ile birlikte götüren kişidir. Soma davasında çok doğru bir karar verilmişti. Yargıtay onamıştı. Birileri buna müdahale edip, 3 üyesini değiştirip Soma davasını bozdu. Soma davasından 2 kişi yatıyor. Bu ülkeyi yöneten akıl, vicdanları karşısına alı haksız kararlar veriyor. Selçuk Kozağaçlı bunu hak edecek hiç bir şey yapmadı. Dışarıda her suçlu elini kolunu sallayarak geziyor."
"Kurumun önemine işaret eden bir ziyarette bulunduk"
Özel'in açıklamalarından satır başları şöyle:
"Sayın Danıştay Başkanımıza, Sayın Zeki Yiğit'e, gecikmiş bir nezaket ziyaretinde bulunduk. Malum, Anayasa Mahkemesi Başkanımızı, Yargıtay Başkanımızı ziyaret etmiştik ancak Türkiye'nin olağanüstü gündemi ve hep birlikte yakından takip ettiğiniz olağandışı yoğunluktan dolayı bu ziyaretimiz gecikmişti. Sayın Başkanı ziyaret ettik.
Heyetimizdeki her 3 kişi de hukuk fakültesi mezunu. Sayın Başkanın meslektaşları. Yüksek yargı, yüksek yargıya Türkiye'de yargı güvenliğine, hukuki ilerleyebilir. duyulan yüksek ihtiyaç ve kişilerin değil, kurumların öneminin merkezde olduğu bu duygularla yapılmış bir ziyarettir.
Danıştay, dünyada yüksek idari yargı kurumları açısından Fransa'daki eşdeğeriyle birlikte en eski, en köklü, geleneği en kuvvetli olan yüksek yargı kurumlarından bir tanesidir. O anlamda kurumun tarihine, kurumun kültürüne, kurumun varlığına, kurumun önemine işaret eden bir ziyarette bulunduk.
"İmamoğlu'nun diploması iptal edileli 1 ay oldu"
Sayın Başkana göstermiş olduğu ev sahipliğinden dolayı yürekten teşekkür ediyorum. Bu görüşme, Sayın Danıştay Başkanımızla sıcak tartışmaların ya da yargının konusu olmuş konuların değerlendirileceği bir görüşme olarak biz bunu ele almadık. Bu doğru da olmaz. Ancak tabii bugün diplomanın iptalinin 1. ayı dolmuştur ve bu konuda biz halen daha bekliyoruz.
"Şu anda diploma iptal edilmedi"
Çünkü şu anda diploma iptal edilmedi. Diploma'yı iptal ettiklerini söylediler ancak bunu tebliğ etmediler. Tebliğ ettiklerinde saatler içinde, günler içinde bu hukuksuz işlemin iptali için idari yargı mercilerine başvuruda bulunacağız. Ancak bu diploma verilen kurum tarafından iptal edilebilecekken işin özüne girip de 35 yıl önce verilmiş bir gazete ilanına uygun yapılan başvuruyu 31 yıl önce verilen diplomayı o diplomanın sahibi kişilerin o diplomalarıyla 31 yıldır mesleklerini, görevlerini icra ettiklerini ve bunların ikincil, üçüncül sonuçlar doğurabileceği kısmına hiç girmiyorum.
Örneğin aynı anda diploma alan ve iptal edilen bir kişi, bir değerli hocamız Galatasaray Üniversitesi İşletme Fakültesi'nde ve Sorbonne Üniversitesi'nden doktoralı olarak öğrenci mezun ediyor. Bu sefer onun mezun ettiği öğrencilerin diplomaları sorgulanmaya başlanır.
Bu içeriğe hiç girmeden sadece şekil yönünden baktığınızda veren kurum iptal edebilecekken o kurumun iptal etmeyeceğini anlayıp çarşamba günü öğlen ele alınacakken bu görüşme, salı günü akşam iftar vaktinde İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu, o diplomayı veren kurumdan başka bir kurum ve senatoda değil, bir yönetim kurulu gayet de siyasi şekilde şekillendirilmiş bir kurumun yaptığı bir iptalden bahsediyoruz.
"Yaptıkları iş o kadar özürlü, o kadar sorunlu ki"
Yaptıkları iş o kadar özürlü, o kadar sorunlu ki o kadar sorunlu ki bunu yazıp da tebliğ edemiyorlar. Öyle bir noktadayız ki tebliğ edeceksin ki ben buna karşı hukuk devletinde hakkımı arayacağım. Bunu yapamıyorlar. Tabii bunun tam 1. ayındayız bugün burada ve Danıştay, Türkiye'de idari yargının tepesi. Ancak Sayın Başkanla bu konu özelinde bu konuya özel bir şey konuştuğumuzu söyleyemem. Böyle bir durum yok ama meselenin sorunuzun benim tarafımdan verilen cevabı budur.
"Selçuk Kozağaçlı bunu hak edecek hiçbir şey yapmadı"
Selçuk Kozağaçlı Manisa Soma davasında 301 evladımız hayatını kaybetmişken 5 parası olmayan ailelere 5 kuruş talep etmeden o davayı Can Atalay ile birlikte götüren kişidir. Bakın Türkiye'nin en iyi ceza avukatları en pahalı ciplerine bindiler, geldiler. Oralarda çeşitli şeyler konuştular. 1 kuruş talep etmeden 1 kuruş talep etmeden o davayı Can Atalay'la birlikte götüren kişidir. O yüzden biz kendisinden Soma'daki mağdurlar olarak ve bu meseleye yüreği yananlar olarak razıyız. Soma davasında önce çok doğru bir karar verilmişti. Sonra Yargıtay'daki Yargıtay, bunu 5-0'la onamıştı. Yargıtay'daki o daireye müdahale edip 3 üyesini değiştirip yeniden itiraz edip bu sefer 3'e 2 Soma davasını bozdular ve hepimizin yüreğini sızlatan o karar çıktı.
Öldürdükleri kişi başına 5 gün yattılar, çıktılar ve kurtuldular. Soma davasından şu anda içeride olan kimse yok. O geceyi hatırlayın. 'Unutursak yüreğimiz kurusun' deyip 1 ay ağladı herkes televizyonları başında ama 2 kişi yatıyor Soma davasından. İki tane cabbar, cevval avukat: Selçuk Kozağaçlı'yla Can Atalay. Selçuk Bey, 8 yıl tutukluluğun üstüne serbest kaldı çünkü artık infaz kanununa göre zaten 5 aydan fazla yatırmışlardı ancak buna dahi itiraz ettiler. Şimdi o kalan süreyi yatırmaya çalışıyor birileri."