Özel Haber: DENİZ DALGIÇ
Damızlık Horoz Derneği Başkanı Hikmet Nauç, Türkiye’de horoz müsabakalarının yasallaşması gerektiğini belirterek, “Türkiye’de horoz dövüşü olarak biliniyor. Biz dövüşe karşıyız. Dövüş ölümcüldür, orantısızdır. Dövüşte yaş, boy, kilo, zaman dilimi yoktur. Müsabaka ise boks maçlarında olduğu gibi korunaklı, ölümcül olmayan belli bir saat ve saat biriminde yapılan etkinliktir. Sporla dövüş arasındaki fark budur. Biz bunu hayvan sporu kategorisine sokmayı amaçlıyoruz” dedi. Hayvan sporları yasaklanırsa hayvancılığın gerileyeceğini söyleyen Nauç, “Hayvan sporları serbest bırakılırsa veteriner hizmetleri, yem ve ilaç hizmetleri çoğalır. Turnuvalar sayesinde toplum sosyalleşir, ekonomi canlanır” diye konuştu.
“Testler sonucu Türk asil horozları müsabaka hayvanı olarak kabul edildi”
Damızlık Horoz Derneği Başkanı Hikmet Nauç, horoz müsabakalarının hayvan sporları kategorisine dahil edilmesi gerektiğini ELİPS HABER’e anlattı. Horoz müsabakalarının yasallaşması taleplerinin devam ettiğini belirten Nauç, “Horoz müsabakalarının yasalaştırılması talebimiz devam ediyor. Bir altyapı çalışması olmadan hiçbir şey olmuyor. Develerde ve atlarda ve kangal köpeklerinde olduğu gibi bir alt yapı çalışması yapılmalı. Biz önce bu horozlardan DNA testi, kan gibi tüm örnekleri alarak Türkiye’ye ait olduğunu tespit ettik. Ankara Üniversitesi Türk asil horozlarını müsabaka hayvanı olarak kabul etti. Ayrıca Avrupa'da bilimsel bir dergide de yayınlandı. Şimdi bir dosya çalışması yapıyoruz. İlerleyen günlerde Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü’ne (TAGEM) gidip başvuruda bulunacağım. Bu hayvanları tescil ettireceğim. Bu ırkın Türk ırkı olduğunu kabul edip Türkiye Cumhuriyeti envanterine girmesini sağlamayı amaçlıyoruz. Bu Osmanlı döneminden kalan kültürel bir mirastır” ifadelerini kullandı.
“Spor ve dövüş birbirinden farklı: Dövüş ölümcüldür ve orantısızdır”
Türkiye’de söz konusu müsabakaların ‘horoz dövüşü’ olarak bilindiğini anlatan Nauç, “Biz dövüşe karşıyız. Çünkü dövüş ölümcüldür, orantısızdır. Dövüşte yaş, boy, kilo, zaman dilimi yoktur. Müsabaka ise boks maçlarında olduğu gibi korunaklı, ölümcül olmayan belli bir saat ve saat biriminde yapılan etkinliktir. Sporla dövüş arasındaki fark budur. Biz bunu hayvan sporu kategorisine sokmayı amaçlıyoruz” dedi. TAGEM’e tescil başvurularından olumlu sonuç beklediklerini kaydeden Nauç, “Ankara Üniversitesi’nde Zootekni bölümü var. Biz ırk bilimleri bölümüyle beraber çalışıyoruz ve önemli başarılar elde ettik. Yapacağımız başvurudan olumlu sonuç bekliyorum. Çünkü siviller üniversite kararlarını, raporlarını takip etmek zorundalar. Türkiye dünyanın gerisinde kalıyor. Bu dünyanın birçok ülkesinde serbest ” diye konuştu.
“Horoz müsabakalarının hayvan sporları kategorisine alınmalı”
Nauç, horoz müsabakalarına birtakım kurallar eklenerek hayvan sporları kategorisine alınması gerektiğini vurgulayarak, “Biz bunu hayvan sporları kategorisine sokup, dünyada olduğu gibi, at yarışlarında olduğu gibi serbest olmasını istiyoruz. Ama bu Türkiye'de yapılırken ortak bir iç yönetmelik gerekir. Müsabaka iç yönetmeliği benim şubelerimde var. Fakat şubem olmayan yerlerde çok vahşice dövüşler yapılmakta, onlara ben de karşıyım. Biz bunu disipline ederek, kurallar koyarak, bir hakem kontrolünde bir spora dönüştürmek istiyoruz. Zaten Türkiye’de yapılan horoz müsabakaları ölümcül değil. Hayvan haklarına en saygılı horoz müsabakaları Türkiye’de yapılıyor. Biz kart ve yavru olarak hayvanları ayırıyoruz. Başka ülkelerde bıçak, jilet, neşter, çivi gibi kesici aletler kullanılıyor. Buna karşıyız. Biz Türkiye’de bunun yasal bir statüye kavuşması için çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
Horozların içgüdüsel olarak buna yatkın olduğunu anlatan Nauç, “Bu içgüdüsel olarak yapılmaktadır. Türk asil horozları 8 yumurta yeter. Bunlar bir kuş türüdür. Bunun yarısı çıkar, yarısı çıkmaz. Çok zor yetiştirilen kuş türüdür. Bu hayvana eti, sütü için bakılmaz. Zaten Ankara Üniversitesi’nin hazırlamış olduğu raporda da bu belirtilmiştir” dedi.
“Hayvan sporları serbest bırakılırsa veteriner hizmetleri, yem ve ilaç hizmetleri çoğalır”
Türkiye’de hayvan üretimini teşvik eden maddelerin yetersiz olduğunu savunan Nauç, sözlerini şöyle tamamladı:
“Türkiye’de Hayvanları Koruma Kanunu’nda hayvan üretimine teşvik eden bir tane madde yok. Hep yasak ve cezalar var. Hayvan sporları ve hayvan yarışları, hayvancılığın olmazsa olmazlarındandır. Görev yaptırılmayan hayvan kendiliğinden yok olur. Türkiye'nin biyolojik zenginliklerinden bir tanesi yok olmuş olur. Dolayısıyla bunları engellemekten ziyade teşvik etmek lazım. Hayvan sporları yasaklanırsa hayvancılık geriler. Hayvan sporları serbest bırakılırsa veteriner hizmetleri, yem ve ilaç hizmetleri çoğalır. Turnuvalar sayesinde toplum sosyalleşir, ekonomi canlanır.”