Toprak Mahsulleri Ofisi’nin, 2024 yılı ekmeklik buğday için ton başına 9 bin 250 TL, makarnalık buğday için 10 bin TL taban fiyat açıklaması üreticilerde hayal kırıklığı yarattı.
TMO geçen yıl tarihinin en yüksek alımını yaparak üreticilerden 13,1 milyon ton hububat aldı. 2024 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nda açıklanan rakama göre; TMO bu yıl sadece 3,5 milyon ton alım yapacak. Bu yıl buğday rekoltesinin ise 21 milyon ton civarında olması bekleniyor. TMO'nun 3,5 milyon ton alım miktarı nedeniyle üreticiler mahsüllerini serbest piyasaya satmak zorunda kalacak.
TMO, mahsülünü teslim eden üreticilere ödemeyi 45 gün sonra yapacak.
Destek ödemeleri 6 ay ile bir yıl içinde yapılacak
Çiftçi, bir yandan açıklanan taban fiyatları nedeniyle mağdur olduğunu belirtirken, diğer yandan da ton başına verilen destek primi ödemelerinin geç yapılmasından yakınıyor. Çiftçilere, buğday için ton başına bin 750 lira, arpa için de 750 lira destek ödemesi yapılıyor.
Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü Ahmet Güldal, üreticilere destek ve fark ödemeleriyle ekmeklik buğday alım fiyatının yaklaşık 359 dolara denk geldiğini dünya piyasalarına göre daha fazla olduğunu belirtse de üreticiye buğday için bin 750 TL/Ton, arpa için 750 TL/Tona kadar verilen fark ödemesi desteğini çiftçi 6 ay ile 1 yıl içerisinde alabilecek. Çiftçiye verilen destek bu zaman sürecinde enflasyona yenik düşecek.
Üretimde girdi maliyetleri her geçen yıl katlanarak artmaya devam ederken Tarım Kredi Kooperatifi’ne göre girdi kalemleri şöyle:
"Mazotun litresi 21,5 TL iken bu yıl 43 TL oldu, yani yüzde 108 bir artış oldu.
Taban gübrenin tonu 8 bin TL iken bu yıl 13 bin 500 TL'ye çıktı. Üst gübre olan ÜRE ise 9 bin TL’den 14 bin TL’ye çıkarak yüzde 45 arttı.
Tarımda kullanılan zirai ilaçta yüzde 80 arttı.
"Tarım işçisinin geçen yıl yevmiyesi 500 TL iken bu yıl bin ile bin 500 TL arasında”
Buğday üretiminin önemli merkezlerinden Diyarbakır ve Şanlıurfa'da hasat dönemi başladı. Diyarbakır Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu ve Hilvan Ziraat Odası Başkanı Hikmet İpar ANKA Haber Ajansı'na konuştu.
Diyarbakır"çiftçinin telefonlarına cevap verecek yüzümüz yok"
Diyarbakır Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu, "Bir yıl içerisinde mazotun yüzde 108 arttığı, gübrenin yüzde 45 arttığı bir ortamda buğday taban fiyatına sadece yüzde 12 gibi fiyat artışı yapılmasına tepki gösteriyoruz. Önümüzde bir seçim olsaydı buğday fiyatını Cumhurbaşkanı kendisi en az 12-13 bin TL açıklardı. Şimdi seçim olmadığı için kimseye ihtiyaçları yok. Açıklanan taban fiyat çiftçinin maliyeti bile değil. Bizim yaptığımız maliyetler 10 lira 87 kuruş, verilen fiyat 10 lira 25 kuruş. Artık çiftçinin telefonlarına cevap verecek yüzümüz yok. Verilen destekler bir yıl sonra veriliyor.
"Destekleme enflasyonla yok oluyor"
Hilvan Ziraat Odası Başkanı Hikmet İpar ise, üreticilerden şikayet telefonları aldıklarını belirterek, "Daha önceki yıllara göre kıyasladığımızda buğday fiyatlarında yüzde 11'lik bir artış arpa fiyatlarında ise yüzde 3'lük bir artış göstermiştir. Desteklemede 1 lira 75 kuruş fiyat açıklandı. Yüzde 75 gibi destekleme artışı görünüyorsa da biz bu desteklemeyi bir yıl sonra aldığımız için TÜİK verilerine göre olan yüzde 75'lik enflasyonu da düşündüğümüz zaman önümüzdeki sene alacağımız bu destekleme yine 1 TL değerinde olacak. Çiftçilerimiz gerçekten çok mağdur durumda. Çiftçilerimizden şikayet telefonları alıyoruz. Cumhurbaşkanımızdan fiyatların revize edilmesini istiyoruz" dedi.
Çiftçi İyilik: "Üretmemizi istemiyorsanız söyleyin biz de ekmeyelim"
Konyalı üretici Hacı İyilik, buğday ekili tarlasını göstererek, "Bu tarlaya sermaye bağladım, risk aldım emek verdim. Bana verilen değer arpada yüzde 3 buğdayda ise yüzde 11. Ben paramı buraya bağlamasaydım da faize, bankaya koysaydım yüzde 60 oranında param değer kazanırdı. Bu fiyatlar üreticiye verilen bir ceza. Bizim üretmemizi istemiyorsanız söyleyin biz de ekmeyelim. Türkiye şartlarında üretim yaptırıp Avrupa şartlarında fiyat vermek olmaz. Buğdaydaki maliyetimiz 11 TL civarında ama buğdaya verilen fiyat 9 lira bu adalet değil. Bu riskin en büyüğü her an dolu yağabilir benim hasatıma 20 gün kaldı. Dolu yağdığı zaman bütün emeğimi sıfırla düşürecek" diye konuştu.