Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, gazetecilere gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Kalın, İstanbul’da 5 Mayıs’ta yapılacak olan tahıl koridorunun devamı konusunda görüşmeler yapılacak olan toplantının önemine değinerek, “Çünkü olumlu bir katkı yapılmazsa 18 Mayıs'ta tahıl sevkiyatı durabilir. Ruslar bu konuda beklentilerinin karşılanmadığını ileri sürerek bunu tek taraflı durdurabilirler. Bu da gıda sevkiyatı konusunda çok ciddi sıkıntıya yol açar." dedi.

Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Başkanvekili İbrahim Kalın'ın da katılımıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde "Cumhurbaşkanlığı Politika Kurulları Faaliyetler ve Hedefler Kitabı Tanıtım Programı" düzenlendi.

Kalın'ın açılış konuşmasının ardından kurulların başkanvekilleri gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Kurulması planlanan Afet Yönetimi Politikaları Kuruluna ilişkin soru üzerine Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, kurulun oluşturulmasına yönelik çalışmanın tamamlanması talimatı verdiğini ancak henüz kurul üyelerinin atanmadığını söyledi.

Kalın, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın, tahıl koridoruyla ilgili Türkiye, Rusya ve Ukrayna temsilcilerinin katılımıyla 5 Mayıs'ta İstanbul'da yapacaklarını açıkladığı toplantıdan beklentilerinin ne olduğuyla ilgili soru sonrası tahıl sevkiyatı anlaşmasının yeni uzatım süresinin 18 Mayıs'ta sona erdiğini anımsattı.

Rusya'nın bu konu kapsamında lojistik, sigorta ve liman hizmetleriyle ilgili birtakım talepleri olduğuna değinen Kalın, Ukrayna limanları üzerinden gübrenin ham maddesi amonyakın sevkiyatıyla ilgili bir tartışmanın devam ettiğini ve Türkiye olarak bunu sonuçlandırmaya çabaladıklarını bildirdi.

"Gıda sevkiyatı konusunda çok ciddi sıkıntıya yol açar"

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, şöyle devam etti:

"Esir mübadelesi, amonyak ve gübrenin sevkiyatıyla ilgili konuda bir çözüm olursa bu da bu anlaşmanın bir parçası olarak hayata geçirilecek. 5 Mayıs'ta yapılacak toplantı bu açıdan son derece önemli. Çünkü olumlu bir katkı yapılmazsa 18 Mayıs'ta tahıl sevkiyatı durabilir. Ruslar bu konuda kendilerince haklı olarak, beklentilerinin karşılanmadığını ileri sürerek bunu tek taraflı durdurabilirler. Bu da gıda sevkiyatı konusunda çok ciddi sıkıntıya yol açar. Özellikle yaz aylarına doğru ilerlediğimiz şu dönemde bunlar çok kritik karar. Şu ana kadar bu tahıl sevkiyatı kapsamında 20 küsur milyon tona yakın tahıl dünya piyasalarına ulaştırıldı. Bunun olmadığını varsayın, bir yıl içinde bu tahılın gitmediğini düşünün, bu dünya piyasalarının yüzde 10-15'ine tekabül ediyor. Fiyatları yüzde 40-50-60, belki yüzde 100 civarında artıracak bir etkiye sahip olabilirdi. Biz bunu diplomatik girişim sayesinde engelledik."

Türkiye, Ukrayna, Rusya ve Birleşmiş Milletler'in (BM) katılımıyla 5 Mayıs'ta yapılacak toplantıya ilişkin konuşan Kalın, 18 Mayıs'a varmadan bu lojistik ve pratik sorunlar ile amonyak, gübre ve esir mübadelesi denklemini çözebilecek formül üretmeye çalıştıklarını ifade etti.

Suriye ile normalleşme toplantılarına ilişkin soru üzerine Kalın, süreci devam ettireceklerini belirterek terörle mücadele açısından PKK ve iltisaklı gruplara karşı net bir tavrın sergilenmesini, mültecilerin güvenli, onurlu ve gönüllü şekilde ülkelerine dönmelerinin Suriye tarafından sağlanmasını ve siyasi sürecin ilerletilmesini beklediklerini söyledi.

Bu konularla ilgili müzakerelerin devam ettiğini anlatan Kalın, sürecin yeni olduğunu ve hemen bir sonuç beklememek gerektiğini dile getirdi.

"Süreci olumlu etkilemesini değerlendirmek hayalperestlik olur"

Kalın, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun, Ermenistan'a Türk hava sahasının kapatıldığını açıkladığının hatırlatılması ve bunun iki ülke arasındaki normalleşme sürecini nasıl etkileyeceği sorusu üzerine şu değerlendirmede bulundu:

"Erivan'da açılan 'Nemesis Anıtı'na tepki vermememiz söz konusu olamazdı elbette. Ermenistan için bir testti aslında bu. Bu süreç Karabağ Zaferi sonrası yürütülen barış müzakereleri, Ermenistan ile başlattığımız normalleşme süreci, bunlar bölgesel barış ve istikrara katkı sağlamayı hedefleyen temel adımlardır. Bütün bunları adeta kenara koyarcasına böyle bir anıtın açılması, Türkiye'nin tarihi hafızasını hedef alan, bizi işlemediğimiz bir suçla, soykırımla itham eden bir faaliyetin, eylemin tabii ki karşılıksız kalması beklenemezdi. Bunun elbette hava sahasının kapatılması gibi böyle sonuçları olur. Süreci olumlu etkilemesini değerlendirmek hayalperestlik olur. Umarım bu konuda Ermenistan tarafı da gerekli değerlendirmeleri yapar."

Ermenistan'ın konuyla ilgili "Merkezi yönetimin değil Erivan Belediyesinin tasarrufuydu." şeklinde izahatta bulunduğuna işaret eden Kalın, "Merkezi yönetim eğer bu konuda farklı bir tutum içerisindeyse, bundan namemnun ise o zaman bu konuda bir tutum sergilemesi de açıkçası önemli olabilir diye düşünüyorum. Bu onların takdiri, kararı. Onlar adına bir şey söyleyemem." dedi.

Kalın, Azerbaycan ile Ermenistan arasında kalıcı barışın sağlanması çalışmalarına Türkiye olarak destek vermeye devam edeceklerini aktararak, karşılarına "Nemesis Anıtı" gibi olayların çıkarılmasının sürece katkı vermeyeceğini ifade etti.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in tahıl koridoru anlaşması kapsamında yapılacak ödemelerde Türk bankalarından yararlanılması teklifiyle ilgili Kalın, bununla ilgili Türk bankalarının teknik değerlendirmesinin devam ettiğini ancak Rusya ile ilgili yaptırımlar bağlamında çok olumlu ve hızlı mesafe alınmasının çok kolay olmadığını düşündüğünü dile getirdi.

"İsveç ne kadar somut iş ortaya koyabilirse süreç o kadar hızlı ilerler"

Kalın, NATO'ya üyelik başvurusunda bulunan İsveç'te 1 Haziran'da yürürlüğe girecek terörle mücadele kanununun süreci nasıl etkileyeceğiyle ilgili soru üzerine yine üçlü olarak haziran ayında toplantı yapmayı planladıklarını söyledi.

İsveç'in NATO'ya üye olmasından sonra da üçlü mekanizmanın devam edeceğini bildiren Kalın, "Bir sonraki toplantıyı haziran gibi planlamamızın sebebi, 1 Haziran'da devreye girecek olan terörle mücadele yasası. Bu konuda İsveç ne kadar hızlı hareket edebilir, ne kadar somut iş ortaya koyabilirse süreç o kadar hızlı ilerler. Biz bu ilkesel tutumumuzu aynen devam ettiriyoruz." ifadelerini kullandı.

İsveç adına müzakereleri yürüten mevkidaşıyla sürekli temas halinde olduğunu anlatan Kalın, "Onların beklentisi de '1 Haziran'da bu yasa devreye girsin ve uygulamalarını size gösterelim, ondan sonra tekrar süreci canlandıralım' şeklinde. Biz de bu konuda mutabık kaldık. Zaten bu arada bizim seçim sürecimiz var. Bunu tamamladıktan sonra İsveç ile tekrar oturacağız, haziranın ikinci, üçüncü haftası gibi muhtemelen tekrar bir araya gelme durumumuz olur." dedi.

Çıkacak yasanın önemine işaret eden Kalın, "Ama biz hala İsveç tarafının sadece hukuki değil idari anlamda da atabileceği bazı adımlar olduğunun, genel iklimin artık bu tür terör örgütlerinin İsveç'te faaliyet göstermesine imkan vermeyecek hale getirilmesinin son derece önemli olduğunun altını çiziyoruz. Kendileri de bunun farkındalar, sürece ihtiyaçları olduğunu söylüyorlar. Biz de 'peki' dedik." diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin restorasyonu çalışmalarına politika kurullarının desteği

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin değişen ihtiyaçlara göre restore edileceğini açıklamasının hatırlatılması ve politika kurullarının bu konuyla ilgili bir çalışmalarının olup olmadığıyla ilgili soru üzerine Kalın, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın bununla ilgili kapsamlı bir çalışma yaparak Cumhurbaşkanı Erdoğan'a arz ettiğini söyledi.

Çalışmanın, yeni hükümet sisteminin ihtiyaçlara cevap veren yapısını da teyit ettiğini kaydeden Kalın, "Şu anda bununla ilgili verilmiş bir karar yok ama benim tahminim, belli aralıklarla bu tür revizyonlar, değerlendirmeler yapılacak. Fuat Bey'in yaptığı o çalışma, onun kurumlara ve hükümet sistemine yansıtılması, önümüzdeki dönemde inşallah seçimlerden sonra çalışmalarımızın önemli bir parçası olacak. Biz de kurullar olarak Fuat Bey'in o çalışmasına katkı verdik." dedi.

Diğer kurul başkanvekilleri de kurullarının çalışmaları hakkında bilgi verdi.

Programda, Cumhurbaşkanlığı Bilim, Teknoloji ve Yenilik Politikaları Kurulu Başkanvekili Prof. Dr. Hasan Mandal, Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu Başkanvekili Yavuz Atar, Ekonomi Politikaları Kurulu Başkanvekili Gülsüm Azeri, Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu Başkanvekili Prof. Dr. Serkan Topaloğlu, Sosyal Politikalar Kurulu Başkanvekili Prof. Dr. Vedat Işıkhan ve Yerel Yönetim Politikaları Kurulu Başkanvekili Prof. Dr. Şükrü Karatepe ile kurulların üyeleri yer aldı.

Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu Başkanvekili Prof. Dr. İskender Pala'nın yerine Kurul Üyesi ve Cumhurbaşkanı Danışmanı Hümeyra Şahin Oktay katıldı.