Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kütahya mitinginde halka hitap etti.  Miting alanında 35 bin vatandaşın olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kütahya’yı özlemişiz, Kütahya’da bizi özlemiş. Kütahya’ya hangi unvanı versek, hangi hizmeti yapsak yakışır. Sizlere mayıs ayındaki seçim sonuçları için teşekkür borcumuz var. Cumhur ittifakına verdiğini yüzde 68 ve Cumhurbaşkanlığında şahsıma verdiğiniz yüzde 70 destek için sizlere şükranlarımı sunuyorum. 31 Martta da aynı oranları vermeye hazır mıyız? Rabbim tüm Kütahyalı kardeşlerimden razı olsun" dedi.

Erdoğan, "Ülkemizin güvenliğine, hedeflerine göz dikenlere asla fırsat vermeyeceğiz. Bu millet tarihine, inancına saldıranlara, sırtını terör örgütüne dayayanlara en güzel dersi sandıklarda verdi" ifadelerini kullandı.

"Emekli maaşı yeterli değil"

16 milyon emeklinin merakla beklediği seyyanen zam konusuna değinen Erdoğan, "En düşüğü 10 bin lira olan emekli maaşı ömrünü kendisinin ve ailesinin geçimi için harcamış vatandaşlarımız için yeterli mi? Elbette değil. Emekli maaşlarını arzu ettiğimiz düzeye nasıl yükselteceğiz? Devlet ve millet olarak daha fazla çalışacak, daha çok gelir elde edecek ortaya çıkan kazançtan da emeklilerimize hakkettikleri parayı vereceğiz" diye konuştu.

"2024’te tek çivi çakmasak bile bu gideri karşılamaya yetmiyor"

Erdoğan, şöyle devam etti: "Birileri çıkıyor emekli maaşlarına 7 bin lira, 10 bin lira seyyanen ekleyelim diyerek kendi akıllarınca emeklilerimizi tahrik ediyor. Bakınız bizim ülkemizde hali hazırda 16 milyon emeklimiz var. Emekli maaşlarına 7 bin lira eklemek demek bütçeden yaklaşık 1,4 trilyon liralık 10 bin lira eklemek demek 1,9 trilyon liralık bir kaynağı buraya aktarmak demektir. Dikkat ediniz mevcut maaşların tutarından söz etmiyorum sadece 7 bin lira veya 10 bin lira olarak ifade edilen ek artışın maliyetini anlatıyorum. 2024 yılı boyunca ülkemizde tek çivi çakmasak tüm yatırım bütçesini buraya aktarsak bile bu gideri karşılamaya yetmiyor.

"Seyyanen artışların emekli maaşları arasında yol açtığı adaletsizliğinde farkındayız"

Aynı şekilde deprem harcamalarının tamamını bu iş için kullansak yine yeterli gelmiyor. Eğitime, sağlığa tek kuruş harcamadan her birinin tüm bütçesini buraya aktarsak ucu ucuna ya kurtarıyor ya kurtarmıyor. Askeriyle polisiyle, eğitimcisiyle, sağlıkçısıyla velhasıl tüm memuru ve işçisiyle devletin çalışanlarının yarısından fazlasına maaşlarını vermesek o zaman belki bu ilave gideri karşılayabiliriz. Altını tekrar çizerek ifade ediyorum, burada konuştuğumuz emeklilerimizin mevcut maaşlarının maliyeti değil yapılması istenen ilave artışların tutarıdır. Ayrıca seyyanen artışların emekli maaşları arasında yol açtığı adaletsizliğinde farkındayız."

“Gönlümüz vatandaşlarımızın hayatlarını daha iyi şartlarda sürdürmesini istiyor”

Kütahya’da, yaklaşık 160 bin emeklinin yaşadığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları kaydetti: “Ülkemiz; Gezi olaylarından beri süren, 15 Temmuz’la daha da keskinleşen, 2018’den itibaren iyice alenileşen bölgesel ve küresel krizlerle daha da derinleşen sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Hamdolsun, önümüze hangi badire çıkarsa çıksın, ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık.”

“Dengeyi tutturamazsanız siyasi, sosyal ve ekonomik çalkantıların pençesine düşmeniz kaçınılmazdır”

Bu arada ciddi bedeller de ödediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Millî birliğimize yönelik saldırıları bertaraf ederken; yeri geldi darbecilere karşı canımız pahasına direndik, yeri geldi sınırlarımıza dayanan teröristlerle boğuştuk. Cudi dağında onları mağaralara gömdük, Tendürek’te gömdük, Bestler Deresi’nde gömdük, Gabar’da gömdük ve Türkiye’de kendilerine yer bulamadılar. Hiç şüphesiz hayat pahalılığıyla da mücadele ettik, en çok etkilediği kesimlerin başında emeklilerimiz vardır. Her ne kadar, emekli maaşlarını bizden önceki dönemlerle kıyas edilemeyecek seviyelere çıkarmış olsak da gönlümüz vatandaşlarımızın hayatlarını daha iyi şartlarda sürdürmesini istiyor” diye konuştu.

“Ekonomi dediğiniz olay, diğer boyutlarının ötesinde hesap-kitap işidir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Devletin gelirleri ve giderleri arasındaki dengeyi tutturamazsanız, tıpkı 1970’lerde ve 1990’larda olduğu gibi, siyasi, sosyal ve ekonomik çalkantıların pençesine düşmeniz kaçınılmazdır. Türkiye, kimi ülkelerin sahip olduğu gibi, karşılıksız elde ettiği gelir kaynaklarına sahip değildir. Biz, harcadığımız her kuruşu, devleti ve milletiyle birlikte çalışıp kazanmak mecburiyetindeyiz”

Kaynak: Haber Merkezi