Özel Haber: Şevval Dalgıç

Türkiye'de 2023 yılında boşanan 171 bin 881 çiftten, 165 bin 51'i geçimsizlik nedeniyle birbirinden ayrıldı. Çiftlerin 31 bin 980'i evliliğinde 20 yılı geride bırakırken, 5 bin 126 çift ise 1 yıl dolmadan boşandı. Boşanma oranları ile ilgili Uzm. Psk. Dan. M. Berat Börklü, Elips Haber’e konuştu.

“TÜİK verilerini incelediğimizde geçimsizliğin en yüksek oranda evliliği bitirdiğini görüyoruz”

TÜİK verilerine göre 1 yılı doldurmadan boşanan çift sayısı 2023 yılında 5 bin 126 kişi. Konunun uzmanı olarak boşanmaların en büyük sebebi sizce nedir?

İlişki dinamik bir süreçtir ve ilişkilerin bitmesine neden olan birçok neden olabilmektedir. Bunlara örnek zayıf iletişim yani ilişkilerdeki çatışmalar, finansal problemler, evliliğe bağlılıkta eksiklik, önceliklerde değişmeler, aldatma, ortak ilgi oluşturamamak örnek gösterilebilir. TÜİK verilerini incelediğimizde geçimsizliğin en yüksek oranda evliliği bitirdiğini görüyoruz. Geçimsizliğe neden olanda ilişkilerdeki çatışmalardan kaynaklanır. Benimde ekol olarak benimsediğim Gottman çift terapisi ilişkilerin bitmesine yol açabilecek çatışmaları körükleyen dört temel davranış biçimini ortaya koymuştur. Bunları da Mahşerin 4 Atlısı olarak tanımlamıştır. Bu davranış biçimleri aşağılama, eleştiri, sürekli savunma halinde olma ve duvar örmedir.

- Aşağılama: İlişkilerde olmaması gereken en olumsuz davranış biçimlerinden biridir. Eşlerden birinin kendisini diğerinden üstün görmesi ve diğerini küçümsemesi durumudur. Böyle bir ilişki biçiminde çatışma da kaçınılmaz olacaktır. Aşağılama ifadeleri içerisinde tiksinme mesajları da bulundurduğundan dolayı sorunların çözülmesi imkânsız hal alacak ve ilişkinin bitmesine yol açacaktır.

Örneğin; “Çok beceriksizsin.” “Ben sana söylemiştim.” “Bu yaptığın tam bir aptallık.” vb. kişiliğe yönelik suçlamalar aşağılama içerir.

Mutlu bir ilişkide olması gereken ise aşağılama yerine takdir etme ve saygı duymadır.

- Eleştiri: Eleştiri karaktere ve kişiliğe yönelik olumsuz ifadelerdir. Çiftler arasında şikâyetlerin olması kaçınılmazdır; ancak şikâyet ve eleştiri sıklıkla birbirleriyle karıştırılan kavramlardır.

Örneğin; “Sürekli kendin hakkında konuşmandan bıktım, ne kadar bencilsin.” ifadesi eleştiriyken; “Sen sürekli kendin hakkında konuştuğunda ve nasıl olduğumu sormadığında kendimi önemsiz hissediyorum, lütfen bu konuda daha dikkatli olur musun?” şikâyettir. Mutlu bir ilişkide olması gereken ise “sen” ifadesiyle eleştiride bulunmak yerine “ben” dilini kullanmak ve duyguları ifade etmektir.

- Sürekli savunma halinde olma: İlişkinin bitmesine neden olan bir diğer davranış biçimi ise çiftlerin karşı tarafı anlamaya çalışmadan sürekli kendini savunmasıdır. Savunmada en belirgin özellik karşı tarafın söylediklerini duymamaktır. Çiftlerden biri diğerini eleştirdiğinde diğeri savunma pozisyonuna girer; ancak savunma bir çeşit karşı tarafı suçlama olduğundan ve “sorun bende değil sende” mesajı içerdiğinden çatışma artarak devam eder. Kısır döngü oluşur.

Örneğin, “Bu senin hatan.”, “Bunun sorumlusu sensin.” , “Asıl sen bunu daha çok yapıyorsun.” gibi ifadeler savunma ve aynı zamanda da suçluluk içerir. Mutlu bir ilişkide olması gereken ise sadece kendini savunmaya çalışmak değil, çatışma anında sorunun bir kısmını kabul etmek ve sorumluluğu üstlenmektir.

- Duvar örme: Diğer üç davranış biçimine göre duvar örme daha tehlikesiz görünse de aslında ilişkiye en çok zarar veren davranışlardan bir tanesidir. Duvar örme, tartışma sırasında çiftlerden birinin fiziksel ve ruhsal anlamda iletişimi kesmesi ve konuşmamasıdır. Bu davranış biçimi temelinde karşı tarafa “Sen değersizsin” mesajı verdiğinden dolayı tehlikelidir.

Örneğin, küsmek ya da suskun kalmak bir duvar örme davranışıdır. Mutlu bir ilişkide olması gereken ise sakinleştikten sonra sorun hakkında konuşmaktır.

Çiftler size en çok hangi sebeple geliyor?

- Boşanma fikri veya süreci.

- Çiftlerin birbirleri ile sağlıklı ve doğru bir şekilde iletişim kuramamaları

- Aldatma problemleri

- Cinsellik ile ilgili sorunlar

- Çiftlerin özel yaşamları ve iş hayatları arasındaki dengeyi kuramamış olmaları

- Geniş ailenin ilişkiye müdahalesi ile ilgili sorunlar.

- Çiftlerin tek taraflı ya da karşılıklı olarak birbirlerine uyguladıkları fiziksel, cinsel ya da psikolojik şiddet

- Çiftlerin birbirlerine olan ilgi, alaka ve sevgilerinin azalması

Whatsapp Image 2024 03 14 At 09.22.40

Çift Terapisti Uzm. Psk. Dan. M. Berat Börklü

“Yalnızca dört yıllık bir psikoloji eğitimi çift terapisti olmak için yeterli olmamaktadır”

Seanslarınızdan verim alabiliyor musunuz, siz çiftlere neler öneriyorsunuz?

Tabi ki verim alıyorum çünkü bu alanda insanların birbirlerini anlamalarına yardımcı olmanın ne kadar önemli olduğunu gözlemliyorum. Çiftlere ilk önerim tercih edecekleri terapistte öncelikle alanında gerekli eğitimleri tamamlamış ruh sağlığı uzmanlarını tercih etmeleri. Yalnızca dört yıllık bir psikoloji eğitimi çift terapisti olmak için yeterli olmamaktadır. Bunun yanında çift terapisi alanında gerekli eğitim programları tamamlamış olmak ve gerekli uygulama süreçlerinden geçmiş olmak gerekmektedir. Bunların dışında evliliği sürdürmenin 7 ilkesini ilişkilerinde rehber edinmelerini öneririm.

Gottman evliliği sürdürmenin yedi ilkesi

Evli çiftlerin alışkanlıklarını bilimsel olarak çözümleyen psikolog John Gottman, pek çok evliliği yıkan davranışları düzeltmenin yolunu gösteriyor. Evliliği sürdürmenin yedi ilkesi, gerçek sorunları olan çiftler üzerinde denenmiş ve sınanmıştır

- Eşinize yeniden saygı ve şefkat gösterebilmek için sevgi haritalarınızı genişletin.

Sevgi haritası, beyninizde eşinizin yaşantısıyla ilgili tüm bilgileri sakladığınız alandır çünkü bilgide güç saklıdır. Bu alana sahip olan duygusal zekalı çiftler birbirinin geçmişindeki önemli olayları hatırlar. Birbirlerinin hedefleri, endişeleri, umutları hakkında bilgi sahibidirler. Örneğin: Kadın, kocası için salata siparişi verdiğinde, yanında sosunu da istemeyi unutmaz.

- Aşık olma nedeninizi kendinize hatırlatmak için birbirinize karşı ‘sevgi ve hayranlığınızı’ geliştirin.

Sevgi ve hayranlık, mutlu, uzun süreli bir ilişkinin en önemli öğelerindendir. Bu öğeler hor görmenin panzehiridir. Bir çiftin sevgi ve hayranlık sisteminin hala çalışıp çalışmadığı, geçmişlerine nasıl baktıklarıyla sınanır. Bazen gömülü olan bu öğeler yalnızca üzerinde düşünüldüğünde ve konuşulduğunda açığa çıkabilir.

- Sorunlarınız olduğunda kaçmak yerine birbirinize yaklaşın.

Çiftler düzenli olarak eşlerinin dikkat, sevgi, mizah anlayışı ve desteği için birbirlerine davetiye çıkarırlar. Örneğin:”çamaşır suyu bitmiş miydi?”diye sorduğunda, kocası “Bilmiyorum. Her ihtimale karşı bir tane alayım” dediğinde sevgi büyür. Çiftler bu durumda uzaklaşmak yerine yakınlaşmayı seçip birbirlerine yatırım yaparlar. İşler zorlaştığında ‘yakınlaşmak’ çatışmalara karşı tampon işlevi görür

- Eşinizin sizi etkilemesine izin verin.

Evliliğinizin mutlu gitmesi için birbirinizi affetmeniz ve eski kırgınlıkları unutmanız gerekir. Yapılması zor olsa da eşinizi bağışladığınızda, ikiniz de kazançlı çıkarsınız. Shakespeare’in Venedik Taciri’nde yazdığı gibi, merhamet ikili kutsamadır. Edeni de kutsar edileni de.

- Çözülebilir sorunlarınızı çözün.

Çiftler birbirine karşı saygılı ve diğer kişinin bakış açısına açıksa, ortaya çıkacak farklılıkları halletmek için iyi bir zeminleri var demektir. Çözülebilir sorunları çözmek için takip edilmesi gereken beş adım:

Başlangıç konuşmanızı yumuşatın. Haim Ginott, 1960’lı yılların ortalarında yumuşak bir başlangıç için  ‘ben’ ifadelerinin eleştiriye ve dinleyicinin savunmasına yol açma olasılığının genellikle ‘sen’ ifadelerine göre daha düşük olduğunu belirtmiştir.  Örneğin: “Benimle hiç ilgilenmiyorsun” / “İhmal edildiğimi hissediyorum.”

- Onarma girişimlerinde bulunmayı ve size yapılan onarmaları kabul etmeyi öğrenin.

- Kendinizi ve birbirinizi yatıştırın. Bedeninizin sakinleşmesi için en az 20 dakika ara verin.

- Uzlaşın. Uzlaşmaya genellikle, farklılıklarınızı ve tercihlerinizi sistematik bir biçimde konuşarak varırsınız.

- Birbirinizin hatalarına karşı hoşgörülü olun.

- Kilitlenmenin üstesinden gelin.

Her iki eş de karşı tarafın düşlerini desteklemenin önemini tam olarak takdir etmediğinde, kilitlenme neredeyse kaçınılmaz olur. Kilitlenmenin üstesinden gelebilmek için öncelikle nedenini anlamanız gerekir. Bunun için;

Hayalleri ortaya çıkarın. Hayalinizi gömerek evliliğe ayak uydurduğunuzda, o hayal kılık değiştirerek kilitlenmiş bir çatışma şeklinde yeniden yüzeye çıkar.

Kilitlenmiş bir aile sorunu üzerinde çalışın. Birbirinin en derin, en kişisel umutlarını ve hayallerini kabul edip saygı göstermek, evliliği kurtarmanın ve zenginleştirmenin anahtarıdır. Birbirinizi yatıştırın. Kilitlenmeye son verin. Amaç çatışmayı önlemek değil yumuşatmaktır. Teşekkür edin. Ortak anlam yaratın.

Ne kadar çok ortak anlam bulabilirseniz, o kadar derin, zengin ve getirili bir ilişkiniz olur. Evlilik içi dostluğunuzu güçlendirir ve çatışmalarla daha kolay baş edersiniz.  Bunun için aile ritüelleri, hayattaki roller, kişisel hedefler, ortak simgeler çok önemlidir

Muhabir: Şevval Dalgıç