Haber: Elips Haber Özel

Jandarma Genel Komutanlığı, dün Akbelen'de yaşananlara ilişkin CHP Milletvekili Mahmut Tanal hakkında suç duyurusunda bulunduğunu yaptığı yazılı açıklamayla duyurmuştu. Edinilen bilgiye göre, CHP’li Mahmut Tanal’da Jandarma Genel Komutanlığı hakkında bugün suç duyurusunda bulunacak.

Konuya ilişin Elips Haber’e açıklamalarda bulunan Tanal, Muğla İkizköy Akbelen Ormanı’nda yaşananların çok üzücü olduğunu aktardı. Ormanların katledildiğini belirten Tanal, Akbelen’de yaşadıklarını anlattı.

“Belgeler kaçırıldı”

“Ben Türk Polisine, Jandarmasına ‘eşkıya’ demedim’ diyen Tanal’ın açıklaması şöyle:

“Üzücü çünkü devletin jandarması, halk yerine sermayeyi koruyor. Üzücü çünkü Aktroll ordusuna inanan bürokratlarımız var.  Daha videoyu bile izlemeden, hakkımızda teker teker tweet atıyorlar, yazık. Yapılan uygulamayı kastettim.  Çünkü hukuksuz şekilde delil kaçırma vardı. Hukuk kapsamında bu belgelerin jandarma tarafından bizlere suretlerinin verilmesi gerekirken hukuk düzeni yokmuş, eşkıya düzeni varmış gibi belgeler kaçırıldı. Öncelikle jandarma, mahkeme tarafından alınan önleme araması kapsamında arama yaptığını iddia ediyor fakat buna ilişkin kararı sorduğumuzda, bu kararı bizlere göstermekten imtina ediyor.  Yetmezmiş gibi jandarma tarafından ‘devlet sırrı’ gibi saklanan arama kararına istinaden Akbelen Ormanı’na giren kişilerin çetelesi tutuluyor.

“Akbelen Ormanı’na direnen vatandaşlarımıza destek olmak için gittim”

Bakın üstüne basa basa söylüyorum; orman alanına giren kişilerin TC. nosu ve isimleri listeleniyor.  Hukukçu olmasak, bizleri kandırabileceklerini sanıyorlar.  Bakın ben 40 yıllık avukatım. Eylem ne demek, hak arama özgürlüğü ne demek, önleme araması ne demek, hepsinden iyi bilirim.  Bakın önceki gün beni provoke edip yanlış yönlere çekmeye çalışanlar oldu. Yeri gelmişken o konuya da açıklık getirmek isterim.  O gün ben ağaç katliamının yaşandığı Akbelen Ormanı’nda canla başla sağlıklı çevre için direnen vatandaşlarımıza destek olmak için Sayın Genel Başkanımızla sahaya gittim.  

Düşünün sadece medyaya yansıyan kısma bakınca, ben orman savunucuları ile kavga etmişim gibi görünüyor. Ancak olayın aslı bu değil. Ben neden vatandaşlarımızla, hak savunucularıyla tartışayım? Aklı başında herkesin tahmin edebileceği gibi olayın gidişatı başkaydı.

Orada bir kişi beni jandarmayı savunmakla suçladı. Bakın tekrar ediyorum: Dünden beri sosyal medyaya göre jandarmayı darp etmeye çalıştığım iddiası yüzünden linç edilen ben, önceki gün de jandarmayı desteklediğim için yuhalandım.

“Provokatör ve ‘sizin yüzünüzden seçimleri kaybettik’ dediğim bu iki kişiydi”

Olaya bakar mısınız? Sosyal medyada paylaşılan kesit yüzünden yanlış anlaşıldıysam tüm vatandaşlarımızdan özür dilerim. Benim sözlerim, beni provoke eden iki kişiye yönelikti. Bu kişiler beni anlamadan, dinlemeden, dar bir pencere ile Limak’ı savunmakla suçladıkları için ben onlara bu sözleri söyledim. Belli ki Genel Başkanımızın geleceğini duydukları için olay çıkarmak için gelen provokatörlerdi. Kesinlikle tüm vatandaşlarımızı kastetmedim. Provokatör ve ‘sizin yüzünüzden seçimleri kaybettik’ dediğim, bu iki kişiydi.

Seçimlerin üzerinden çok geçmedi. Unutmadık, bu gibi provokatörler yüzünden biz montaj videolarla seçimi kaybettik. Benim kastım buydu. Olmayanı varmış gibi topluma yansıtan kişilerdi. Bu yüzden ‘provokatör’ dedim. Ben orada ormanı savunmak dışında neden bulunayım? Aynı seçimdeki gibi bizi provoke edip, halk düşmanıymışız gibi yansıtıyorlar.

“Jandarma hukuka aykırı delili yok etmek için kaçar mı?”

Jandarma, aranan kişilere, arama kararının suretini vermedi. Bir de üstüne fişledi. Biz buna karşı çıktık.  Böyle bir yönetmelik yok. Kanunsuz iş yapan jandarma, benden kaçtı. İnanabiliyor musunuz ben kovalamadım, jandarma kaçtı. Jandarmadan Akbelen’e gelen kişilerin isimlerinin ve TC kimliklerinin listesinin tutulamayacağını, yaptıkları işlemin suç olduğunu, tutulan listeye bakmak istediğimi söyledim ve jandarma kaçtı.

Böyle bir şey olabilir mi? İşledikleri suçun delili elimize geçmesin diye jandarma, evrakları sümenaltı etmek için kaçtı. Türk ordusuna yakışıyor mu? Herkes yaptıklarının bedelini hukuk önünde ödeyecektir. Kaçmak ne demek? Jandarma hukuka aykırı delili yok etmek için kaçar mı?

Tabi ki peşinden koşacağız hukuksuzlukların. Ne zaman koşmadık? Sen delili kaçırırsan ben de delilin peşinden koşarım.  İster jandarma personeli ol, ister AKP’li ol, ister şirket sahibi ol, kim olursan ol, delili kaçırırsan delilin peşinden koşarım! İki, iki daha dörttür.  Şimdi bugün ben bu delili ispat edemiyorsam kaçırıldığı içindir.

“Kaçırılan, gizlenmek istenen delillerin peşinden koşuyorum”

‘Tanal, jandarmayı kovaladı’ şeklinde yansıtılan konuyu tekrar özetlersek, olayın muhatabı ben değilim. İçişleri Bakanlığı, kalkıp benimle ilgili açıklama yapacağına halkı fişleyen, evrakları kaçırıp, jandarmanın itibarını zedeleyen personeli hakkında açıklama yapsın.  Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün; Kanun Ordusu’nun itibarını zedeleyen ben değilim. Halkı fişleyen, evrakları arkasına bakmadan kaçıran jandarma personelidir.  Bir itibar zedelemesi var ise bu, personel yüzündendir. Ben kaçırılan, gizlenmek istenen delillerin peşinden koşuyorum.

“Jandarma personeli hakkında suç duyurusunda bulunacağım”

Olayı sağa sola çekmeyin! Delilleri gizlemek, TCK. 281. maddeye göre suçtur.  Attığım adımlar, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması adınadır. Bu yasa dışı şekilde halkı fişleyen ve Türk Ceza Kanunu’nun 281. maddesi uyarınca ‘gerçeğin meydana çıkmasını engellemek amacıyla, suçun delillerini yok eden, silen, gizleyen, değiştiren veya bozan’ jandarma personeli hakkında suç duyurusunda bulunacağım.”

Editör: Selim Ercan